Manzara korkunçtu!
Melis'i sandalyeye bağlamışlar başına da şu apaçi kılıklı adamlardan birini koyup eline silah vermişlerdi. Meriç'e dönüp bir şey yapmaması için yalvarır gibi masumca baktım. Pis pis sırıtıyordu adi. Dayanamayıp kendimi hızla öne atmamla Rüzgar'ın beni arkasına çekmesi bir oldu. Şu an beni koruması umrumda bile değildi sinirle arkadan Rüzgar'a tekme atarak Melis'in yanına doğru gitmek için hamle yaptım. Meriç öküzü durumu daha adımımı atmadan konuşmaya başladı."Sakin ol küçük hanım daha halay çekeceğiz ya. Kahramancılık için sencede çok erken değilmi."
Tutmayın benide döveyim şu elips beyinliyi diye haykırasım var. "Kohromonlok oçon orkon doğolmo koçok honom" Çok biliyorsun salak. Bide halay çekeceğiz diyor ya!"Meriç oyun oynamaya gelmedik. Seni zerre kadar tanımıyorum ve benden ne istediğini bilmiyorum. Arkadaşımı ver de kurtulayım senden artık. Çekeceksen çek halayını biz gidiyoruz."
Yine Melis'e doğru bir adım attım ve bu sefer adamlarından biri beni tutu. Al işte şahtık şahbaz olduk. Melis'i kurtarmaya çalışırken benide aldı man kafalılar. Yazık Rüzgar garibim kara kara düşünüyordur ben buraya nerden geldim lan diye. Şimdi ikimizide o kurtaracaktı. Kurtarırdı değil mi?
Meriç adamlarına radyoyu göstererek aç der gibi işaret yaptı. Radyo açıldığında kendimi Vatan Tv de programa çıkmış gibi hissediyordum. Bune lan! Biz psikopat bir manyaktan arkadaşımı kurtarmaya mı çalışıyorduk yoksa Vatan Tv de halay programı çekmeye mi?
Meriç belinden tabancasını çıkararak halayın başına geçti. Kırolar ya! Hepsi leş gibi kokuyordu birde üstüne şu iğrenç halaylarını izliyordum. Kusmamak için kendimi zor tutarken iç sesim konuşu "Dayan Yaprak, Meriç sana doğru geldiğinde yüzüne kusarsın dayan kızım!" Gülmemek için kendimi zor tutmuşum ama iç sesim haklıydı. Bu on sekiz yaş üstü görüntülere yaklaşık beş dakika bakınca tüm psikolojim alt üst olmuştu. Sonunda durdular Meriç elindeki tabancayı havaya doğru tutup bir iki el ateş edince üç harfli görmüş gibi cırladım. Ben korkudan kalp krizi geçirip ölecek iken Meriç iti çok eğleniyordu. Silahı Melis'e doğrulttuğunda,
"DUR!" diye haykırdım.
Ha şöyle der gibi yüzüme bakıp sırıttı.
"Durdum de gülüm."
Hayvan ya! O an bir gül alıp birşey yapasım geldi ama neyse. Cehennemde yanacak zaten sürtük.
"Ne istiyorsun bizden, benden? Ne istiyorsun Meriç!"
"Seni istiyorum. Ne olduğumuzu hatırladıysan Melis'i öldürmem Yaprak! Düşünmen için bir dakikan var."
"Hatırlamıyorum Allah'ın cezası ha-tır-la-mı-yo-rum! Off."
Rüzgar'a dönüp kurtar beni der gibi baktım ama ne fayda! İki gerizekalıda onu ellerini tutuyordu. Melis ağlamaya başladı. Onun ağzına bantta takmıştı pislikler. Belki bir iki kelime eder diye,"Çıkar şu kızın ağzından bantı Meriç." dedim. Bana itiraz edemedi ve apaçilerine işaret ederek bantı çıkarttırdı. Melis hıçkıra hıçkıra ağlayarak,
"Me-meriç hafısazını kaybetti o. Üstüne gitme ne o-olur."
Kelimleri zar zor seçiyordu. Meriç yüzünü asarak çıkıştı,
"Ne demek hafızasını kaybetti lan! Benim neden haberim yok."
"K-kıza iki ayda bir yazdığın ve a-aşağılık herifin teki olduğun için o-olabilir mi! B-ben demiştim Yaprak'a ayrıl diye."
Meriç sus lan diye haykırarak Melis'in ağzımı yeniden bantlattırdı.
Sonra da sinirden ağlamaya başladı. Böyle bir kalas nasıl ağlayabildi şaşırmıştım. "Allah kahertsin!" diye haykırıp sadist gibi duvarlara yumruklarını savuruyordu. Rüzgar elini alnına koymuş kara kara düşünüyor, Melis hüngür hüngür ağlıyor apaçiler ise Meriç'i sakinleştirmeye çalışıyordu. Allah'ım fakirin yemeğinimi yedim? Yetimle dalgamı geçtim? Ne günah işledimde buradayım yarabbim!Hatırla beyin hatırla! Her halta hafızanda yer varda anılarına yokmu ya! Gerçi bu öküzün hatırlanacak kadar değeri var mı oda muallakta. Şu an sadece kurtulmak için beynimi nitelikli matematik sorusu çözercesine zorladım. Sadece annemin gözümün önünde can verdiği ve bayıldığım sahneyi hatırlayabiliyordum. Olmuyor işte olmuyor! Yada dur oluyormuydu? Gözümün önüne tıpkı Meriç' benzeyen bir erkek belirdi. Kara gözleri yüzüme çarpıyor ve bana gülümsüyordu. Ellerimden tutmuş ve seni hiç bırakmayacağım diyordu. Bana sarılmasıylada sahne gözümün önünden akıp gitti. Gözlerimi daha sımsıkı kapattığımda başka bir sahnedeydim. Bu sefer Melis'e sarılmış bir şekilde ağlıyor ve şunları söylüyordum;
"Biliyordum Melis beni sevmiyor. Haklıydın kanka, iki ayda bir mesaj atmak ne demek ya! Sarılmıyor bile bana artık. Çok kötüyüm Melis çok."
Melis beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar Yaprağı #Wattys2018
ChickLit17 yaşında sakin ve başarılı bir kız..-dı. Taki hayatının yıkılış noktasını yaşayıp rüyadan uyanana kadar. Hayat onun için önce toz pembe gibi görünüp daha sonra ters köşe yaptığında Yaprak için pembeden ziyade sadece toz yığını kalmıştı. Artık o to...