Merhaba :) Elimden geldiğince hızlı bölüm yazmak istiyorum,kusura bakmayın gecikiyorsam :) Hikaye kapağında Smyrne'nin yapmış olduğu bir çalışma var,ve medya da masaldiyari'nin yapmış olduğu bir çalışma var,ikisi de birbirinden mükemmel çok teşekkür ederim tekrar :)Lütfen okuyan herkes vote etsin,biraz daha yükselmek için bana yardımcı olun,yorumlar çok iyi ama daha da iyi olabilir :) Bir de hikayedeki isimler öylece seçilmiş isimler değil,bunu hikayenin sonunda açıklayacağım,biraz merak edin,iyidir :) Son olarak sizi çok seviyorum,iyi ki varsınız,iletişim adreslerim profilimde var,bana oradan ulaşabilirsiniz,bol bol vote ve yorum bekliyorum,hadi öptüüm :*
İnsan nasıl kaçar yalnızlıktan?Bir odadanın köşesine saklanıp,kendinizi koruyabilir misiniz dünyadan?Ben korumuştum.Kendi dünyamda yarattığım o sahte masallarla mutlu olup,saçma sapan şeylere canımı sıkmıştım.Yeri gelip ailemle anlaşmazlığa düşmüştüm,insanların beni dışlamasından bıkmıştım.Ama hiç bir zaman canım böylesine yanmamıştı.
Yavuz'un kollarından sıyrılıp gözlerim dolu dolu sahneden indiğimde ailemin masasına gitmek istiyordum.Ama gözyaşlarım,akmak için en ufak bir temas bekliyordu.Tuvalete kendimi atıp rahatlamak tek ihtiyacımdı.Tıpkı tuvalet gibi gözyaşları da elinde olmadan akıp gidiyordu.Dar koridora girdiğimde,bir el sırtımı duvara yapıştırdı.Kim olduğuna bakmama gerek bile yoktu.
-''Neden yaptın bunu?''dedi öfkeyle dişlerinin arasından konuşurken.Hayır,intikam aldıysam bunu gereğiyle yerine getirmeliydim.
-''Nasılmış Ege?Bir sürtük gibi terkedilmek nasıl hissettiriyormuş?Sana öyle davrandım.Çünkü,o aptal iddiaaya girmeseydin nasıl bir halde olurduk görmeni istedim.Senin kahrolası bir Ela takıntının bizi getirdiği hali daha iyi anlamanı istedim.''dedim bağırarak.İnsanların,müziğin sesi öyle bir geliyordu ki,bir an koridorun yıkıldığını falan düşündüm.Ege'nin gözlerine baktığımda karanlıklarının,daha da uzaklaştığının ve gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm.Ah,kocaman bir SİK-TİR!O gözyaşlarını ona yakışmıyordu.Eliyle duvara sıkı bir yumruk attığında,gözlerimi sıkı sıkı kapadım.Ama susma niyetinde değildim.
-''Gerçek olduğunu sandım.İnanamasam da beni affettiğini falan düşündüm.Ah,lanet olsun!'' Bir yumruk daha.Elinin kanadığına emindim.
-''Buna gerçekten inandın mı Ege?Seni öylece affedeceğimi düşündün mü?Bak her şeyi kaldırırım tabi.Beni aldatmanı,yoksaymanı,terkedilmeyi her şeyi.Gururum sayende artık o kadar da burnu havada dolaşmıyor.Ama..''dedim.Dudaklarım deli gibi titriyordu.O ise tam gözlerimin içine öylece dik dik bakıyordu.Konuşmak neredeyse imkansızdı.Heykelimsi yüzü,dik burnu ve parlayan gözleri ile nasıl güzel bir seyir sunuyordu bana haberi yoktu.
-''Bizim bebeğimiz olacaktı.Masum bir bebek.Onu günlerce hayal ettim Ege.Ama sen beynimi,kalbimi,ruhumu kemiren bir düşmandın sanki.Öyle ele geçirmişsin ki beni,başettiğini zannetiğim yokluğunda yok olmuşum.Kkendime aynı karşısında bakamayacak hale getirmişim.Sırf sen yoksun,ölümü bile göze almışım.Sen,bebeğimizi öldürdün.Beni düşman hattına sokaran,bile bile o mayına basıp can vere vere ölümümü izlemek istedin.Sen busun,değişmeyeceksin.Bunu beklemek aptallık olur.Bu yüzden affetmiyorum seni.Asla,asla seni affetmeyeceğim.''dedim gözyaşlarımı zar zor tutarak.Ağlamıyordum.Ah,işte!Sonunda,onun karşısında ilk defa ağlamıyordum.Gözleri,kahrolası gözleri,ışığını tamamen söndürdü.Issız bir kasabayı anımsatıyordu şimdi.Tüm canlılığını yitirmiş,bitik bir şehir misali omuzlarını düşürdü.Gerçekleri bu kadar net duymak onu yıkmıştı.Virane olmuş sokaklarını görmeden,merkez ışıklarına aldanmamalıydı.Tıpkı benim bir zamanlar yaptığım gibi.Kollarının gazabından çıkıp koridorda ilerlediğim de,insanların beni beklediklerini farkettim.Annemlerin yanına hiç uğramamıştım.Şoka girmiş olmamalılardı.Onlara Yavuz'la sadece arkadaş olduğumuzdan bahsetmiştim.Şimbi pat diye evleniyoruz demek,onları oldukça şaşırtmış olmalıydılar.Adımlarımı hızlandırıp,annemlerin masasına gittiğimde,düşündüğümden farklı bir şeyle karşılaşmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Şehvet'e Uyanış
ChickLit-''Neden bu kadar masumsun Beren?''dedi anlamsızca.Başımı göğsünden kaldırıp ona baktığımda yüzündeki ifadeyi bir türlü çözemiyordum.Çok bilinmeyenli bir denklemin ilk işlemi gibiydi,nereden başlayacağımı,nasıl başlayacağımı kestiremiyordum. -''Sana...