BÖLÜM-7 LAVANTA PASTAHANE

139 95 6
                                    

"Lavin benim, Lavin benim herşeyim. -di..."

"Hiçbir şey anlamıyorum Rüzgar! Kim bu kız ben neden tanışamıyorum! Bana kalmam için odasını veriyorsun ve kız ortada yok!"

Çok sinirlenmişti iki elinide yumruk yapıp sert bir şekilde masaya vurdu ve işte cümlelerini söylediği an yıkıldım,

"ÇÜNKÜ O ÖLDÜ YAPRAK! TAMAM MI? O ÖLDÜ! Kalbimde ölmesede o artık yaşamıyor. "

Kendimi kötü hissetmiştim ortada ölmüş ve Rüzgar'ın çok değer verdiği bir insan vardı ve ben onun çok üstüne gitmiştim. Ağlamaklı bir sesle sordum.

"Şey o senin ablan veya annen falanmıydı?"
"Sevgilimdi."
"Hım şey ben özür dilerim Rüzgar sadece merak ediyorum."
"Bilmeye hakkın var ama şunuda bil çok meraktan hayır gelmez."

Yüzümü sol tarafa doğru utançla çevirdim. Demek Lavin onun eski sevgilisiydi acaba neden ölmüştü? Neyse bu kadar merak yeter Yaprak Hanım çocuğu iyice üzüp sinirlendireceksin.
E bende ne yapayım işte hep meraktan. Aslında en başında nasıl anlamadım ben bunu ya? Sevgilisine çok benziyordum hatta paralel evrendeki ikizim gibi birşeydi. Oda dayanamamış ve beni ölmekten kurtarmıştı. Buna üzülmelimiydim yoksa sevinmeli mi? Kendini benimle mi avutuyordu yoksa gerçekten vicdanı içinmi bunu yapmıştı?

Kafamdan hiç eksik olmayan misafirlerim yani gereksiz sorular kafama yeniden hoşgeldiniz..

Rüzgar yemeğini yarıda bıraktı ve kalkmak üzere ayaklandı.

"Yemiyecekmisin?"
"İstemiyorum. Ye sen hadi. Ama hızlı ol gideceğimiz bir yer var demiştim."
"R-rüzgar dur!"
"Yine ne var Yaprak?"
"Sana anlatmam gerken bir şey var çok önemli."
"Sonraya sakla olurmu? Dinlemek istemiyorum."
"Ama Rüzga-..."

Son kelimemi söyleyemeden mutfaktan çıktı. Çok sıkıntılı ve sıkıcı bir hayatı vardı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ama ama oda neydi..
Gözümün önünde sürekli bir sahne canlanmaya başladı.

Bir hafta önce;
Anne aç kapıyı! Anne yapma! Annee lütfen.....

Gözlerimi birazdaha sıkı kapatıp kendimi hatırlamaya zorladım. Gözümün önüne sürekli banyo kapısının önünde haykırışlarım ve kan revan içinde kalmış ellerim geliyordu.
Hatırlıyordum herşeyi herşeyi hatırlıyordum. Biraz birazda olsa hatırlıyordum. Bu benim hayatımdı.
Gerçi hayatım mı demeli yoksa korku filminden küçük bir alıntımı kararsızdım.

Rüzgar da bende bahtsız diye nitelendirilen insanlardandık.
Belkide baht bize bir gün geri dönecekti? Her son sadece bir başlangıçtır.. Bizim hayatımız henüz yeni başlıyordu. Engellerimizde olacaktı. Mutlu olmaya koşarken düşecektikte..
Ama biz kalkacak ve dikenli yollardan gül bahçesine olan yolculuğumuzu tamamlayacaktık. En azından öyle olmasını umuyordum..

Yemeğimi yiyecek tek bir sebebim bile kalmamıştı. Yutamıyordum çünkü canım acıyordu. Yediklerimizi toplamak istedim. Ve henüz üç saniye geçmeden,

ÇATTTT!

Yaprak Sezel yine tüm sakarlığını konuşturmuş ve elindeki tabağı kırmayı başarmıştı. Hızlıca toparlamak isterken sesi duyan Rüzgar yanıma gelmişti. Daha çok hızlanmamla elime küçük cam parçalarından biri batmıştı.

"Yaprak sen bizi fakirmi bırakacaksın? Kenara gel ve bundan sonra hiçbir işi bensiz yapma olurmu?"
Alaycı bir tavırla bunları söylerken sadece başımı salladım ve özür diledim.
Elime baktığımda cam parmağıma girmişti. Ufacık bir parçaydı ama yinede canımı çok yakıyordu. Rüzgar da elime baktı ve telaşla bağırdı.

Sonbahar Yaprağı #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin