IV : Yapayalnız

134 18 165
                                    

"Bu gece
Ay battı, sonra yıldızlar;
gece yarılandı
zaman geçiyor
Bense yapayalnızım yatağımda" –Sappho (çv. Cevat Çapan)

2017, Nisan

Evin kapısını açtığı gibi çantasını bir kenara koydu. Derin bir iç çekerken sırtıyla kapıyı kapattı tekrardan, gözlerini yumdu ve hiçbir şey olmamış gibi yapmaya karar verdi o kısacık anda. Adımlarını hızlıca atarak banyoya ulaştı, salondan televizyon sesleri geliyordu ve bu yüzden geldiğini kimsenin anlamadığını düşündü. Yani Jessica'nın anlamadığını düşündü, başka biri yoktu ki evde. O anda aynayla karşılaştı Im Yoona, ince elleri kıyafetlerini çıkarmakla meşgulken kendisiyle bakışıyordu. Aynalardan hep utanırdı, çünkü karşısındaki kişi onun hakkında her şeyi, tüm pislikleri dâhil bilen tek ama tek kişiydi. Onun gözlerine bakmak korkunç gelirdi, bu yüzden gözlerini daha fazla aynada tutamadı ve çekti.

Suyu ne sıcak ne de soğuk severdi ama bugün sıcak olmasını istemişti. Sıcak suyun içinde yanıp yanıp aklındakileri unutmak istiyordu. Ayağını kabinin içine uzattı ve hafif bir çığlık atarak geri çekti. "Sıcak sudan bile korkuyorsun, aptal." Tekrardan uzattı ayağını ve dudağını ısırarak tamamen içeri girdi, kapısını kapattı ve suyu soğuttu. "Pes..."

Su saçlarından aşağıya akmaya başladığında gözlerini yumdu. Çok yorgun hissediyordu, bir an önce uyumak istiyordu. Buradan çıktığı gibi yatağa atlar ve gözünü kapatırdı. Zaten yarın ders vermesi gereken kalabalık bir sınıfı vardı. Dudaklarını büktükten sonra tekrardan ve tekrardan derin bir iç çekip şampuanı eline aldı. En azından... En azından öğleye kadar uyuyabilirdi çünkü dersi geç başlıyordu.

"Yoona?" Banyo kapısının arkasından Jessica'nın sesini duyduğunda başını o tarafa çevirdi. "Ne zaman geldin?" Suyun sesinden dolayı az geliyordu buraya ama yine de Yoona'yı etkilemeye yetmişti o yorgun ama seksi ses. Sırıttıktan sonra bağırdı kapıya doğru;

"Yeni geldim. Çıkarım az sonra."

"Bir şey ister misin? Aç mısın?"

Saçlarını şampuanlarken uykusunun ağırlığını düşündü. "Kahve çok iyi olurdu."

Derse daha geç giderdi, hem sanki tüm öğrenciler erken geliyordu ya.

Kabinden çıktı ve beyaz bornozunu giyip saçlarını kurutmaya başladı. Bu sefer buharlarla kaplanmış olan ayna onda daha deminki etkiyi yaratamamıştı. Banyodan çıkıp Jessica'nın yanına gitmeye karar verdi, Im Yoona'nın yüzünde mutlu bir gülümseme vardı. Koltukta oturmuş belgesel izliyordu sarışın, önündeki sehpada duran kahve bardağını alıp sevgilisinin yanına oturdu, Yoona. "Hey, Sica."

Jessica, Yoona'nın yanına oturduğunu gördüğünde başını onun omzuna yaslayıverdi ama gözleri hâlâ hipopotamları izliyordu. "Nasıl geçti bugün?"

"Aynı. Bulamadım yine..." Jessica'nın kumanda tutmayan elini kendi elinin arasına alıp televizyona döndü. "Senin?"

"Aynı, iş."

Sarışının bu soğuk ve kısa cevabı Yoona'yı rahatsız etmişti, televizyondan başını çevirip sevgilisini dalgın yüzüne baktı. "Pazar günü?"

"Bilirsin beni." O kadar umursamaz bir şekilde söylemişti ki bunu Yoona bardağını sehpaya bırakmak zorunda hissetti. Tuttuğu elinden onu kendisine çekip gözlerine sert bir şekilde baktı.

"Bir şeyler mi saklıyorsun?"

"Tabii, hemen seni aldatmakla suçla beni." Jessica, Yoona'nın elini bırakıp kanalları değiştirmeye başladı.

Sorrowful AprilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin