BÖLÜM-6 LAVİN

156 98 10
                                    

Kimden:Melis
-Kurtar beni Yaprak. Ölüyorum Yaprak, ne olur kurtar beni.

Melis mesaj atmıştı! Yaşıyordu. Ve benden yardım istiyordu onu kurtarmak zorundaydım o benim en yakın arkadaşımdı. Kurtaracaktım. Ama nasıl? Nerede olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Aman neyse bunun bir önemi yoktu onu bulmalı ve kurtarmalıydım. Ve aynı zamanda hemen harakete geçmeliydim. Çantamı alıp hızlıca dış kapıya doğru koştum. Kolu çevirdim vee, kilitliydi. Kapının önüne oturup çağresizce ağlamaya başladım. Çok geçmeden sesimi duyan Rüzgar koşarak yanıma geldi. Telaşla yanıma oturdu ve,

  "Ne oluyor Yaprak? Burada ne yapıyorsun bu saatte?" dedi.

Çok kötü hissediyordum. O anki hüznümle Rüzgar'ın boynuna atladım ve ona sımsıkı sarıldım. Birinden güç almam lazımdı. Ve o güç Rüzgar da fazlasıyla vardı.

  "Hiç iyi değilim Rüzgar. Hiç iyi değilim. Bana yardım et." ona sarılmam ile oda şaşkınlıkla bana sarıldı ve beni teselli etmeye çalıştı,
 
  "Tamam,tamam sakin ol. Sana yardım edeceğim söz veriyorum. Sadece sakin ol. Konuşacağız tamam mı?"
"Tamam." dedim ve sarıldığım boynundan ayrılarak gözyaşlarımı sildim. Ardından ekledim,

  "Yanımdan gitmesen olmaz mı?"
Saat akşam ikiydi ve ben bu saatte Melis'i kurtarmaya kalkışmıştım. Bunu yapamayacağımı bilsem bile. Ve şimdi gözüme zerre uyku girmeyeceğini bildiğim için Rüzgar yanımdan gitsin istemiyordum. Biraz şaşkındı ama çok geçmeden cevap verdi.

  "Pek ala gitmeyeceğim ama uyumanı istiyorum. Yorgunsun Yaprak, dinlenmen lazım."

  Nasıl uyuyabilirdim ki? Melis'im kim bilir neredeydi. Yinede Rüzgar'ı üzmemek ve sözünü dinlemek için usulca başımı salladım. Rüzgar bana iyi geliyordu. Ona bakınca birazda olsa içimde bir huzur hissediyordum. Evet onu bu gün tanımış olsam bile o benim ilacımdı. Gözlerinin içine baktım ve,

"Omzuna yaslanabilirmiyim?" diye kısık ve titreyen sesimle sordum.
  İtiraz etmedi. Belkide edemedi. Evet şeklinde yavaşça kafasını salladı.
Kafamı omzuna koydum, burnuma hoş bir parfüm kokusu gelmişti. Kokusunu içime çekerek hiçbirşey düşünmemek üzere gözlerimi kapattım. Elinin bir an saçlarıma gider gibi olduğunu hissetsemde kendini geri çekmişti. Ardından zaten uyumamaya meyilli olmasamda uyuya kalmıştım.

Sabah erkenden kalkmıştım. Hâla kapının önündeydik ve benimle birlikte Rüzgar da uyuya kalmıştı. Onu uyandırmamak için sessizce yaslanmış olduğum omuzundan kalktım. Kapının önü buz gibi soğuktu üşümemesi için odadan bir battaniye aldım ve üzerine örttüm. Ardından kendim ve onun için kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa geçtim. Aynı zamanda aklım hâla Meliste'ydi. Bir yandan tabak çanak çıkarıyor ve omlet malzemelerini ayarlıyor bir yandanda çaresizce Melis'i düşünüyordum. Ama bu kadar beklemem yeterdi. Rüzgar uyanınca ona herşeyi anlatacak ve Melis'i bulacaktım. Tam bu sırada yanlışlıkla yumurtalardan biri elimden kayıp düştü ve mutfak kapısının önünde Rüzgar belirdi,

"Günay-... Yaprak Hanım mutfağı kirlettiğiniz için çok teşekkürler." dedi ve gülmeye başladı.

Şaşkındım bana kızmamıştı aksine gülümsemesini bir dakika bile eksik etmiyordu. Yeri silmek üzere elime bezi aldığımda hızla bezi elimden aldı ve,

"Lütfen ben hallederim." deyip yeri silmeye başladı ardından konuşmaya devam etti.

