songs that i want you to hear | yoonmin

♪ already gone ♪

Şarkıyla beraber okur musun, lütfen? Teşekkürler♡
xx

Yoongi gülümsedi.

Jimin kapıda bekledi.

Yoongi kapıyı açmadı.

Jimin bekledi.

Yoongi ağladı.

Jimin gitti.

Jimin yine uzaktan izlerken üç gün sonra menajerleri tarafından aranmış ve Yoongi ile iş birliği yapacağını ikinci kere duymuştu. Boş stüdyoda geçirdiği saatler sonunda kaydı bitirip son dokunuşlar için Yoongi'ye göndermişti.

Bir hafta sonra şimdiki listenin başında yer aldıkları yerden inmiyorlardı. Jimin ,bu başarının kazancı olan evini almış ve içinde boş boş zaman geçirirken sadece düşünüyordu. Olduğu yerde kıvranıyordu, özlüyordu ve hak ettiğini biliyordu.

Her dakika başı telefonunu kontrol edişinde menajerlerin can sıkıcı mesajlarını ve cevapsız aramalarını görünce hayal kırıklığı ile öylece gözleri doluyordu. Ağlamak sıradanlaşmış olsa bile pişmanlığını başka nasıl atacağını bilmiyordu.

Daldığı yerden dikkatini çektiğinde havanın kararmaya yakın olduğunu fark etti. Sonra evinde gözünü gezdirdi. Popülarite işte böyle bir şeydi. İki hafta önceye kadar basit bir pansiyona parası zorla yetiyorken şimdi ev satın almıştı.

Hiçbir şeyin kalıcılığı yoktu ve insanların zevklerine, beğenilerine hitap etmezseniz bir değeriniz kalmıyordu. Ya bir süre sonra kendiniz olmaktan vazgeçiyordunuz ya da asimile olup modanız geçmiyordu.

Gülümsedi, Jimin. Hayat ince ipliklere bağlı olduğu kadar kalın halatları kesmekte de ustaydı.

Telefonundan gelen bildirimlerle içinin biraz rahatladığını hissetti çünkü onun için bir şeyler yapmıştı. Yoongi'yi mutlu etmek istemişti.

minniegi:
Teşekkürler, Jimin.

chimhasjam:
ah bu değişik hissettirdi
şey, önemli değil
nasıl geçti?

minniegi:
Demek küçük harflere geri dönüş.
Aslında çok şaşırdım.
Böyle olacağını düşünmüyordum.
Yani oldum olası anlaşamayız ve uzun süredir görmüyordum.

chimhasjam:
aslında sen fazla asisin Yoongi
ben konuştuktan sonra ve gerçekleri anlattıkça ilk inanmasalar da
bilirsin ikna kabiliyetimi
biraz da kanıt ortaya koydum
sonuçta Minki ile fazlaca vakit geçiren benim ;)

minniegi:
Öyle :)
6 yıl sonra anneme sarıldım.
Nasıl hissettirdiğini bile unutmuşum, babam biraz seviyeleydi ama
özlediğini anladım.
Ben de özlemişim.

chimhasjam:
Ben de özledim,
seni.
O gün neden kapıyı açmadın?

minniegi:
Neyse, tekrar ailemle konuşup onları kazanmamı sağladığın için teşekkürler.
Sanırım sana yeniden iş verip para kazanmanı sağladığım için bu iyiliği yaptın.
Şimdi işime döneceğim, görüşürüz.

chimhasjam:
İstediğimiz bütün şeyleri hatırla.
Şimdi bütün anılarımız, aklımdan çıkmıyor.

minniegi:
Hep elveda demeyi kastettik.
Yumruklarımız bile hava tutamadan.
Doğru düzgün işe yaramazdı hiçbir zaman.
Hiçbir zaman, yapmayı ya da ölmeyi kastetmedik.

chimhasjam:
Bizi yakıp kül etmek istemedim.
Şimdi buraya, seni incitmek için gelmedim.

minniegi:
Duramam.
Bilmeni istiyorum,
önemi olmadığını.

chimhasjam:
hayır dur,
bu cümleler...
şey gibi...
veda?

minniegi:
Bu yola çıktığımız yerden,
birinin gitmesi gerek.
Ve bilmeni istiyorum.
Beni daha iyi sevemedin.
Ama yoluna devam etmeni istiyorum.

chimhasjam:
gitme
lütfen

minniegi:
Ben çoktan gittim.

chimhasjam:
(Görüldü)

minniegi:

Sana bakmak, daha çok zorlaştırıyor.
Ama biliyorum ki, seni her zaman ağlatmayacak başka birini bulacaksın.

chimhasjam:
Nasıl bu kadar eminsin?

minniegi:
Yapmadığın şey mi?

chimhasjam:

Beni uyurken öptüğünü bile unutmazken, nasıl bu kadar seni unutacağıma eminsin?

minniegi:
Mükemmel bir öpücükle başladı.
Sonra, zehrin içimize yerleşmesini hissedebiliyorduk.
Mükemmelik aşkımızı hayatta tutamadı.

chimhasjam:
Böyle olmak zorunda değil.
Mükemmele ihtiyacımız yok.

minniegi:
Biliyorsun ki seni çok seviyorum.
Gitmene izin verecek kadar çok seviyorum.

chimhasjam:
Bunu kendin için yapıyorsun.
Anlıyorum kırıldın, hem de çok.
Ama şansımız olabilir.
Denemeye değmez mi?

minniegi:
Bunu doğru hissettirmezsin,
yanlış olduğunu bildiğin zaman.
Ben çoktan gittim.

chimhasjam:
(Görüldü)

minniegi:
Ama sen fark etmedin.

xxx