"Oh..." Tenten tezgahta Hinata ile konuşurken bahçenin girişine bakıp hayretle mırıldandı. "Ciddi ciddi aldı geldi... Vefalı çocuk." Hinata da şaşırdı.
"Gidip yardım edelim çocuğa." Hinata Tenten'i dürtüp Naruto'nun yanına gitmeleri için işaret verdi, bir sürü şey aldığı ortadaydı. Dahası da tahminen arabada.
"Oha!" Tenten yanına gelir gelmez elinden poşetleri almaya çalıştı, gerçekten çok fazla poşet taşıyordu ve hepsi birbirinden ağırdı. "Dur da yardım edelim."
"Gerek yok." Naruto gözlerini devirip içeri gitmeye devam etti. "Ben hallederim, siz işinize bakın."
"Ama-!" Tenten konuşuyordu ki Naruto sızlanarak lafını böldü.
"Hadi ama!" Kısaca kızlara döndü. "İçeriye siz mi bakacaksınız ben mi?" Kızlar birbirine tereddütle bakıp başlarını salladılar ve içeri tezgahın oraya geçtiler, Naruto ise dolapların ardına getirdiği yükleri koyuyordu. "Oh... Diğerlerini de alayım." Sonra dışarı çıktı, müşterilerin odağı olmuştu. En azından telefonlarını çıkarıp Naruto'yu hedef almıyorlardı.
"Kim bilir ne kadar tutmuştur..." Hinata istemsizce mırıldanıp elini dudağına götürdü, parmaklarının ucu dudaklarına değdi. Tenten ise o sırada müşterilere bakıyordu.
"Kız," Tenten tırnağını ısırarak onu dürttü ve gözleriyle işaret etti. "Bu sana bakar ha, demedi deme." Hinata gözlerini devirdi.
"Sanki bakmasına muhtacım. Tanımıyorum bile." Kollarını göğsünde birleştirdi.
"Ne var ya?" Tenten yüzünü ekşitti, sonra bahçe yoluna döndü, Naruto diğer poşetleri getiriyordu. "Bayağı güçlü ama ha, bir de atletik falan, baksana. Nasıl da bir seferde dolu dolu torba taşıyor." Siyah atlet ve turuncu pantolon giydiğinden boyu posu meydandaydı, atlet üstüne tam oturuyordu.
"Ne yapayım yani?" Hinata daraldığını hissetti. "Sırf kaslı çocuk diye mi onunla çıkacağım?"
"Yani onunla çıkacaksın?" Tenten merakla ona bakınca Hinata gözlerini kısıp onu tamamen boş verdi.
"Ah." Naruto yanlarından geçip poşetleri yerine koydu. "Sonuncuları getireceğim şimdi." Hafifçe gülümseyip hemen gitti.
"Çalışır da bu."
"Sen niye izdivaç programı falan yapmıyorsun?" Hinata artık içinin tükendiğini hissetti. "Çalışırmış, bakarmış, kaslıymış, bilmem neymiş miş."
"Şurada sana alfa seçiyoruz be!" Tenten gururla takdim etti. "Yerinde olsam teşekkür edip hemen tavsiyeme uyardım!"
"Alfa ne ya?" Hinata garip garip bakıp önüne döndü. "Garip garip isimler."
"O değil de," Tenten merakla yığılan poşetlere baktı. "Ben bu kadar fazla şey yazmamıştım..." Sonra Hinata ile bakıştı.
"Hanımlar." Naruto aralarını bölüp son poşetleri de getirip yerine koydu. "Bunlar da sonuncuları -tebayo."
"Çok teşekkürler ama-" Hinata teşekkürlere başlayınca Naruto yanından geçerken lafını kesti.
"Lafı bile olmaz, keyfinize bakın." Sonra gitmeye başladı. "Benim eve gitmem gerekiyor, sonra uğrarım." Kapıya gittiğinde onlara el salladı, onlar da gülümseyip el salladı, daha doğrusu Tenten sırıttı. Sonra Naruto bahçeye çıktı, oradan da çıkıp gözden kayboldu.
"Yine bekleriz." Tenten çok geç konuştu. "Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz." Hinata sadece gözlerini devirdi, sonra poşetleri halletmeye başladığında afalladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zambak Vadisi (NaruHina AU)
FanfictionVeeee Gooool! Naruto! Naruto! Naruto! Bunlar bütün maçlarda duyulan sözlerdi, sanki bir kanun gibi. Naruto Uzumaki, Konoha Milli Takımının sarı şimşeği, parıldayan yıldızı, yükselen genç şöhreti, sahaların atılgan şampiyonu. Hayallerine kavuşup dolu...