"Ne hazırlayacaktın yumurta ile? Aslında bir krep olsa fena olmazdı."
"Şey omlet diye düşünmüştüm. Ama istersen krepte yaparım."

  Sildiği yerden doğruldu bezi masanın üzerine bıraktı ve elimdeki yumurtayı da alıp.

"Ben halletsem daha iyi olacak. Yumurtalarımız sınırlı sayıda başarılı şef Yaprak Hanım."

Sanırım haklıydı o halletse daha iyi olacaktı. Birbirimize bakıp gülümsedik. Yinede geri kalmamak için cevabımı eksik etmedim.

" Ya ben yapardımda. E çok ısrar ettin hadi sen hazırla bari." deyiverdim.
"Emriniz olur efendim on beş dakikaya hazır. Hadi hadi üstünü giyin sende yüzünü falan yıka işimiz var seninle."
Ne işimiz vardı ki? Ayrıca benim ona anlatacağım şeyden daha önemli bir iş olamazdı. Üzerimi değiştirmek üzere odaya gittim. Önce yüzümü yıkadım ardından dolaptan beyaz bir pantalon üstünede siyah kısa bir          tişört ve kot ceket aldım. Bunlarıda hızlı bir şekilde giydikten sonra saçımı havadan sıkı bir at kuyruğu yaptım. Gözüme makyaj masasının üzerinde duran lavanta kokulu parfüm ilişti. Rüzgar kızarmıydı ki? Yok canım alt tarafı parfüm dedim ve biraz parfümdende biraz sıkmış bulundum. Rüzgar'ın bana seslendiğini duydum.

"Yaprak Hanım! Krepleriniz hazır efendim. Soğumadan masaya gelmeniz rica olunur."
Yüzümde yine bir tebessüm oluştu ve mutfağa geri gittim. Daha kapıdan girmeden o mükemmel krep kokusunu alabiliyordum ama sanırım benim sıktığım parfümün kokusu bunu bastırmıştı ki Rüzgar hemen soruverdi,

"Lavanta mı kokuyor?"
Bunu söylerken sesi titriyordu. Neden olduğunu anlamasamda
"Evet, şey parfümden biraz sıktımda bir sakıncası mı var?"
Yüzü biraz asıktı, ve ağlamaklı bir ifadesi vardı.

"Anlatacağım Yaprak hadi otur başla sen ben hemen geliyorum." dedi ve hızla içeri gitti. Ne olduğunu anlamak için peşinden gittim. Bana kalmam için verdiği odaya doğru yöneldi ve kapıyı kapattı hafif aralık kalan kısımdan onu izlmeye başladım. Duvardaki resme bakıyor ve ağlıyordu. Kendi kendine de birşeyler söylüyordu üstelik. Birazını duymuştum.

"Allah kahretsin ben ne yapacağım bu kız bana iyimi geliyor yoksa yaramı daha mı çok kanatıyor Lavin'im."

Lavin? Sanırım resimdeki kızın adı Lavin di. Peki neden bir resimle konuşuyordu. Ayrıca o kız dediği ben olmalıydım ve benim onu nasıl hissettirdiğimi anlatıyordu.  Kendimi kötü hissetmiştim acaba ben ona gerçekten kötümü geliyordum. Lavin acaba onun nesi oluyordu? Abla,anne,kardeş yada belki sevgili...
Fotoğrafa bir öpücük kondurup yanıma gelmek için doğrulurken  ondan önce hızla mutfağa geri döndüm. Bana hep güçlü yanını gösteriyordu o yüzden yine gülümsedi. Ama ben güveniyordum. Tek kelime etmeden yemeğimi yemeye başladım. E tabi ama benim adım Yaprak hiç çenem dururmu biraz zaman geçer geçmez soruverdim.

"Lavin kim?"

Allah kahretsin ne demiştim ben cümleleri geri çekme gücümüz yokmuydu ya bizim. Yüzü yine asıldı ve ağzına aldığı lokmayı yutmakta zorlandı. Sonra ciddiyetle bana dönerek,

"Lavin benim...."

Evettt bu bölümünde sonuna geldik sizce Lavin Rüzgar'ın nesi oluyor? Tahminleri bekliyoruzz❤ Oylamayı unutmayın sizi çok seviyoruzz

Sonbahar Yaprağı #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin