Yazar Notu : Merhaba arkadaşlar,ilk önce bölüm fazlasıyla gecikti ama tercih dönemim ve günlerim genellikle telefonda geçiyor öğretmenlerimle,kusura bakmayın o yüzden.Bölüm de aceleye geldi,hiç beğenmedim ama bir geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz bunu,yeni olaylara hazırlık gibi ama siz yine de bana pek güvenmeyin kafamdakileri tamamen tersine çevirip,yarın bambaşka bir yöne alabilirim :)) Son olarak sizleri çok çok seviyorum,iyiki varsınız yorumlarınız ve botelarınız beni çok mutlu ediyor Hadii öptüüüüm :*
Yağmur parmak uçlarımı yalayıp,sonsuzluğa kendini bırakırken,bedenimin çekildiğinihissettim.İstanbul'un yağmuru bile farklıydı diğer tüm şehirlerden farklıydı.Kalbimin saçma acıma huyları,gereksiz bir zafer besliyordu şu an.Kendimi bir savaştan bir çok yara almış şekilde çıkıp ama inatla hayata tutunan bir gazi gibi hissediyordum.Aşk gazisi.
-''Seni eve bırakan kişi kimdi abla?''dedi Pırıl sinsi sinsi gülümsemesiyle.3 yıldır huyu gram değişmemişti ama o kadar büyümüştü ki gözlerime inanamıyordum.Bıraktığımda sadece bir kız çocuğuydu.
-''Londra'da şans eseri tanışmıştık.Yavuz,buradaki şirketi kontrole gelecekmiş,aynı zamana denk gelince beraber geldik.''dedim konuyu özet geçmeye çalışarak.Pırıl'ın içinde yanıp sönen hain ışıkları çıplak gözle bile görebiliyordum.Öyle bir çocuktu ki onun içindeki,hiç sönmez,hiç uslanmaz,yaptığı yaramazlıklardan asla utanmaz.Garip bir kızdı.Dudaklarımın arasından çıkan belli belirsiz bir gülümsemeyle,yatağımdan kalktım ve pencerenin yanına doğru gittim.O aptal hatayı yapıp,bu pencereye çıkmasaydım o gece,bunların hiç biri olmayacaktı.Elimi alnımdaki dikiş izine götürdüğümde,hala tazeliğini koruduğunu farkettim.İz orada öylece duruyordu.Tıpkı ruhumda duranlar gibi,alnımdakide geçmemişti işte.Pperdeyi hafifçe kaldırıp,aşağıda duran boş araziye baktım.Kısa bir an,çok kısa bir an Ege'nin arabanın önünde bana bakıp gülümsediğini düşledim.Yanına gitmem için yalvardığını,kokusunu...Ellerim düşlerimle titremeye başlayınca,hızla perdeyi kapattım vePırıl'a döndüm merak ettiklerimi sorma zamanıydı.
-''Benim yokluğumda annemle babam nasıl Pırıl?''dedim ona bakmadan.Onun ise dikkatle beni izlediğinin farkındaydım.Ruhumun derinliklerinde hala günlere olan özlem,yavaşça kendini hissettiriyordu.Kkendi boş dünyamda,kendi hayallerimle yaşayan küçük liseli kız halimi özlemiştim.Okulda yemek yemekten korkan,Melis'in yanında sadece bu olayı gerçekleştirebilen korkak bir kız çocuğu.Ne ara bu kadar büyümüştü ruhum?Ne ara,hiç bir şeyden korkmayan bir beden içine hapsolmuştum?3 yıl benden ççok şey götürmüştü ama kattıklarını yadsanamazdı.Ege,benim fırtınamdı.Benim şehrime vurup,tüm yaşam noktalarını alt üst eden bir fırtına.
-''Annem çok zor kaldırdı abla.Babam yine iş falan derken oyanalıyordu fakat,annem durmadan ağlıyordu.Hiç bir şey yemiyordu ve ev işi kesinlikle yapmıyordu.Senin orada daha kötü olacağına dair garip inançları vardı.''dedi gözleri dolu dolu.
-''Korkuyordu ama babam onun en büyük desteğiydi.Hep kötü bir şey olursa,bu ailede ilk terkeden kişi babam olur diyordum ama o en büyük desteğimizdi abla.Eevimizi eski haline getiren tek kişi babam oldu yokluğunda.''dedi tekrar başını önüne eğip parmaklarıyla uğraşırken.Daha fazla konuşamadı ve bende konuşmasını istemedim zaten.Herkes benim yüzümden ne hallere düşmüştü.Bu basit bir ilk aşk olmalıydı ve acıtırsa sadece benim canımı acıtmalıydı.Bir kaç hüzünlü şarkıda bırakmalıydım bu anıları.Yoluma devam edip,aşık olmalıydıma am yaşadığım her şey abartılıydı.Mutlaka büyük bir iz bırakmalıydı,tüm hayatımda.
*
Ege'den ;
Gözlerimi hırsla kadına diktiğimde korktuğunu anlayabiliyordum ama umurumda bile değildi.Hiddetle ona yaklaşıp ittim ve içeri daldım.Benim evimin dekarosyonundan oldukça farklıydı.Burası,benim evim değildi.Olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Şehvet'e Uyanış
Romanzi rosa / ChickLit-''Neden bu kadar masumsun Beren?''dedi anlamsızca.Başımı göğsünden kaldırıp ona baktığımda yüzündeki ifadeyi bir türlü çözemiyordum.Çok bilinmeyenli bir denklemin ilk işlemi gibiydi,nereden başlayacağımı,nasıl başlayacağımı kestiremiyordum. -''Sana...