Daylight / Jeon Jungkook

27

Jungkook şaşkınca ağzını açıp, anlamaz ifadeyle Taehyung'a bakıyordu.

"Ne demek istiyorsun?"

"Hoseok'un babasının sürekli yurtdışına çıkmasının iş olduğunu mu sanıyorsunuz?"

Herkes birbirlerine anlamsız bakışlar atarken, Taehyung devam etti.

"Annesini hiç görmememiz ama sürekli annesinden bahsetmesi mantıklı olamaz, değil mi? Peki ya Hoseok'un babasına bakışları? Bunları görmemiş olamazsınız."

Seokjin, kafasını sallayıp Taehyung'a katıldı.

"Bu doğru. Hep ya soğuk yada öldürecek gibi bakıyor."

Taehyung, Hoseok'a bakıp konuşmaya devam etti.

"Jungkook ve Min, Seul'deyken Hoseok'ların evine gittim. Daha doğrusu gitmek sayılmazdı. Onunla bir işim vardı ama ulaşamadığım için gittim. Bağrışma sesleri gelince kapıyı çalmak yerine bahçe kapısına doğru gidip, seslerini daha net duydum. Şimdi söyleyeceklerime çok şaşırcaksınız."

Namjoon, daha fazla dayanamayıp hafifçe koluna vurdu.

"Zil çalacak birazdan ve ben seni döveceğim. Söyle çabuk."

"Hoseok'un babası annesini aldatıyor. Daha doğrusu başka bir ülkede karısı ve çocukları olduğunu duydum. Sürekli gitme nedeni buymuş. Annesi boşanmak istedikçe onu daha fazla eve kilitliyormuş."

"NE!?"

Hep bir ağızdan bağırdıklarında henüz şoktan çıkamamıştım. Hoseok'un kesinlikle psikolojisi bozulmuş olmalıydı. Ama hiçbir neden bunu yapma hakkını vermiyordu. Demek en büyük sırrı buydu? Bunu herkese söylersem önemli olan aileme karşı söz verdiğim, kişiliğim bozulacaktı. Kimse konuşmayıp, sadece yere bakıyordu. En sonunda boğazını temizleyip, yüzüme bakan Jungkook'la ben de ona baktım.

"Bunu herkese söylemek doğru olmaz, değil mi?"

Gözlerine bakarken, tekrardan Taehyung'un sesini duydum.

"Hayır ama kullanabiliriz."

Aralarındaki en çok sözü geçen Namjoon boğazını temizleyerek dikkatimizi ona vermemizi sağladı.

"Sanırım Taehyung doğru söylüyor. Sonuçta kimseye söylemeyeceğiz, değil mi? Biraz tehdit işe yarayacak."

Jungkook'la birbirimize bakıp, kafamızı sallayarak onayladığımızda diğerleri plan yapmak için çoktan birbirlerine daha çok yakınlaşmışlardı. Bu akıllı ve mantıklı fikiri öne süren Taehyung, dudaklarını yalayıp düşünürcesine yere baktı.

"Bu dersi asmamız gerekecek. Tehdit ediyorsak kimsenin olmadığı ve mümkünse Hoseok'un tek olacağı yerde olmalıyız. Bunun için en iyi yer okulun bodrum katı, değil mi? Oraya haftasonları hariç kimse uğramaz. İlk önce aramızda onu en iyi çekecek kişi Min. Bunun için birkaç dakika sonra Jungkook'dan ayrılıp, Hoseok'a mesaj atacak."

Jungkook kaşlarını çatarak, anlamsızca baktı.

"Hayır, buna izin veremem."

Taehyung kafasını hayır anlamında salladı.

"Kötü bir şey olmayacak. Hepimiz depoda olacağız ama saklanacağız. Hoseok ilk geldiğinde Min'i görecek. Şimdi tenefüs çalacak rol sırası sizde Min ne yapman gerektiğini anladın, değil mi?"

Kafamı evet anlamında salladım. Jungkook'un elimi bırakmasıyla sinirlice 'KAPA ÇENENİ' diye bağırarak, okula ilerledim. Hoseok'a göz ucumla baktığımda bize baktığını gördüm. Sanırım planımız işe yarıyordu? Okulun girişine geldiğimde cebimden telefonu çıkarıp, Hoseok'la olan konuşmalarıma girdim.

mjjung: Hoseok-ah!
Bana ayırabileceğin zamanın var mı?

Saniyeler geçmeden hemen mesaj gelmişti.

hseoki_: Tabii ki, Min. ;)
Bana geleceğini biliyordum.
Nerede buluşmak istiyorsun?

mjjung: Şu anlık okulun bodrum katı en iyisi.

hseoki_: Neden orası?

mjjung: ㅠㅠ
Jungkook'ların rahatsız etmesini istemiyorum.
Biliyorsun.

hseoki_: Zil çalınca orda olacağım.

Görüldü atıp, telefonumu cebime koydum. Derin bir nefes alıp, bodruma ilerlemeye başladım. İçeri geldiğimde karanlık olduğu için biraz irkildim ama Jungkook'u görmemle endişem gitmişti. Tebessüm edip, karanlığa çekilmişti. Birkaç dakika sonra sessizlikten sonra açılan kapıyla bakışlarımı oraya döndürüp, gelen Hoseok'a baktım. Kahkaha atıp, yanıma geliyordu.

"Sonunda bana geldin, Min. Şimdi hatanı anladın mı? Jungkook en sonunda seni bıraktı, değil mi?"

"Bırakmadım."

Hoseok sesin yönüne döndüğünde Jungkook'u görmesiyle irkildi. Tam da istediğimiz buydu! Diğerlerininde çıkmasıyla Hoseok bana anlamsızca bakarken Jungkook'un yanına ilerleyip, elini tuttum. Kahkaha atmaya başlayan Taehyung'la hepimiz ona döndük.