"Lan! Çek o ellerini Jungkook' tan. Lan!! Bak seni yolarım Yoongi. Jungkook! Sende kalksana ya."Sona doğru ağlamaklı çıkan cırtlak sesin sahibine küfürlerimi sunarak bağırmaya başladım.
"Ulan asıl sen bi siktir git. Amına koyayım bi uyutmadın Tae!"
"Benena benena. Onu Yoongi ile uyumadan düşünecektin."
"Oof! Susun amına ya!!"
Yoongi hyungun sesiyle Taehyung sus pus olurken bende ikisine sırıtarak bakmaya başladım.
Yakışıyorlardı pezevenkler..
Bol sövüşlü sabahımıza Jimin'de katılınca dikkat etmem gereken şey ıslak saçlarına eşlik eden boynundaki morluklar olmalıyken, yanındaki kızda durmuştu maalesef.
Birleşmiş ellerinden söz dahi edemeden bir damla düştü gözlerimden. Gizlemiştim aslında ama Taehyung görmüştü ki Jimin' e "Defolun burdan." Diyerek ittirmesinden belliydi.
Bana değer verdiğini hissediyordum.
Bu hissi ilk Yoongi hyungtan almıştım ve işlemiştim nakış nakış kalbime. Şimdi ise Taehyung tarafından değer biçilmek, bu sefer gerçekten değer biçilmezdi. Bu sefer dikişlerime eklenmiş olan sevgi tohumlarını tek geceliği olan kız ile el ele tutuşmuş bir şekilde karşıma çıkması ile açmıştı...
Acıyordu.
Çok acıyordu.
Sol yanım, çok sızlıyordu.
Bunu farkedebilmek aylarımı alacaktı. Ama ben bundan da habersizdim hâlbuki...
****
Sessiz geçen kahvaltıdan sonra düşünmeye başladım. Bunlar vampir değil miydi? Neden insanlar gibi sabah kahvaltı yapıyorlardı?
Sorduğumda ise Namjoon hyungtan aldığım cevap ile hak vermişt-
"Aramızda Yoongi ve Jimin safkanlar ve bizde onlara uyuyoruz."
Ne?! Safkan mı?
"Onlar birer safkan evet. Ama düşündüğünden daha dayanıklı safkanlar. Merak etme yani, ısırmazlar seni."
Tabi tabi. Jimin beni kaç kere ısırmaya kalkıştı bilmiyorsunuz tabi... dedim içimden.
Namjoon hyung sinirli bir şekilde masadan kalkınca yerimden sıçradım. Yemek odasından çıkarken Jimin' ide peşinden sürüklemişti.
N'oluyor??
"Ne düşünmüştün?"
Jin hyungun sorusuyla ona döndüm ve sordum;
"N-ne?"
"Daha demin ne düşündünde kalktı?" Diye dişlerini sıkarak konuştu.
"Tabi tabi. Jimin beni kaç kere ısırmaya kalkıştı bilmiyorsunuz tabi' diye geçirdim. N'olmuş ki?"
"Onun özelliği, bütün varlıkların düşüncelerini okuyabilmek. Tabi göz teması lazım."
Konuşan Hoseok ile her şeyi anlamıştım.
Bu varlıklar tarfından annemin öldürüldüğünü düşünmüştüm, hala öyle düşünüyordum. Ama onların varlıklarına kolay alışmıştım.
Çünkü onların varlığı yerine annemin peşinden koşmalıydım. Belkide diğer yaşadığım saçmalıklara odaklanmalıydım.Ama olmuyordu. Sanırım tekrardan annemi özlemiştim.
Bırak yaşı, hıçkırığımı zor farkeden topluluğa aldırmadan ayağa kalktım ve merdivenleri tırmanarak en sondaki, sağda kalan odama girdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALONE |JİKOOK|
Fanfiction"Safkanlığın ilk gecesiydi. Acıdan kıvransamda, yeni bir varlığın gerçekliğinden habersizdim.O, adeta imkansızdı." Sanırım yalan söyledim! Yakında...