7.Bölüm KAÇAMAK

300 31 4
                                    

7.Bölüm KAÇAMAK

Arkadaşlar, bölüm geç geldiği için çok üzgünüm. Sınavlarım biteli çok az oldu ve biter bitmez hasta oldum. Bugün kendimi iyi hissettiğim için bölüm yazmayı denedim. Hatalarımı affedin lütfen :)

Sıkıntı. İçinizi kaplayan kapkara bir bulut... 

Bir anda göğsünüzün tam üzerinde hissettiğiniz; oradan nefes borunuza kadar yayılan ve burnunuzdan aldığınız nefesin o borudan aşağıya özgürce ilerlemesini engelleyen,  kocaman elle tutulur bir bulut. 

Ellerim göğsümün üzerini usulca ovalarken savuşturmaya çalıştığım şey tam olarak buydu işte. Bir yandan yutkunuyor, bir yandan göğsümü ovalıyordum. Bir şeyler söyleyebilecek kadar sakinleşmem oldukça zaman almıştı.

"Hayatımı mı kurtardın? Ne saçmalıyorsun sen? Hayret bir şey." Kaan gözlerini bir saniye olsun yoldan ayırmadan, gaza olabildiğince basıyor ve bir yandan da benimle dalga geçmeyi ihmal etmiyordu.

"Seni orda bıraksaydım ne olurdu sanıyorsun? Merakına yenik düşmeyip gitmiş olsaydın, bu arabada benimle oturmak zorunda kalmazdın." Tek bir cümleyle, nasıl oluyordu da beni böylesine çıldırtıyordu bilmiyordum. Sinirlerimi çok ustaca bozabilen, girdap gibi biraz olsun bulaştınız mı bir daha kurtulamadığınız biriydi Kaan. Yalnızca ona sıcak çikolata servis etmiştim... Yalnızca, çalıştığım kafeye gelmiş binlerce müşteriden biriydi! Nasıl oluyordu da şimdi arabasında oturuyor, hayatım boyunca hiçbir alakamın olmayacağı mafya tipli insanlardan kaçıyordum? Neden sıradan bir müşteri gibi iyi kötü önüne konulanı içip defolmamıştı ki?!

"Beni orada bıraksaydın, seni yakalamaya odaklandıkları için muhtemelen ellerinin tersiyle beni bir kenara fırlatıp peşinden koşmaya devam ederlerdi!" Bana o kadar mantıklı geliyordu ki, Kaan'ın hangi akla hizmet beni çekiştirdiğini, peşine taktığını anlayamıyordum.

"Altısı birden, değil mi? Mafyalar işleri öyle yürütmez. En fazla üçü beni takip etse, kalanları seni götürecek ve benim hakkımda bildiğin her şeyi öğrenip ölü bedenini bir çöp tenekesine fırlatacaklardı." Gözlerim kocaman açılırken, söylediği şeyin o kadar da mantıksız olmadığını fark etmiştim. Ne de olsa, mafya olduklarını daha yeni öğreniyordum. Ki, mafya hakkında ne biliyordum ki? Yine de kafamda oturmayan bazı şeyler vardı. Yine de sakinleşmeye, gerçekten bazı cevaplar almaya odaklandım.

"Haklısın, ama orada sizi izleyen herhangi biri de olabilirdim. Seni tanıdığım fikrine neden kapılsınlar ki?" Bir an konuşmak için ağzını açtı ancak daha sonra kapadı. Aynısını tekrar yaptı ve bir süre sonra hiçbir şey söylemeyeceğini belirtmek ister gibi radyoyu açtı. Her ne söyleyecektiyse, bir türlü kelimeler ağzından dökülmüyordu belli ki. Onu zorlayabilir, onun saçmalıkları yüzünden düştüğüm duruma saatlerce söylenebilirdim ama yapmadım. Hatırlanmaya değecek bir yüzüm ya da fiziğim yoktu. Mafya beni unutur giderdi. Bugünü atlatsak yeterliydi...

Ona ters ters bakıp kafamı dışarıya doğru çevirdim ve kendi kendime söylenmeye başladım.

"Senin saçma sapan mafya işlerin yüzünden bende kara listedeyim belli ki. Ne hoş! Hayatım o kadar kolaydı ki, biraz heyecan gerçekten çok iyi olacak. Her gün yan gelip yatarak, kuş sütleriyle kahvaltı ederek yaşamama gönlün razı olmadı tabii!" Dudağımı sinirle ısırıp, hızla gözümün önünden geçip giden figürlere ters ters bakmayı sürdürdüm. Kaçla gidiyordu bu lanet araba? Midem ağzıma gelmek üzereydi.

"Ne söylenip duruyorsun sen?" Başımı ona hızla çevirip delici bakışlarımı kahverengi gözlerine sabitledim.

"Beni nereye götürüyorsun?" dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı ve başını bana doğru çevirdi.

GÜNEŞ KARASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin