chimhasjam:
bu video
nasıl olur
ben üzgünüm
yoongi ben senin onu dövdüğünü sandım
tanrım yüzün dışında her yerini berbat etti
bunu minki ile konuşacağım
sana inanmadığım için üzgünüm
minnegi:
Jimin, geçen şeyler bunlar.
Sen ne gördün onu söyle.
chimhasjam:
Bu konuyu konuşmak istemiyorum.
minniegi:
Ooo demek yazım kurallarına uyuyoruz.
Jimin söyle bana,
Ne gördün?
chimhasjam:
Konuşmak istemiyorum dedim.
minniegi:
Sikeyim Jimin, görmüyor musun ne kadar ihtiyacım olduğunu?
O şerefsizin o kafede gülerek birileriyle sohbet ederken görünce dolan gözlerini görmedim mi sanıyorsun?
Sana yalan söyledi!
Sana işe gidiyorum dedi değil mi?
chimhasjam:
Kes artık şunu!
tamam yalan söyledi ama bir açıklaması olmalı
olmak zorunda
minniegi:
Bak ben senin üstüne artık bir şeyleri anla diye geliyorum.
Tanrım, ağlama.
Ağlama duydun mu beni?
chimhasjam:
ne kadar zamandır beni takip ediyorsun
minnegi:
Sen evden çıktığından beri.
Hadi eve dön artık. Hava kararıyor.
Ben seni takip ediyor olacağım eve gidene kadar.
chimhasjam:
gitmek istemiyorum
bu park bankında geçirmek istiyorum bütün hayatımı
hem buradaysan gelsene yanıma
minniegi:
Üzgünüm Jimin, gelemem.
Hadi ağlama ve eve dön.
chimhasjam:
Tamam
Yoongi mesajı görür görmez hemen telefonunu cebine attı ve parkta oturmuş içini çeken çocuğun yüzünde bir daha gezdirdi gözlerini.
Dayanamadığı bir şey onun ağlamasıysa başka bir şey de onun omzunda Minki için ağlamasıydı. Bu yüzden yanına gitmeyi reddetmişti. Çok zor olmuştu çünkü minik elleriyle şişmiş ve kızarmış gözlerini ovalayarak düşen yaşları silen bir adet Jimin onun içine koşup sarılma güdüsü aşılıyordu
İzlemek onun için zordu ama başardı Yoongi. Onun banktan kalkışını ve ev yolunda takip etti usulca.
Yavaş yürüyen yorgun beden arada omzunun hareketinden anlaşıldığı kadarıyla iç çekiyordu. Yoongi bu görüntü karşısında gözlerinin dolmasını engelleyemedi.
Önünde yürüyen küçük beden ne yapmış olursa olsun, çok güzeldi. Çok narindi ve bir o kadar tatlıydı.
Gülümseyerek Minki ile kaldıkları 'aşk yuvalarına' kadar onu takip etti. Jimin minik adımlarla basamakları tırmanırken bir kere bile arkasına bakmamıştı. Çünkü biliyordu, Min Yoongi oradaydı. Daldığı yerden onu koparan telefonu titreyince, cebinden çıkardı.
minniegi:
Hemen yatağa gir ve uyu.
Yarın her zaman bu günden biraz daha iyi olması umut edilerek uyunan bir zaman kavramı.
Üzgünün, yarın hiçbir bok değişmeyecek. Bunu çok kere tecrübe ettim.
Sadece dinlen.
chimhasjam:
açık sözlülüğünü seviyorum
pekala, gidip yatacağım
minniegi:
Keşke beni de sevsen.|
Keşke beni de|
Keşk|
İyi uykular, Jiminnie.
chimhasjam:
(Görüldü)
Eve dönüş yolunda ona karşı olan öfkesinin kaybolduğunu fark ediyordu Yoongi. Onun ağlaması bile bu kadar etkilerken onu zaten sinirli falan kalamayacağını biliyordu. Yüzündeki gülümseme ile sokağın sonuna gelmiş tam caddeye ulaşırken Minki'nin sokaktan evine doğru yürüdüğünü gördü.
Jimin'in yanına gidiyordu. Belki onu ikna etmeye çalışacaktı ve o mükkemmel yalanlarından uyduracaktı. Hatta belki gönlünü almak için onu öperdi.
Yoongi ürperdi. Onu başkasının öpmesini düşünmek bile kafayı yemesine neden oluyordu.
Belki de, gecenin sonunda onlar sevişirlerdi.
Kulaklığındaki sesi arttırarak düşen göztaşını hırsla elinin tersiyle sildi. Jimin'in her şeyi görmesini sağlamalıydı. Canını yaksa da görmeliydi. Çünkü Yoongi canının acısıyla yaşamaktan bıkmıştı.
Beni parmağında oynattın.
Ben parmağında oynadım.
Avazım çıktığı kadar göğsüm daralana kadar çığlık attım.
Kendime hiçbir zaman iyi olamayacağımı söyledim...
xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
songs that i want you to hear | yoonmin
Fanfiction[semi-texting] Yoongi, ne zaman dinlediği şarkı ona Jimin'i hatırlatsa içinde büyüyen şeyi üstünde kocaman 'Jimin'e hissettiğim ama onun bana hissetmedikleri' kavanozuna tıkardı. Bir gün sabah kalktığında bu kavanozun kapağını aralık bıraktı ve sade...
