SÜRPRİZ... YİNE BEN =) BÖLÜM GECİKMESİN DEDİM =) Hilal ile Hamza ağırlıklı, eğlenceli bir bölüm oldu. Bakalım Hamza için Hilal'i ikna etmek mi zor, yoksa o dört genci atlatmak mı?
MUTLULUĞA SEN GEÇ KALMADIN HER ŞEYİM,
GEÇ KALAN DA O MUTLULUĞU KAÇIRAN DA BENİM,
ÇÜNKÜ MUTLULUĞUN ADRESİ SENİN GÖZLERİN...
"Ne akşam yemeği?"
Hamza telefonun karşısında ona saçma sapan sorular soran kadına ne diyeceğini artık bilemiyordu.
"İnsanların yediği türden işte Hilal. Normal bir akşam yemeği."
"Salak değilim Hamza, akşam yemeğinin ne olduğunu biliyorum, senin beni neden davet ettiğini anlamaya çalışıyorum."
Hamza sıkıntı ile saçlarını karıştırdı. "Yani şey için, birlikte zaman geçirmek için. İşte konuşuruz falan."
"Ben gelmem seninle yemeğe falan. Seninle de zaman geçirmek gibi bir niyetim yok. Hele de konuşacak hiçbir şeyim yok."
"Saat kaçta alayım seni?"
Sanki Hilal'in dediğini duymamıştı. "Hamza istemiyorum dedim, gelmeyeceğim."
"Tamam, akşam sekizde alırım seni." Deyip, suratına kapattı telefonu.
Hilal bir müddet kapanan telefona baktı. Sonra homurdanmaya başladı "Akşam sekizde alacakmış, sanki geleceğim dedim de-"
"Yani anne öyle bir gelmeyeceğim dedin ki, 'Akşam tam sekizde hazır olurum' içeriyordu."
Hilal gözlerini kırpıştırdı. "Öyle mi?" gözleri şaşkınlıkla açıldı. Sonra birden kendini toparladı. Ama kelimeleri düzgün bir sıraya sokamadı. "Sen... yani ben dedim ona, yok dedim de, o çok ısrar etti. Ama gitmeyeceğim yani. Ne işim var benim onunla, değil mi? Gitmeyeceğim, yok canım, daha neler." Deyip, telefonu yatağa fırlatıp, oturdu.
"Ben sana Adar'ı göndereyim de hazırlanmana yardımcı olsun." Deyip, sırıttı.
Hilal birden yataktan fırladı. "Devran! Devran diyorum!"
Ama oğlu onu dinlemeden, odadan çıkmıştı bile. Şimdi tüm eve madara edecekti onu. Lalin duymasa bari.
"Ay bunlar baba-oğul benim başıma bela oldular."
On dakika sonra Adar sinsi sinsi sırıtarak geçti içeri.
"Ağzını bile açma!" dedi Hilal gelinine bakarak.
Ama Adar'ın hiç de öyle bir niyeti yoktu. "Aman da aman, benim kayınvalidem akşam buluşmalara mı gidecekmiş? Gelini onu mu hazırlayacakmış? Ay kaç geline nasip olur acaba, kayınvalidesini sevgilisi için hazırlamak?"
Hilal ayağındaki terliği çıkardı. "Adar bak yemin ederim terlikle gireceğim sana ha! Laflara bak laflara... Terbiyesiz."
"Aa ana, hangi lafım yalan?"
Kapı tıklatıldı ve Lalin girdi içeri. Adar kızı görünce heyecanlandı, Hilal ise tedirgindi. Ya bu kadarını hoş karşılamazsa?
"Gel Lalin gel, baban, Hilal anamı yemeğe davet etmiş, onu hazırlayacağız."
Lalin gülümsedi ve ayak ucunda sekerek içeri girdi. "Makyajı ben yaparım. Harika bir iş çıkarmalıyız o halde."
"Kesinlikle. Ben diyorum ki şöyle zümrüt yeşili mini bir elbise giydirelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI GECE ❤ DOĞU SERİSİ I -FİNAL
RomansO GECE HER ŞEY DEĞİŞECEKTİ... Siyah silahtan çıkan kurşun kızın kalbine saplandı ve her yer kırmızı bir aşka bulandı... Kırmızıya aşık bir kız... LALİN... Hayatına giren siyah bir adam... MİRAN... Adam törelerine bağlıydı, kız ise İstanbul'a... Adam...