Nefes teyze hıçkıra hıçkıra ağlarken tepkisiz bir şekilde onlara bakakalmıştım. Annesi onu öyle seviyordu ki imrenmemek elde değildi. Annemle beni gördüm orada. Tabii ben Rüzgar kadar soğuk değildim. Hata yapıyor ama farkında değil gerçi normal karşılamak lazım çünkü bir şeye değer vermek için önce onu kaybetmek gerekiyor. Bunu en iyi bilenlerdenim.
Annemin; güzel yüzü, kumral saçları ve en unutulmayacak olanıda "kehribar gözleriydi" benim için.. Sanırım Rüzgar'ın gözlerini bu yüzden bu kadar çok beğeniyorum. Hafızamı kırk kere de kaybetsem annemi unutamam. Sanırım dünyanın en kötü hissi annesizlik.. Tabi bazı anneleri saymıyorum. Öyleleri varki çocuğuna üvey evlattan beter davranıyor ama benim annem başkaydı. O bambaşkaydı. Herzaman bana destek oldu arkamda durdu ama o gün nedenini bilmediğim bir şekilde beni bırakıp öyelece gitti..
Orada çok mutlu ol anne...Tam ağlama kıvamına geldiğimde Nefes teyzenin burnumun ucunda belirdiğini fark edişimle irkildim. Bana sorgulayıcı bakışlar atıyor ve hiçbir şey söylemiyordu açıkçası korkmaya başlamıştım. Beni süzmesi bitip Melis'e yöneldiğinde derin bir nefes aldım. Korkma sırasıda Melis'e geçmiş oldu. Rüzgar gayet keyifli görünüyordu hatta bizim korku dolu bakışlarımıza gülmemek için kendini zor tutuyordu. Nefes teyze Melis'i süzmeyide bitirmiş olmalıydı ki bu sefer ikimizin ortasına geçti ve konuşmak için boğazını temizler gibi bir harekette bulundu.
"Siz iki genç bayan oğlum iki gündür nerede! Ve kimsiniz hemen bir cevap bekliyorum."
Sesi konuşurken ağlamasının etkisiyle biraz tiz çıkmıştı. İçimin kanamasını sağlayan bir neden daha.. Nefes teyzenin gözleri üzerime dikilmiş cevap istiyordu. Son derece rahatsız olsamda bir cevap vermek zorundaydım. En sonunda en doğru cevap olarak karar verdiğim şeyi dile getirdim.
"Efendim lütfen sakin olun. Gerçekten o kadar uzun ki içeri geçip size herşeyi en başından anlatacağım."
İkna olmuş gibi gözüküyordu. Kafasını sallaması ve eliyle buyrun der gibi içeri geçmemizi gösterişiyle ben, Melis ve ardımızdan Rüzgar içeri geçtik.İçeride aşırı lüks bir hava vardı. Son moda koltuklar, büyük dev ekran bir televizyon ve salonla mutfağı bir araya bağlayan filmlerde gördüğüm amerikan mutfak dedikleri tarzda bir oda. Biz hiç bu kadar zengin olmamamıştık bu yüzden böyle şeyleri sadece film ve dizilerde görüyordum. Yinede hakkını yiyeyemem babam her istediğimiz olsun diye elinden geleni yapardı. Eve geri dönecek olursak son moda koltuk mu demiştim? İyiki evimizde bunlardan bir tane yokmuş. Oturduğum en rahatsız ve sert koltuk bu olabilir. Bu rahatsızlık ve gerginliğin içine birde Nefes teyzenin "Konuşmayacak mısın kızım?" sesi araya girmişti. Herkes bana bakmış konuşmamı bekliyordu. Bu kadar gergin bir ortama girdiğimi hiç hatırlamıyorum tabii Meriç salağının Melis'i kaçırışını, annemin ölümünü ve Rüzgar'ın hastahanede kalışını saymazsak. İç sesim hadi Yaprak sen yaparsın! diye haykırsada ben yanlış bir şey derim diye tir tir titriyordum.
