Teslimiyet

7.5K 230 11
                                    

Çok bekliyorsunuz ve sabırla okuyorsunuz,bunun için çok teşekkür ederim öncelikle :) Ve arkadaşlar  okuyan herkes oy verirse çok mutlu olurum çünkü gerçekten buna ihtiyacım var,biraz daha yazma şevki gelmesi amacıyla :) 

Bu arada okuyanlara sorum var.Beren Ege'den intikam almalı mı,yoksa söyleyecekleri söyleyip bir daha uğraşmamalı mı?Siz olsaydınız ne yapardınız?Cevaplarınızı merakla bekliyordum?

-''Duymamış gibi davranma.''dedi Yavuz gri renkli koltuğuna kurulup,elindeki çikolatayı yerken.Evet bu üstümle,halen ayık olmayan kafamla eve gidemeyeceğimden Pırıl'a annemlere sabah bir yalan uydurması ricasında bulundum.Gerçekten de eve gidip,Pırıl'ın çenesini çekecek halim yoktu.

-''Neyi?''dedim üzerime gayette bol gelen eşofman takımıyla kumandayla sörf yaparken.Gerildi ve çikolatadan bir ısırık daha aldı.Tabiki duymuştum.Hem de zehir zemberek kelimeleri.''Ediz Sancaktar'' Ah,pislik herif.

-''Hala devam ediyorsun.Ege'nin bizi takip ettirdiğinden haberin var.''dedi en cool haliyle.Midemde hissettiğim burulma ve içimdeki kemirgenle dudaklarımı dişlerimin arasına aldım.Büyük,pardon eşşek kadar büyük bir evde küçücük kalışıma odaklanmaya çalıştım.Bu ev büyük ihtimal bu gelişinde değil,daha önce alınmıştı çünkü etrafta serpiştirilmiş fotoğraflar vardı.Yavuz'un çocukluğunu görmek için can atsamda,aklım ve kalbim şu an çok farklı bir yola sapmışlardı.

-''Ege'ye bir şey yaptın değil mi?''dedim kumandayı kenara koyup,hırsla ona dönerken.Ege benim peşime düşecek kadar merhametli değildi.Bunu hepimiz biliyorduk.Yavuz'dan dolayı bende işin içine giriyordum.Onun umurunda bile değildim.Yavuz'un gözleri sinirle gerildi ve elinde olan çükolatasını umursamadan önündeki masaya fırlattı.Çikolataya iki parçaya ayrılırken,yeni bir kavganın ucunda olduğumuzu hissediyordum.

-''Hala ona zarar gelecek diye üzülüyor musun?''dedi dişlerinin arasından.Konu Ege olunca benim sinirlenmem gerekirken,onun bu kadar tepki göstermesine anlam veremiyordum.

-''Tabi ki ona zarar gelecek diye üzülmüyorum.Tanrı aşkına,ondan nefret bile etmiyorum.O derece uzağım ona duygular beslemeye.Ben sadece,bunun benim olayım olduğunu söylemeye çalışıyorum.Senin nüfuzuna ve ya parana ihtiyacım yok Yavuz.''dedim tek bir nefeste.Ellerini tekrar saçlarının arasından geçirdi.Bu ''beni gerçekten deli ediyorsun'' cümlesinin sessiz sölemiydi.Ayağa kalktım ,daha fazla durursam kavga edeceğimiz o kadar belliydiki.Bol gelen eşofman altını elimle çekiştirip giderken,Yavuz'un eli koluma yapıştı ve beni kendine çevirdi.

-''Tabi ki bana ihtiyacın yok.Ama o herif basit bir ruh kıvranışıyla dışarıda dolanamaz tamam mı?Buna izin vermem.Tanrım,aklıma geldikçe deli oluyorum.Sana yaptıklarından sonra,onu öylece bırakamam.''dedi sesini hafif yükselterek.Bir şeyleri kanıtlamaya çalışıyormuşcasına hızlı ve telaşlı konuşuyordu.Sanki biraz sonra son hız kapıdan çıkıp gidecekmişim kadar da korkaktı.Onu hiç böyle görmemiştim.İstanbul benden çok onu germişti.

-'' Bir şey yapmayacaksın Yavuz,bana söz ver.Lütfen.''dedim son çaremle.Sözünün eri olduğunu bu akşam yeterince kanıtlamıştı.Gözleri çaresizlikle kısıldı.Omuzlarının yenilgiyle düştüğüne,o koca vücudun adeta küçücük kalışına şahit oldum.-

-''Onu hala seviyorsun değil mi?''dedi gözlerime bakarak.Kalbimin ucundan dokunan minik bir kağıt,her yeri paramparça etmiş gibi canımı yakıyordu bu söz.Minik bir cümlenin tüm ruhumu bir giraba hapsolmuşcasına çaresizlikle sarsacağını düşünmezdim.Gözlerim şaşkınlıkla büyürken,saçımı yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırdım.Bir cevap bekleyen gözler ''hayır'' demem için yalvarıyordu.

Sonsuz Şehvet'e UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin