12.BÖLÜM - YAKAN BAKIŞLAR

29K 1.9K 205
                                    

BAKALIM HİLAL İLE HAMZA'NIN YÜZLEŞMESİNDE NELER YAŞANACAK =)

YANDIM ADAM, HEM DE İLK ANDA...
SEN GÖZLERİME DEĞİL, KALBİME BAKTIN...
VE O YAKAN BAKIŞLARINLA
BENİ DE BENLİĞİMİ DE KENDİNE KATTIN...

Kadın odasında bir sağa bir sola gidip geliyordu. Onu görmek ona iyi gelmemişti. Neden gelmişti ki düğüne?
Çekmecesine baktı. Yıllarca kendine yasakladığı bölgeye... adımları istemsizce o yana gitti. Kalbinin üstünde sakladığı kilidi çıkardı ve açtı. Derin bir nefes aldı, acı ile yutkundu ve gördüğü ilk fotoğrafla gözyaşları aktı.

"Belki aşksız evlendik Hilal ama ömrümü sana mutluluk vermek için adayacağım ve gün gelecek bu kalp sadece adınla atacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Belki aşksız evlendik Hilal ama ömrümü sana mutluluk vermek için adayacağım ve gün gelecek bu kalp sadece adınla atacak."

Evlendikleri gece bunları söylemişti ona. Ama o bahsettiği gün hiç gelmemişti. Hilal fotoğrafı eline aldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Neden Hamza? Neden sevmedin beni? Ben seni tüm yüreğimle, tüm sevgisizliğine rağmen sevdim." Diyerek hıçkırdı ve öfkeyle yerinden kalktı. Çekmecedeki diğer fotoğrafları da eline aldı.
Yoktu öyle hiçbir şey olmadan hayatına devam etmek. Eğer o adam geri geldiyse, gittiğinde açtığı yaralarla yüzleşecekti.

Konaktan sessizce çıktı. Neyseki Adar'la Devran'ın olayı çözümlendiği için kapıdaki korumalar da yollanmıştı. Hızla meydandaki otele yürüdü. Yüzüne çarpan soğuk hava umurunda değil, çiseleyen yağmur tanelerini hissetmiyordu bile. O içindeki yangınla savaşıyordu. O geçmişi ile savaşıyor ve maalesef ki yeniliyordu. Oğluna anne olmaktan öteye gidememişti. Bir erkek hep bir babası olsun isterdi. Anne dolduramıyordu işte o boşlukları. Onunla uçurtma uçursa da, nehirde tükürük yarışı yapsa da, top oynasa da, gençliğinde ilk aşkını dinlese de, anne saçını okşardı oğlunun, babası ile omzunu sıvazlardı. İşte Devran'ın o omzu hep boş kalmıştı. Annesi ne kadar saçını okşasa da, o omzun boşluğunu dolduramamıştı.

Otele geldiğinde resepsiyona gitti.
"Hamza Şahoğlu?"
"Şey!"
"Hemen!" diye gürledi kadın.
"1185 nolu odada Hilal hanım."
Kadın bir şey demeden asansöre bindi. Saatler önce bu asansörde birlikte olduklarını düşününce kanında dolanıp, kalbini sızlatan o duyguya küfretti ve gözlerini kırpıştırdı.

Kata geldiğinde hızla indi. Etrafındaki odaların numaralarına bakarak ilerledi. 1185 nolu odaya geldiğinde elindeki fotoğrafları sıktı. Kapıyı çalmadı, adeta yumrukladı.

Hamza zar zor açtığı gözleri ile etrafa baktı. Pencereye çevirdi bakışlarını, hava karanlıktı. Bu saatte kim olabilir diye düşünmeden hızla kalktı. Birine bir şey mi olmuştu, diye aklından geçirdiği an kapıdaki kadınla dondu kaldı.
"Hilal?"
Kadın içindeki öfke ile adamı itti ve içeri girdi.

"Neden geldin?" diye öfke ile bağırdı.
"Kızımın ve oğ-"
"Oğlum deme! O benim oğlum."
Hamza gözlerini yumdu. Bu yüzleşmeyi bekliyordu, ama bu gece değil...
"Haklısın. Ona oğlum demeye hakkım yok. Sana 'karım' demeye hakkım yok, benim hiçbir şeye hakkım yok. Ne kendimi savunmaya, ne affettirmeye hiçbir şeye hakkım yok."

KIRMIZI GECE ❤  DOĞU SERİSİ I -FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin