♪ 2! 3! ♪

2.4K 281 150
                                        

Yoongi elindeki kuru kıyafetlerle yatak odasının kapı pervazından salonda ayakta dikilen ve kafasını bir saniye olsun yerden kaldırmadan öylece titreyerek yeri izleyen çocuğa bakmaya devam ediyordu.

Tanrı aşkına, böyle bir tabloya nasıl hayır deyip bu yağmurlu havada suratına kapıyı kapatsındı ki?

Burun çekişleriyle kendine geldi. Jimin'in ıslanmış büyük kazağının kolundan anca görünen minik parmakları ile gözyaşlarını beceriksizce sildiğini gördü. O kadar masum ve sarılmaya ihtiyacı var gibi duruyordu ki, Yoongi elindeki giysileri sıkı sıkı tuttu.

Aklına kendi geliyordu. Biri ağlarken onu görsün istemeyeceğini bildiği için ıslak küçük çocuğu salonda bir süre yalnız bırakmaya karar verdi. Böylece az daha olsa sakinleşmiş olurdu. Kendi de bu evin her yerinde ağlamıştı ve tekti. Tek olmayı sevmiyordu ama sevgilisi olan bir çocuğu deli gibi sevdiği için yalnız ağlamayı hak ettiğini düşünürdü hep.

İçeriden küçük iç çekiş sesleri gelirken Yoongi yatağına oturarak bir elini kalbine yerleştirmişti. Birden dizlerinde derman kalmadığını hissetmişti. Kalbi sesleri duydukça ve onu böyle gördükçe çokça ağrıyordu.

Dişlerini sıkarken bu acının tek kaynağının Jimin'in onun yanındayken başka bir şerefsiz için ağlamasıydı ve Yoongi hiçbir şey yapamıyordu. Lanet olsun, ona sarılamıyordu bile. Gerçi ikisinin arasında ne oldu bilmiyordu ama normalde sevineceği bir şeyse bile Jimin bu haldeyken Yoongi de üzülürdü.

Aklında çakan bir şimşek ile hızlıca yerinden doğruldu. Jimin salonda ve ıslaktı. Titreyip duruyordu ve hasta olabilirdi. Hızlıca salona geçerken duraksadı ve hala aynı yerinde öylece dikilen çocuğa baktı.

"Neden oturmadın Jimin?"

"Şey, ıslağım ve şey, o da ıslan-ır." Titrediği için zorla çıkardığı kelimelerle Yoongi içinde bir süredir zincirlediği kavanozun zincirlerinin bir bir kırıldığını hissetti.

Ona kuru çamaşırları uzatırken sonunda kafasını az da olsa kaldırmış ve minik parmaklarıyla kavramıştı.

"Koridorun sonundaki kapı banyo, orada değiştirebilirsin."

"Teşekkürler."

Minik adımlar uzaklaşırken Yoongi resmen koşarak ısıtıcının derecesini arttırmış ve sonra yine aynı hızla yatak odasından bir battaniye kapıp koltuğun üstüne -sanki hep oradaymış gibi- gelişi güzel dursun diye özenle uğraşarak yerleştirmişti. Koridordan sesler gelirken sanki hiçbir şey olmamış gibi tekli koltuğa yerleşmiş ve saçlarının koşturmacadan dolayı dağılan önlerini aceleyle düzelterek sakinmiş gibi bir hava vermişti.

Kollarını önünde bağlarken güçsüz adımlarda bir değişiklik fark etmişti. Biraz önce battaniyeyi bıraktığı koltuğa yüzünü hafiften buruşturan çocuk ile bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı ama ses çıkarmadı.

Yoongi'nin ince uzun ve Jimin'e göre cılız kalan bedeninin yanında Jimin'in fazla küçük sayılmayacak yapılı bedenine çokça büyük gelen sarı kazağın kollarını çekiştirerek ortaya çıkardığı elleriyle oynarken sessizdi. Jimin, hep sessiz kaldığı için kaybediyordu.

