Uzun bir ara oldu biliyorum ama sonunda sınavım atladı ve ben rahatça bölüm yazabiliyorum :) Yorumlarınıza ve votelara çok ihtiyacım var :) Sizleri seviyorum :)
-''Gözlerin,beni korkutuyor.''dedim iç çekerek.Saçma sapan bir cümleydi kabul ediyordum ama duygularımı söylemeden hayatta duramazdım.Kollarının arasında durduğum bedeninin kasıldığını hissettiğim,bu sorum onu afallatmıştı.İçinden çıkan küçük Ege'nin şaşkınlıkla bana baktığını hissediyordum sanki.
-''Bu da nereden çıktı şimdi?''dedi elinde pamuk şekeri ağzıma atarak.Gülümsedim ve kollarından çıkıp,gözlerimi gözlerine diktim.
-''Bilmem.Ama korkuyorum.Çok siyahlar Ege.Böyle biriyle daha önce hiç karşılaşmamıştım.''dedim elimi yanağına koyarken.Niye bu kadar gerilmişti ki?Hatta öfkelenmiş gibiydi.Kaşlarını çatarak,ifadesini sertleştirdi ve kendimi berbat hissetmeme neden oldu.Açıksözlülüğüm,duygularımı belli etmem sanki çok büyük bir günahmış gibi hissettim.
-''Benden başka kimseyle karşılaşmamalısın zaten.''dedi dişlerinin arasından.Kkaslı kolları bileğimde baskısını artırırken,canımın yandığını hissediyordum.Davranışları neden bu kadar tutarsızdı?Bir yandan hem iyi,hem kötü nasıl olabiliyordu?
-''Ege,canımı yakıyorsun.''dedim bileğimi çekmeye çalışırken.KOyu gözlerinden sıçrayan öfke kırıntıları,tenime değdiği yeri ateş gibi kavuruyordu.
-''Lütfen,Ege.Kes şunu.''dedi bağırarak.Etrafta oturanların gözü bize takılsa da umursamadım.Hava güzeldi ve biz çimenliklerde yayılmış normal bir sevgili gibi muhabbet ediyorduk.İlk defa normal olduğumu bu kadar hissederkenigösterdiği tutum çok fazlaydı.Afallamış bir şekilde,bileğimi bıraktı ve sıktığı yeri oşamaya çalıştı.Kendimi ondan çekerken,ayağa kalkıp,yürümeye çalıştım ama beni engelleyen güçlü kollar yine önüme büyük bir engel koymuştu.
-''Özür dilerim.Gerçekten.Küçük çaplı kıskançlık.''dedi gözlerini bana değdirmeye korkarken.Neden böylesine korkuyordu?Yüzlerce ilişki yaşadığına yemin edebilirdim.Ben ilk ilişkimde bu kadar cesurken,o neden böyleydi?Ggeri çekilip,yüzündeki ifadeyi çözmeye çalıştım ama imkansızdı.
-''Ne biliyor musun?İnsanlar canımı yakmaya kurulu bir makine gibi.Ama sen,sen o mekanik aletlerden biri değilsin Ege.Lütfen,yapma bunu bir daha.''dedim rüzgarın etkisiyle,kulağımdan çıkan bir tutam saçı arkaya itmeye çalışırken.İfadesizdim,duygularımı belli etmemeye çalışıyordum.Onun o rüzgarda uçuşan dalgalı saçları,dik burnu,ve kusursuz dudakları için bile affederdim.Öylesine büyüleyiciydi,bir heykel tıraşın baş yapıtıydı sanki.Uzun boyu,kesinlikle inanılma uzun boyu ve güçlü kaslarıyla,bir süper kahraman gibi.
-''Sanırım makinelerden uzaklaşma vakti.''dediği gibi bir çırğıda beni omzunun üzerine attı ve kimseye aldırmadan yürümeye devam etti.Önüme düşen saçlarıma teşekkür edip,yüzümün görünmediğine şükrediyordum.Yoksa,bu rezillik inanılmazdı.
-''İndirir misin beni?''dedi sırtını tırnaklayarak.Gülümsediğini hissebiliyordum.
-''Ege,sırtını tırnaklarım.''dedim ciddiyetle.Yapabileceğimi inandırmam gerekiyordu.
-''Tanrım,Beren,lütfen sırtımı tırnakla.Bu yaptığın..''dedi ve içli bir nefes verip devam etti.''Çok,tahrik edici.''
Yanaklarım yoktu ah tanrım yerinin iki tane kırmızı elma aldığını hayal edebiliyordum.Bunu tahrik edici mi bulmuştu?Sırtını tırnaklamamı?İğrenç düşünceler aklıma gelince bunları bir sandığa koyup,beynimin en ücra köşesine fırlattım.Çok edepsizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Şehvet'e Uyanış
ChickLit-''Neden bu kadar masumsun Beren?''dedi anlamsızca.Başımı göğsünden kaldırıp ona baktığımda yüzündeki ifadeyi bir türlü çözemiyordum.Çok bilinmeyenli bir denklemin ilk işlemi gibiydi,nereden başlayacağımı,nasıl başlayacağımı kestiremiyordum. -''Sana...