Bayağı uzun zamandır bölüm gelmiyor farkındayım,özür diliyorum ama misafirlerimiz vardı çok yoğundum bölüm yazamadım.SŞU'ın son 3 bölümüne girmiş bulunuyoruz arkadaşlar.Ama merak etmeyin,yan hikayeye başlıyorum sinyalleri bu bölümde alacaksınız zaten.Yan hikaye hazır,onu da yarın yayınlayacağım.Hadi yorum bekliyorum bol bol ve tabiki vote!Sizi seviyorum :*
-''Bu doğru değil!''dedim aynadaki yansımama bakarken.Uykusuzluktan şişen gözlerim,neşesini kaybetmiş gözbebeklerim mükemmel bir kombinasyon oluştursalarda yüzümde bir o kadar iğreti duruyorlardı.Gözlerimi kapayıp,derin bir nefes bıraktım.Melis,hala uyuyordu.Sabaha kadar konuşup,adeta geçmişten bir revizyon yapmıştık.Ona baktığımda sebepsizce gülümsedim ve bu biraz olsun içimdeki suçluluğa bulanmış vicdan azabını kapattı.Ama yine de kendimi boğuluyormuşcasına hissettiğim bu şey yanlıştı.Tanrım,mutlu olmalıydım.Onu yüzüstü bırakmıştım.Tam mutluluğa ulaştığını zannettiği anda,ona arkamı dönüp öylece çekip gitmiştim.Ben onu resmen terketmiştim.Bomboş içim neden bir şey hissetmiyordu?Hissetmem lazımdı oysaki.Bu kalbimdeki boşluk,beni öldürüyordu.Parmağımda ışıl ışıl duran pırlantaya diktim bu sefer gözümü.Kendi kendime bileğime taktığım bir kelepçeydi.
-''Yeter artık Beren.Hayatında yaptığın bir şeyden de bu kadar pişman olma.Öyle düşündün ve planında işledi.Senin kararın,sorgulama bu kadar.''dedi içerideki cadaloz kız sesi.Kızgın sesi odada yankılanırken,kıkırdamadan edemedim.Bir insan bu hiddetli ses tonunu özler mi?Onu bile özlemiştim.Yüzüme biraz su çarpıp dışarı çıktığımda Melis çoktan kalkmış gibiydi ama gözleri hala mahmur bakıyordu.
-''Lanet olsun.Neden bu kadar çenemiz düşük ki?Erkek olmayı sırf bu yüzden istiyorum.Geçmişe bakıp sadece ''kötüydü ama yaptım'' demek için.Oysaki bi;neler yaptığımız,neler yapmadığımız,neler yapamadığımız,yapmak isteyipte yapamadıklarımız hakkında sürekli konuşup duruyoruz.Böyle tür olmaz,olsun.''dedi tek bir nefeste.Tekrar ediyorum tek-bir-nefeste!Değil tek düşünmede,yıllarca düşünsem bu cümleleri birbirine böylesine bağlayamazdım.Ağzım bir karış açık şekilde ona bakarken,gözlerini devirdi ve yorganı tekrar kafasına çekti.Başı ağrıyor gibi duruyordu ama başı ağrıyan insanlar bu kadar konuşmazdı değil mi?Tam ağzımı açıp nacizane bir kaç cümle kurmaya yelteniyordum ki çalan kapının sesiyle yerimden sıçradım.Saat ona geliyordu ve bu saatte bize kimse gelmezdi.Üzerimdeki morumsu pijamayla odamdan çıkıp,koşar adımlarla kapıya gittiğimde gördüğüm kişi kesinlikle beynimin bana bir tür oyunu olmalıydı.Ah kahretsin!Tabi ki şu an uyuyor olmalıydım.
-''Selam!''dedi bir çift gülen göz.Gözlerimi heyecanla kırpıştırdığımda Ceren eve adımını atıp girdi.
-''Senin burada ne işin var?''dedim ağzım bir fok balığı yemişcesine açık duruyordu.
-''Ne o?Beni gördüğüne sevinmedin galiba?''dedi minik bir bebek gibi dudaklarını büzerek.Elimi saçlarımın arasından gülümseyerek geçirdim ve ona sıkı sıkı sarıldım.Yakında ölecek olabilir miydim?Allahım?Ben hayatın bana bu kadar iyi sürpriz yapmasına alışkın değildim çünkü.
-''Başıma gelenleri anlatsam inanmazsın.''dedi iç çekerek.Bu demek oluyordu ki ''hadi bu kısmı kısa tutalım,anlatacak çok şey var.''Ondan ayrıldığımda yanaklarını sıktım.DOlgun yanakları o kadar güzellerdi ki,o ne kadar sevmese de onun yanakları tam sıkılmalıktı.Bir oyun hamurunu andırıyorlardı.
-''Üff Beren,yapma şunu.''deyip elimden kurtulduğunda seslice güldüm.
-''Odan ne tarafta?''deyince elimde odamı gösterdim.Elinde ne çanta ne de başka bir şey vardı.Tanrım,bu kız öylece çıkıp gelecek biri değildi.Kesinlikle,bir şeyler olmuştu.İÇimdeki merak duygusuyla onu odama hızla ittiğimde Melis'i tabiki unutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Şehvet'e Uyanış
ChickLit-''Neden bu kadar masumsun Beren?''dedi anlamsızca.Başımı göğsünden kaldırıp ona baktığımda yüzündeki ifadeyi bir türlü çözemiyordum.Çok bilinmeyenli bir denklemin ilk işlemi gibiydi,nereden başlayacağımı,nasıl başlayacağımı kestiremiyordum. -''Sana...