gecikme için özür dilerim...
SENİN GÖZÜNE DEĞEN HER BAKIŞTA BEN ÖLDÜM,
SEN NASIL NEFESSİZ KALDIN BUNCA SENE, ANLADIM."Tamam Malik bey, yardımlarınız için teşekkür ederiz. Gerisi ile ben ilgileneceğim." Miran adamın elini sıkarken, avukatın gözü Hilal'deydi.
"Peki Miran bey, her hangi bir konuda takılırsanız ararsınız. Elimden geleni yaparım."
Hamza yumruklarını sıktı. "Salak mıyız biz çok affedersiniz? Anladık dedik." Resmen dişlerinin arasından tıslamıştı.Malik diğerlerine baş selamı verirken, Hilal'e elini uzatmıştı ki Hamza girdi araya ve o eli kırarcasına sıktı. Adam yüzünü buruşturmamaya dikkat ediyordu.
"İyi geceler-ımm..." oğluna bakmadan seslendi. "Devran adı neydi arkadaşın?"
Devran da düşünür gibi yaptı. "Mal'lı bir şeydi. Mal'la başlıyordu. Sonu da it mi vardı ne?"Hilal ikisine inanamıyor gibi baktı. Hamza'yı öteye itti. "İyi geceler Malik bey." Deyip, adamın kızaran elini sıktı. Malik hızla evden çıkınca, Hilal iki erkeğe gözlerini kısıp baktı.
Devran yerinden doğruldu. "Adar bebeğim, uykum geldi. Çıkalım."
Hamza da ayaklandı. "Ben de eve gidecek-"Hilal adamın sözünü kesti ve bağırdı. "Hiç kimse bir yere gitmiyor!" ikisi de yerlerine sinip, oturdular. "Bu tavrınız ne?"
"Hangisi annecim?" diye sevimli bir ses tonu ile sordu Devran.
Hilal elini beline sardı. "Deminki saçmalık neydi diyorum?"
"Şaka yaptık biz annecim."
"Şaka? Çok sevimsizdi Devran.""Bence çok komikti, ben güldüm." Diyerek araya girdi Hamza.
"Öyle mi Hamza bey?"
"Evet." Sesi kendinden emin çıkmıştı. Kadına resmen meydan okuyordu.
"Son gülen iyi güler ama, ikiniz de görürsünüz!" deyip, odadan çıktı.***
Lalin kargaşayı fırsat bilip, yukarı odasına çıkmıştı. Çok bitkindi. Yatağına uzanıp, gözlerini kapadı. Düşünmek istemiyordu, ama aklından bir türlü çıkmıyordu.
Miran adamı yolcu etmiş, salona girmişti. Hamza salona giren adama yöneltti bakışlarını. "Lalin nerede?"
"Yukarı çıkmıştır. Yorgundu. Ben bi bakayım. İzninizle." Deyip, merdivenlerden hızla çıktı. Odasına gelip, kapıyı açtı. Karanlık odayla, kaşları çatıldı.
"Lalin!" diye seslendi banyoya yönelerek. Ama orada da kimse yoktu. Hızla odadan çıktı, elleri titriyordu. Korku tüm bedenine iki saniyede yayılmıştı. Kadının odasının kapısını açıp da, onu yatakta uzanırken bulunca, rahat bir nefes verdi. İçeri girip, kapıyı ardından kapattı.Kadının yüzünden uyumadığı belliydi. "Lalin..." diye mırıldandı. Lalin başını kaldırıp, adama baktı. "Neden buradasın? Yalnız mı kalmak istiyorsun?"
Lalin başını sağa sola salladı. Miran bir nefes daha bıraktı. "O zaman neden bu odaya geldin?" kadın sadece adama baktı. Miran yanına oturdu. "Lalin, konuş benimle. Ağlamak istiyorsan ağla. Ama susma."Lalin adama sarıldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. "Annem öldü!" diye bağırdı. "Benim annem öldü Miran!"
Miran kadını sıkıca sardı. Bir şey diyemiyordu. O kadın yaptıklarının cezasını çekmişti evet, ama ne olursa olsun onun annesiydi.Kızın yüzünü avuçlarının arasına aldı. Gözyaşlarını sildi. "Acılarını içine atma Lalin. Ne olursa olsun atma."
Başını onaylayarak salladı. "Şimdi pijamalarını giydireyim, uyuyalım. Olur mu?"
"Olur." Diye mırıldandı.Miran giyinme odasından kıza bir gecelik getirdi. Üstündekileri çıkarıp, geceliği giydirdi. Kendisi de sadece altındaki eşofmanla kaldı. Yanına uzanıp, onu kollarına aldı.
"Lalin, sana bir şey söylemem gerek."
Kadın başını kaldırıp, kocasına baktı. "Seni dinliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI GECE ❤ DOĞU SERİSİ I -FİNAL
Lãng mạnO GECE HER ŞEY DEĞİŞECEKTİ... Siyah silahtan çıkan kurşun kızın kalbine saplandı ve her yer kırmızı bir aşka bulandı... Kırmızıya aşık bir kız... LALİN... Hayatına giren siyah bir adam... MİRAN... Adam törelerine bağlıydı, kız ise İstanbul'a... Adam...