Ee artık kavuşsunlar =)
ARTIK DEĞSİN TENİN TENİME,
KARIŞSIN KOKUN KOKUMA...
ARTIK HAKKETTİK MUTLULUĞU,
HOŞGELDİN MELEK DÜNYAMA...Lalin odaya girdiği an büyülenmişti. "Çok güzel..." diye mırıldandı. Minik minik kulübelerden oluşan bir oteldi.
Miran kapıyı kapatıp, içeri girdi. "Beğenmene sevindim. Böyle bir yer bulabilmek için çok düşündüm." Dedi arkasından kıza sarılırken. Boynuna uzun bir öpücük bıraktı. "Lalin, bugünü ne kadar çok hayal ettiğimi bilemezsin, ama hiçbirinde kokun bu kadar baş döndürücü değildi." Miran gözlerini yumup, dudaklarını ve ellerini aynı anda harekete geçirdi. Kaybedecek zamanı yoktu artık.Çalan telefonla Miran hareketsiz kaldı. "Ne bu şimdi?" diye tısladı.
"Adar'dır." Hemen cebinden çıkardı telefonu ve cevapladı. "Efendim Adar?"
"Neredesiniz Allah aşkına?" sesi öfkeliydi.
Lalin dudağını ısırdı. "Şeyde, Ağva'da."
"Orası neresi be?"
"Şimdi şöyle bir yer bebeğim, küçük bir evdeyiz. Böyle önümüzde uzayıp giden büyük bir bahçe var, harika bir yer."Miran kızın arkasından bıkkın bir nefes aldı. "Bir de benim önümde uzayıp giden şeyi bir görsen..." diye mırıldandı.
Lalin birden arkasını döndü ve kaşlarını öfkeyle çattı.
Miran da ellerini yana açtı ve "Ne?" diye sessizce bağırdı."Evet canım, yarın döneriz." Kızı pek dinleyemiyordu artık.
"Ben hamileyim, işleri bana yığdınız, gittiniz."
"Yok bebeğim, Hilal ana orada, Nigar ana orada. Onlar ne güne oradalar. Sana iş bırakır-" Miran elinden telefonu aldı ve "Sana da iyi geceler abicim, görüşürüz. Öptüm." Diyerek kızın suratına kapattı, sonra da telefonu tümden kapattı."Miran bu yaptığın çok ayıp."
Miran ensesinden tuttuğu tişörtü bir çekişte çıkardı. "Ayıp görmemişsin sen güzelim. Şimdi ben sana göstereceğim ayıbı." Diyerek kızı kucağına alıp, yukarı yöneldi.
"Miran ya, kendim çıkarım."
"Sana bıraksam her basamağa iki saat harcayacaksın. Sonra da dördüncü basamakta uykum geldi deyip, uyuyacaksın."Yukarı çıktıklarında kızı yere bıraktı. Önlerindeki cam yatak odasının tavanına kadar ulaşıyordu.
"Ne demek istiyorsun?"
"Bu gece kaçışın yok, demek istiyorum."
Lalin cama baktı. "Yağmur başladı." Diye mırıldandı.
"Ee yani karıcım?" kıza yaklaştı.Lalin geri geri giderken, kalçası kenardaki tırabzanlara çarpınca durdu. "Hiç öyle maksat muhabbet olsun."
"Kaçıyor musun?"
"Yok ne münasebet."
"Ben de öyle düşünmüştüm."Kızın her iki yanına ellerini yerleştirdi. "Sana seçtiğim geceliği sen mi giyersin, ben mi giydireyim?" diye fısıldadı.
Lalin yutkundu. "Ge-gecelik? Han-hangisi?"
"Beyaz." Dedi kısaca. Parmaklarını kızın saçlarından geçirdi.
Lalin kesik kesik nefesler alıyordu. Soluğu yetmiyordu ona. Daha fazla oksijene ihtiyacı vardı.
"Ben giyinirim." Deyip, adamdan kaçtı ve el çantasını alıp, adama baka baka banyoya girdi.Elini kalbinin üstüne koydu. "Bu da ne ya? Her yanım titriyor." Diye fısıldadı. Valizi açıp, geceliğe baktı. "Oha Miran! İlk günden de bu mu seçilir? İnsan alıştıra alıştıra giydirir. Bu ne ama ya? Şey elbisesi gibi."
Üstünü çıkardı ve geceliği geçirdi üstüne.
"Sutyen de takılmaz buna! Of Miran of!" sutyenini de çıkardı. Utançtan kıpkırmızı olmuştu. Çantasından losyonunu çıkardı. Yasemin kokulu losyonu tüm vücuduna sürdü. "Hazırım. Yani galiba. Kesin." Sonra bir daha kendine baktı. "Yalnız sende az değilsin kızım. Adama konuşuyorsun, kokuları her yere sürüyorsun. Tüh sana, edepsiz oldun iyice." Kendine söylene söylene çıktı odadan.Miran üstünü çıkarmış, yatakta uzanıyordu. Elinde de telefon vardı. Lalin bunu fırsat bilerek hemen yatağa girdi.
Miran sırıttı. "Görmedim mi sanıyorsun?" telefonunu kapatıp, yana koydu.
"Eğer işin varsa telefonda, sorun değil."
"Hiçbir işim senden, bizden önemli değil." Avcunu kızın yanağına koyup, yavaşça okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI GECE ❤ DOĞU SERİSİ I -FİNAL
RomantizmO GECE HER ŞEY DEĞİŞECEKTİ... Siyah silahtan çıkan kurşun kızın kalbine saplandı ve her yer kırmızı bir aşka bulandı... Kırmızıya aşık bir kız... LALİN... Hayatına giren siyah bir adam... MİRAN... Adam törelerine bağlıydı, kız ise İstanbul'a... Adam...