Ve Tenten gitmişti Neji'ye, Hinata'yı Naruto ile bırakmıştı.
"Günaydın." Naruto yine aynı saatte arabayla gelip onu arabaya almıştı. "Hazır mıyız çalışmaya?" Turuncu tişört ve mavi kot giyiyordu, mavi spor ayakkabılar dahil, siyah kolsuz kapşonlusu koltuğuna asılıydı.
"Günaydın." Hinata gözlerini devirip iç çekti, nereden geliyordu bu kadar neşe sabah sabah? Şikayetçi değildi tabii, pozitif olmasına sevindi. Üzerinde toz pembe bol olan bir bluz vardı, uzun lacivert etek giyiyordu ve bacağının yarısına kadar çıkan lacivert çorap vardı, ayaklarında ise beyaz hatlı lacivert spor ayakkabı. Etrafına uzun bir açık mor kapşonlu ceket almıştı. Kahverengi çantası kucağındaydı.
"Tabii ki hazırız çalışmaya." Hinata yanıtladı, Naruto aracı sürüyordu. "Her zaman hazırız." Mırıldandı, Naruto bunu fark etmişti tabii ama bir şey demedi.
Hızla dükkana ulaştılar ve kafeyi açıp hazırladılar, Hinata bir yandan mutfakta, diğer yandan müşterilerle ilgileniyordu.
"Kahvaltı yaptın mı?" Yanında duran Naruto'ya sordu. Naruto kaşlarını kaldırıp olumsuz cevap gönderince Hinata hafifçe gülümsedi. "Ben bir şeyler hazırlayayım..." Sonra mini mutfağa geçip Naruto'yu bir süre orada bıraktı, onu aç bırakamazdı, aç olduğunu hayal etmeye bile gönlü el vermiyordu. Naruto ise ona özel kahvaltı hazırlayacağını görünce sevindi, müşteri olarak değil de aç kalmasın diye, gönlü el veremiyordu acı çekmesine...
"Oha!" Sarışın bir bayan müşteri geldiğinde Naruto'yu kasada görünce paralize oldu. "N-Naruto Uzumaki mi?!" Gözlerine inanamıyordu.
"Ahah," Naruto gerginlikle gülüp başının arkasını kaşıdı, ceketini beline sarmıştı. "Yeni eleman -tebayo."
"Ay..." Kız ayılıp bayılırken birkaç arkadaşı geldiklerinde hepsi hayran kalıp soru yağmuruna tuttu.
"Sakura ne yapıyor?" Siyah saçlı arkadaşı sordu. "Bayağıdır ekranda görünmüyorsunuz?"
"..." Naruto duyduğu isimle bütün neşesini kaybetti. "Ayrıldık, yüzü varsa konuşur."
"Oha!" Hepsi bir anda bağırdı.
"Tamam, başka soru yok." Naruto konuyu kapatmaya çalıştı. "Evet hanımlar," Tezgaha dayandı. "Ne istemiştiniz? Zambak Vadisinde çiçekler solmaz, lezzetleri de öyle." Göz kırpıp hafifçe sırıttığında kız grubu gözlerinde kalpler, kırmızı yanaklarla nefesleri kesilirken iç çekerek ona baktılar, her biri asla gerçekleşmeyecek olan hayallerini mırıldandı.
"Benle çıksa... Bir sarılış, öpücük için neler yapmazdım! Beni kollarına alsın, bir kerecik!" Falan filan.
"Naruto," Hinata mini mutfaktan çıkıp oraya geliyordu, başında turkuaz bir bandana saçlarını geri tutuyordu, alnının iki kenarından birer bukle düşüyordu. "Kahvaltın hazır." Kız grubunu görünce duraksadı ve mırıldandı. "Nerede yemek isteyeceğini soracaktım ama..." Hayranları olmalıydı, suratların belli.
"O zaman şimdi boş musunuz?" Kızlar umutla soruyordu. "Kimle çıkıyorsunuz, bir sevgiliniz var mı?"
"..." Naruto gülümseyerek gelen Hinata'ya bakınca Hinata yavaşça geri adımlar atıp saklanmaya çalıştı ama kızlar bakışlarını takip edip Hinata'yı bulunca kızcağız durdu, utanmıştı, bu kızların birazdan bütün dünyaya adını duyuracağına emindi.
"Birisi var." Naruto gülen yüzle kızlara döndü. "Henüz sevgili değiliz, ama olacağız." Hinata'nın duyduğundan emin oldu ve kızlara göz kırptı. "Kusura bakmayın, boş değilim."
"Ya ama ya!" Kızlar isyan ederken arkalarında birkaç müşteri belirmişti, kıyafetlerinden belliydi işe gidiyor oldukları, daha büyük kesimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zambak Vadisi (NaruHina AU)
FanficVeeee Gooool! Naruto! Naruto! Naruto! Bunlar bütün maçlarda duyulan sözlerdi, sanki bir kanun gibi. Naruto Uzumaki, Konoha Milli Takımının sarı şimşeği, parıldayan yıldızı, yükselen genç şöhreti, sahaların atılgan şampiyonu. Hayallerine kavuşup dolu...