Tüm gece hissetmiştim yaşadığı acıyı. Nasıl bağırdığını, yeter diyişini, hyungları odadan çıkarışını, susup tekrardan ağlayışını...
Hepsini hissetmiştim.Ama yapacak bir şeyim yoktu...
****
Odamdan bir kere bile çıkmadığım yeni günüme uyandım tekrardan.
O kızı odasına götürüp, zevk inlemelerini yan odadan duyduğum gece ağlamaktan uyuyamamış, şiş gözlerim ve karnıma saplanan ağrım ile tavanı izlemiştim boş boş.
Ardından tombulluktan minikleşen ellerimi gezdirmiştim bebeğimin üzerinde.
Hissetmiş gibi tekme atmıştı gece boyu. Hiç durmadan...
"Ağlama baba, dayanamıyorum. Ağlama artık." Dediğini duyar gibi olmuştum bir ara.
Sonra acı acı gülümsemiştim.
Daha da ağlamıştım.Bağıra bağıra, saçlarımı çekiştire çekiştire...
Her yeri dağıtmıştım o gece. Aynamı kırmıştım, dolabımı devirmiştim, yatağımı dağıtmıştım...
Nasıl yaptığımı bilmiyordum ama birden bir güç gelmişti sanki.
"Yeter" demişti.
"Yeter."
"Dağıtta kurtul."
"Dök içini."
"Bağıra bağıra ağla."
"Unut."
"Yalnız ol."
"Hayal et."Sonra teker teker yapmıştım o sesin dediklerini.
Bağıra bağıra yeter demiştim.
Ağlamıştım.
Dağıtmıştım.
Dağılmıştım..Unutmuştum sonra.
Onu
Beni
Benliğimi
AilemiYalnız olmuştum birde. Hyunglar gelmişti sesten dolayı. Durdurmaya çalışmışlardı ama izin vermemiştim. Hepsini zorla dışarı atmış ve yalnız kalmıştım.
Hayal etmiştim. Güzel günleri, günlerimizi, bebeğimin başrol olduğu anıları..
Hepsini.
Sonra kendimi daha fazla üzersem bebeğimin zarar geleceğini anımsadım.
Her gün, 3 sabahtır gözyaşlarımı siliyor, ardından gülümsüyordum.
Bugün 4. günümdü.
Göz pınarlarımı silmiştim tekrardan. Ve gülümsemiştim kırık aynama bakarak.
Hyungları bir kere bile odama sokmamıştım 4 gündür. Kilitliydi odam. Gün boyu yatıyor, bebeğimle konuşmaya cesaret etmeye çalışıyordum.
Sanırım bugün o gündü.
Bebeğimle hiç konuşmamıştım ve bugün konuşma kararı almıştım.Yatağımda doğrulup hafif esnedim ve tekrar kırık aynama baktım.
Gerçek anlamda çökmemiştim.
Ölmüştüm.
Her yerim mosmor, kurumuş kan izleri ve kesiklerle doluydu. Ayrıca hiç yemek yemediğim için kendi kanımı emmiş, az çok doymaya çalışmıştım.
Zayıflamıştım. Hemde acayip zayıflamıştım.
Yüzüm şişikti ve morluklar ile kanlı kesikler ile doluydu.Kırdığım camlar ve aynalar, bana bu yaralarımı hatırlatıyordu. Aynalar da yaralarımı.
Yatağımdan karnımı tutarak kalktım ve 3 gündür kendim gibi mühürlendiğim odamın kilidini açtım.
Cidden açlıktan ölmek üzereydim. Ayrıca karnımda hızla büyüyen bir bebeğim vardı ki; Jimin' in davranışlarına o benden daha önemliydi.
O yaşayacak, ben ölecektim.
Eğer doğururken ölmesem bile, kendimi ondan soyutlayacaktım. Sadece bebeğim için yaşayacaktım.
Zaten şuan bile onun için yaşamıyor muydum?
Dalgınlığımı üzerimden atıp ufak bir adım atmaya çalıştım ama karnıma sancılar giriyordu. Ağrılarım son günlerde o kadar çoktu ki, sanki bana 'artık kendini soyutlarsan sana daha beterini yapacağım' der gibi her ağladığımda sert tekmeler atıyordu.
Yavaşça ve kısıkca inledim. Elimi karnıma daha da bastırdım ve ilk defa bugün bebeğime hitap edeceğim sözümü unutmazcasına konuştum ona.
"Bebeğim, lütfen."
Elimi kapı pervazına yakın duvara yasladım ve destek aldım.
Merdivenlere yavaştan yavaştan yönelmeye başladım. Küçük ve titrek adımlarım ile merdiven korkuluklarına kadar gelip yaslandım.
"Jungkook dur düşeceksin!"
Ve hayatımı karartan son sözler olmuştu birer birer dökülen kelimeleri..
****
Merdivenlerin başında elimi kalbime koyup söylendim.
"Tanrım! Nasıl korktum cidden biliyor musunuz?"
Uyuşuk adımlarına eşlik ederek gözlerini uyuşukça ovaladığı ellerini bana uzattı ve konuşma çabası sarf etti.
"Hadi. Başın dönüpte düşmeden bana gel."
Yavaşça elimi uzattım ve guruldayan karnım ile ona attım kendimi.
Yoongi hyung sarmaladı beni. Sanırım onu biraz korkutmuştum.
"Ödümü kopardın."
Yavaşça ondan ayrıldım ve ciddi misin bakışları attım.
Ben 3 gün odamda neler yapmıştım kendime ve dediği tek şey bu muydu cidden?"Hyung. Sanırım sende ona çekiliyorsun."
"Kime?"
"Ona işte. Bana acının doruğunu bile öğretemeden ihanet eden adama. Ben içeride neler atlattım ama sen bana bunları mı diyorsun cidden?"
(Y/N: Trip time )Bir şey diyemedi ilk. Sonra onun göz bebeklerini tarayan gözlerim omzuma konulan el ile Taehyung'u buldu.
Yanımızda hiç sesini çıkarmamıştı şu zamana kadar ama şuan davranışlarıyla bile anlatıyor olabilirdi. Ben farkedemiyordum.
"Sen, kırıksın Jungkook. Çok kırgınsın. Sen mavisin meleğim. Sen mavinin en güzel tonusun. Sen 'Kırık Mavi' min' en güzel tonusun Jungkook."
****
Bu bölümler biraz hareketsiz geçecek. Çünkü hızlı ilerleyerek anlamanızı engellemek istemiyorum.
Votelemeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Bu arada;
Kırık Mavi'm, Kendini sev. Sen benim en değerlimsin.
O kendini biliyor♥♥
![](https://img.wattpad.com/cover/129363736-288-k876780.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALONE |JİKOOK|
Fanfiction"Safkanlığın ilk gecesiydi. Acıdan kıvransamda, yeni bir varlığın gerçekliğinden habersizdim.O, adeta imkansızdı." Sanırım yalan söyledim! Yakında...