Sonra birden akıverdi kelimeler,"Nefes teyze b-ben, birkaç ay önce babamı kaybettim. Ardından annem sadece birkaç hafta önce gözlerimin önünde canına kıydı. Annemin ölümüyle birlikte onu kurtarmak isterken bende hafızamı kaybettim. Bu arada ben Yaprak. İki gün önce kısmen tanışmıştık hatırlatsanız. Bu kızda Melis, benim en yakın, kardeşim kadar değer verdiğim arkadaşım. Haklı olarak oğlumun bunla ne alakası var diyeceksiniz oğlunuz hikayemin en özel insanı, başrolü ve hatta süper kahramanı diyebilirim. Benim hastahaneden çıktığım gün Melis'le kavgalıydık Melis'i yanlız bırakıp arkama bakmadan gittiğimde Meriç diye bir adam onu kaçırdı. Kurtarmaya çalıştım ama yapamadım efendim. Bende kimsesiz kalınca kaderime isyan edip ölmek için trafiğin ortasına attım kendimi. Tam ecelimin sonunun geldiğini anlayıp hızla bana gelen arabaya bakarken iki el kavradı bileklerimi hızla geriye çekti. Korku dolu gözlerle bana bakıyordu kehribar gözleri. Sonra olaylar çok hızlı gelişti kalcak bir yerim yoktu ve utanıyordum ama Rüzgar hiç tereddüt etmeden koruması altına aldı beni. Arkadaşım bile onun sayesinde burada şu an. İki
gündür olmamasının sebebi ise o psikopatın kolunu yaralaması ve kan kaybından neredeyse ölüyor olmasıydı-..""Ne diyorsun kızım sen." Nefes teyzenin cümlesinin arkasından gelen yaş gerçekten çaresizdi. Bir şekilde söylemek zorundaydım ve söyledim. Rüzgar hemen beni yatıştırmak için sözümü kesti.
"Yinede bunları yapmamı isteyen Yaprak değildi anne! Onu yanımda olması için ben zorladım-."
Şimdide Nefes teyze Rüzgar'ın sözünü kesmişti,
"Onu Lavin'e benzediği için kurtardın Rüzgar! Yalan de. İtiraz et. Çarpıldığındaysa annem haklıydı de yakın."
Nefes teyze haklıydı beni sadece Lavin'e benzediğim için korumuştu. Ağlamayacaktım çünkü ağlarsam güçsüz olduğumu göreceklerdi.
"Ben özür dilerim efendim. Oğlunuzun hayatından çıkacağım. Sizi rahat bırakacağım. Söz veriyorum."
Hızla ayağa kalkıp bahçeye çıkmak için adım atsamda Rüzgar kolumdan tutup çıkmamı engelledi.
"Hiçbir yere gitmiyorsun. Göndermem. İster annem karşı çıksın ister kader ben o kaderi değiştirmek için elimden geleni yaparım.Yeterki gitme."
"Rüzgar bak olmuyor. İkimiz birer yabancıyız ve öyle kalacak. Evinde kalmamın hiçbir anlamı yok. Lütfen anla ne sen beni tanıdın nede ben tamam?"
Son cümlem benim bile canımı acıtmıştı. Rüzgar'la gözlerimiz birleştiğinde ağladığını gördüm. Erkeklerin ağlaması garibime gidiyordu tabiki onlarında duyguları var ama onlar kızlardan daha güçlü-yani bence- Sadece çaresiz bir erkek ağlar ve Rüzgar'ın şu an çaresiz olduğu bariz bir şekilde ortada. Arkamı dönüp çıkmaya hazırlanırken Rüzgar'dan bir tepki beklerken Nefes teyzenin sesini duydum.
"Yaprak! Lütfen dur kızım. Oğlumun azıcık hatırı varsa dur."
"Buyurun efendim."
"Rüzgar.. Ben oğlumu hiç böyle canlı görmedim. Yani en azından bir kaç yıldır. Sen onu hayata bağlamışsın Yaprak. Ne olur bir anne olarak hatrımı kırma kızım. Sana kalacak iyi bir yer bulana kadar bizimle kal."
Ne! Son duyduğum cümle doğrumuydu? "Bizimle kal". İyice emin olmak için anlamamış gibi yapayım bari.
"E-efendim?"
"Bizimle kal Yaprak. Rahat edemez isen hemen bir ev alırız sanada."
"Efendim şey ben-."
"Nefes teyze diyebilirsin kızım. Hatta istersen anne de."
"P-peki. Eğer size rahatsızlık vermezsem."
Cümlemi bitirdikden sonra Rüzgar'a dönüp özür dilemeyi ihmal etmedim. Tabiki hemen affetti. Yeni hayatına merhaba de Yaprak Sezel..Merhaba yeni hayatım..
Şimdi siz Melis'e ne olacak diye merak ediyorsunuzdur. Melis Birsen Teyzemgilde kalmaya devam edecek ve oradan bana eşyalarımı getirip durumu bir de Birsen teyzeme anlatacak. Yani Melis'i asla hayatımdan çıkarmam normal olarak görüşmeye devam edeceğim ve o benim hep en yakın arkadaşım -kardeşim- olarak kalacak.
***
Evettttt bir bölümün daha sonuna geldikk😊
Nasıl bulduğunuzu gerçekten merak ediyoruz-yorum yazın mesajı vaar😂-
Vote ve destekleride bekliyoruz seviliyorsunuz Ballar❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar Yaprağı #Wattys2018
ChickLit17 yaşında sakin ve başarılı bir kız..-dı. Taki hayatının yıkılış noktasını yaşayıp rüyadan uyanana kadar. Hayat onun için önce toz pembe gibi görünüp daha sonra ters köşe yaptığında Yaprak için pembeden ziyade sadece toz yığını kalmıştı. Artık o to...