Yoongi bu kalp ağrıtıcı tatlılıktaki görüntüyü izlememek için boş boş duvara bakarken ona soru sormamak için kendini zor tutuyordu. Anlatsın istiyordu. Ama Jimin yine susuyordu. Eline kabı ıslandığı için çıkardığı telefonunu almıştı Jimin. Bir şeyler karıştırıktan sonra Yoongi'nin telefonuna bildirim gelmişti. Bu ses sadece Jimin mesaj atınca çıkardı.

chimhasjam:
Her şey için teşekkürler.
Seninle bir konuşma yapmak istiyorum ama zamanı değil gibi.
Söz seninle konuşacağım.
Sadece bu kadar iyi olduğun için teşekkür ederim.

Beni karşılıksız seven tek kişi sensin.|
Beni karşılıksız seven tek|
Beni karşılık|
Ben|

Min Yoongi telefonunu cebinden çıkarıp mesajları okudu. Ona cevap vermeyerek ayaklandı ve sanki hiç umrunda değilmiş gibi yatak odasına doğru yürürken arkasını dönmeden mırıldandı.

"Oralarda bir yerlerde battaniye olacaktı. Dinlen."

Sonrasında oyun yapmanın ne kadar zor olduğunu düşündü. Minki şerefsizini gördüğü yerde yumruklayarak onu tebrik edecekti. Harbiden zor işti.

Yatağına otururken mırıldanılan şarkıyı duydu. Tüyleri diken diken olmuştu. Bu şarkıyı hatırlıyordu. Jimin, eski evlerindeyken onunla uyuduğu ilk gece yine bu şarkıyı mırıldanmıştı.

Titreyen elleriyle telefonunu çıkarıp ses kaydına almaya başladı. Ses çok zayıf olduğundan kapıya yaklaştı ve telefonu kapının altından dışarıya doğru iteledikten sonra sırtını kapıya yaslayarak yere oturdu. Umuyordu ki telefon Jimin'in boş evde kısık dağılan sesini kaybedebilirdi.

" 'Güzel çiçekli bir yolda yürüyelim.'
Bunu söyleyemem.
'Sadece iyi şeyleri görelim.'
Bunu söyleyemem.
'Sadece iyi şeyler olacak.'
'Canın acımayacak.'
Bunları söyleyemem.
Bu yalanları söyleyemem."

Yoongi biliyordu. Jimin böyle yalanlar söylemezdi. Ama bazen bu yalanlara o kadar ihtiyacı oluyordu ki susmasındansa bu yalanlarla kendini kandırmak istiyordu.

Elleriyle yüzünü sıvazladı ve kafasını dizlerine gömdü. Dolan gözlerini yanında kimse olmamasına rağmen saklama ihtiyacı duyuyordu. Dizlerine sıkı sıkıya sardığı kollarını Jimin'e sarmak isterdi.

"Sorun değil, bir iki üçe kadar say ve unut.
Bütün kötü anıları sil.
Elimi tut ve gülümse.
Sorun değil, bir iki üçe kadar say ve unut.
Bütün kötü anıları sil.
Birbirimizin ellerini tutalım ve gülümseyelim."

Kalbinin üzerine koyduğu ellerini sımsıkı bastırdı can çekişen organa. Canı yanıyordu çünkü Jimin üçe kadar sayınca gerçekten her şey geçecekmiş gibi hissediyordu. Ama geçmeyecekti. Yine de sessizce iç çekti ve mırıldandı.

"Bir, iki, üç."

Her şey aynıydı.

"Hala, daha güzel günlerin geleceğini umuyorum.
Eğer bana inanıyorsan; bir ,iki, üç.
Daha güzel günler gelecek.
Eğer bana inanıyorsan; bir, iki, üç."

Sana inanmaya korkuyorum Jimin, diye geçirdi içinden. Çünkü bu mantıklı değildi. Yalnız kalan hep kendisiydi. Telefonunu kapının altından çekip eline aldı ve mesajlarına girdi.

minnegi:
Bir, iki ve üç...
Değişmedi Jimin.
Değişmeyecek.

chimhasjam:
Üzgünüm.

minniegi:
Komiksin.
Cidden komiksin.
Kafayı yememe neden oluyorsun.

chimhasjam:
Üzgün olmak istemiyorum.
Ama öyleyim.
Pişman olmak da istemiyorum.

minnegi:
Ama öylesin, değil mi?

chimhasjam:
Bilmiyorum.

minniegi:
Şimdi sen say bakalım, üçe kadar.
Pişman mısın değil misin anlarsın belki :)


xxx

songs that i want you to hear | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin