AF EDERSİNİZ, SİZİN İMAN ETTİĞİNİZ HANGİ İSLAM'DI ACABA?

217 54 169
                                    

Düşünmekten kendimi alamıyorum. İnsanların normalmiş bakıp, yaklaştığı olaylara ben bir türlü anlam veremiyorum. Anlamadığım insanları da oturup böyle yazıyorum işte. Bu defa ne kahve ne de çay var. Süt var içersen. 😊

Bilirsiniz, tarihe yolculuk yapmayı çok severim. Hele ki yazacağım bölümle birebir örtüşüyorsa. Gelin bu bölümde de yer yer yine tarihin o, tozlu raflarındaki tozları temizleyelim. Zaman Hz. Muhammed (sav) dönemi ve yer Medine Mescid-i Nebevi... Ahmed Bin Hanbel'in Müsned'inde geçen bir hadise göre Allah Rasulü'nün (sav) yanına çiçeği burnunda bir genç Sahabe gelerek Ondan zina yapması için izin istedi.

"Ya Resulallah! Ben felanca kadın ile arkadaş olmak istiyorum, onunla zina yapmak istiyorum." dedi. Ashab-ı Kiram, bu durumdan çok öfkelendiler. İçlerinden gazaba gelerek genci dövmek ve huzuru Resulullah'dan çıkarmak isteyenler oldu. Bazıları bağırıştılar. Çünkü genç çok hayasız konuşmuştu.

Sevgili Peygamberimiz (asv) "Bırakın o genci buyurdu." Resulullah (asv), genci yanına çağırdı, dizinin dibine oturttu. Gencin dizlerini kendi mübarek dizine değdirecek bir şekilde oturttu ve:

"Ey genç, birinin annenle bu kötü işi yapmasını ister misin? Bu çirkin hareket hoşuna gider mi?" diye sordu. Genç hiddetle:

"Hayır Ya Resulallah." diye cevab verdi. Resulallah:

"Öyle ise o çirkin işi yapacağın kimsenin evlatları da bundan hoşlanmazlar." Sonra:

"Peki, bu çirkin işi senin kız kardeşinle yapmak isteseler, sever misin?"diye sorduklarında genç :

"Hayır, asla!" diyerek hiddetleniyordu.

"Şu halde insanlardan hiç kimse bu işi sevmez buyurdu." Sonra Hz.Peygamber (asv) mübarek elini bu gencin göğsüne koyarak şöyle dua etti:

"Allah'ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Namusu ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla."

Genç, Resulallah (asv)'ın huzurundan ayrıldı. Bir daha günah işlemediği gibi böyle bir kötü düşünce aklından bile geçmeden yaşamış! (Sorularla İslamiyet)

Bir başka hadiste de Allah Rasulü Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur;

Muâviye ibni Hakem es-Sülemî (r.a) şöyle anlatır:

Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz'in arkasında namaz kılarken cemaatten biri aksırdı. Ben de hemen "yerhamukellah" dedim. Cemaat bana dik dik bakmaya başladı. Bunun üzerine:

"–Vay başıma gelenler! Yâhu bana niye öyle bakıyorsunuz?" deyince de, ellerini uyluklarına vurmaya başladılar. Onların beni susturmaya çalıştıklarını görünce kızdım; ama yine de sustum.

Anam-babam Rasûl-i Ekrem'e fedâ olsun. Ne ondan önce ne de ondan sonra kendisinden daha güzel bir muallim görmedim. Vallâhi beni ne azarladı ne dövdü ne de sövdü. Namazı kıldırıp bitirince bana şunları söyledi:

"–Bu ibâdetin adı namazdır. Namaz kılarken dünyâ kelâmı konuşulmaz. Çünkü namaz tesbih, tekbir ve Kur'ân okumaktan ibârettir."

Sahabenin kalbine imanı iğne oyası yapan bir hanımın titizliği gibi işlemişti. On üç yıl Mekke'de on yıl Medine'de olmak üzere toplam yirmi üç yıllık nübüvvet hayatı boyunca "Bu adam asla iman etmez" dediğimiz kişileri bile bir olan hak davada birleştirmiştir. Yirmi üç yıl gibi kısa bir süre zarfında veda hutbesini yaparken yaklaşık yüz yirmi bine yakın insana hitap etmiştir. İyi de; sadece bir kişi bu kadar kısa zamanda nasıl oluyor da (yaklaşık) yüz yirmi bin insanın hidayetine vesile olabiliyor. Bunun arkasındaki neden ne olabilir? Kardeşlerim yukarıda zikrettiğim iki hadis dikkatlice incelendiğinde bu işin sırrı iyice anlaşılacaktır. Tabi bunu sadece iki hadiste de incelemek doğru olmaz. Ben vereceğim mesaja binaen sizi sıkmamak adına sadece burada iki tanesini zikrettim.

DÜNYADAN GEÇEN YOLCU (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin