6. BÖLÜM

394 62 0
                                    

Nihayet dersler bittiğinde derin bir nefes alıp kendimi dışarı attım. Ayağıyla ritim tutan Burak'ı gördüğümde yanına gidip sessizce sokuldum. Kolumu koluna geçirdim ve başımı omzuna yasladım. Elimin birini kulaklığına götürüp kendi kulağıma taktım. Hiç sesini çıkarmamıştı geldiğimden beri. Oysa Çınar'la olanları bildiğinden emindim. Umursamadım ve gözümü kapatıp kendimi Kelly Clarkson'ın güçlü sesine bıraktım.
I don't wanna be left behind
Distance was a friend of mind
Catching breath in a web of lies
I've spent most of my life
Riding waves, playing acrobat
Shadowboxing the other half

Catch my breath, letting it go, turning my check for the sake of this Show
Now that you know, this is my life, I won't be told what's supposed to be right
...

Şarkı bittiğinde kafamı yavaşça kaldırdım. Boynumda çok hafif bir ağrı vardı. Elimi boynuma biraz sürtüp geri indirdim.

"Mezarlığa götürür müsün beni?" dedim mırıltı gibi çıkan sesimle. Yine de beni duyduğunu biliyordum.

"Bunun iyi bir fikir olduğuna emin değilim Miray."

"Buna ihtiyacım var."

"Kayra'yı görmeye her gittiğimizde kötü oluyorsun."

"Ona o kadar ihtiyacım var ki Burak. Ablamı özlüyorum."

Cevap vermedi. Ayağa kalkıp bana da elini uzattı. Elinden tutup ayağa kalktım. Kolunu omzuma attı ve motoruna doğru ilerledik. Kaskı uzattı ama almadım. Rüzgarı suratımın her noktasında hissetmek, tam anlamıyla kendime gelmek istiyordum. Kollarımı Burak'ın beline sıkıca sardım. Kafamı da çenem omzunun üzerine gelecek şekilde yerleştirdim. Motor mezarlığa yaklaşırken Burak'ın cebindeki telefon çalmaya başladı. Vardığımızda altıncı defa falan çalıyordu muhtemelen. "Ne var?" diyerek açtı telefonu.

"Ee?"

"..."

"İşlerim var."

"..."

"Evet senden daha önemli!"

"..."

"Tamam, öyle olsun. İşim biter bitmez gelirim."

Karşıdakini beklemeden telefonu kapatıp cebine tıktı. Ardından bana döndü ve "Annem." diye açıklama yaptı.

"Önemli bir şey olmalı."

"Sanmam."

"Seni defalarca aradı Burak. Önemli olmasa bu kadar telaşlanmazdı."

Sadece omzunu silkti. Ama ben pes etmedim. "Kendim de halledebilirim bunu. Hem orada yalnız olmak daha iyi gelir bana. Dönüşte de bir taksiye atlar eve giderim. Yarın okulda görüşürüz seninle olmaz mı?"

Cümleleri arka arkaya hızlıca dizmiştim ve Burak'ın sessizliği muhtemelen hızıma yetişmeyi becerememesindendi. Bir kaç saniyelik sessizlikten sonra "Gitmek istemiyorum. Seni böyle bir günde burda bırakamam." dedi

Konunun bugün yaşananlara gelmesini istemiyordum. Anlamazdan gelip "Ben büyüdüm şapşal!" dedim sahte bir gülümsemeyle karışık.

"Bu hala benim kardeşim olduğun gerçeğini değiştirmiyor ama. Kimsenin seni üzmesini istemiyorum."

"Çınar'la bir geçmişin var Burak!"

"Umrumda mı sanıyorsun! O piç benim kardeşimi üzdü!"

"Burak!"

Sesim çok sert çıkmıştı. "Sonra konuşuruz, şimdi eve git." diye mırıltıyla ekledim ve arkamı dönüp mezarlığa girdim. Motorun çalıştığını duyduğumda Burak'ın da gittiğini anladım. Tamamen yalnızdım. En azından birkaç saniye için öyle olduğumu düşünmüştüm...

BİR GÜN ANLARSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin