Vasto

41' Gerçekler IV

Alcatraz şaşkınlıkla karşısında ki Beyaz’a ne diyeceğini bilemedi, belki onunla savaşa bilirdi ama Beyaz’ın yaydığı garip aura onu tedirgin hissettiriyordu. Alcatraz  ona karşılık vermeyi istedi ama buna gücünün yetmeyeceğini anladı, belki azazel ile onu başbaşa bırakabilirdi  ve bu sayede kaçabilirdi ama Azazel şuanda Vasto ile meşguldü. Ayrıca zihnini okuyarak tüm sorularını cevaplaması bile onun ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyordu.

Beyaz:  karşılık vermeyi düşünmüşsündür ama gücünün yetmeyeceğini anladın evet haklısın gücün yetmeyecek ve muhtemelen 3 saniyede ölmüş olursun o yüzden kararını kendin ver,  birde zihnini okuduğumu düşünüyorsundur, öyle basit birşeyi yapmayacağımı bilmeni isterim.

Beyaz bunu derken aslında onun ne  karar verdiğini biliyordu, savaşamayacaktı. Aslında beyaz zihin okumuyordu. bir adım İmu’ya yaklaşıp elini uzattı ve Alcatraz'a bakarak konuştu.

Beyaz: aslında bakarsan bana karşılık verip vermeme arasındaki kararını söyleyebilirim.

Alcatraz artık emindi, bilim adamı olduğundan bir çok teorisi mevcuttu, bu adam eğer zihnini okuyor olsaydı  alcatraz henüz karşılık verip vermeme arasında kalmasına böyle bir cevap veremezdi, yani bu demek oluyor ki beyaz geleceği görebiliyor yada tahminleri sürekli doğru çıkıyor.  

Imu  kendisine uzatılan ele baktı ardından Beyaz’a baktı. İmu onda tanıdık birşeyler hissettiğinden onun elini tutarak karşılık verdi ve ikili alcatrazı umursamadan ormanın derinliklerine ilerlemeye başladı.

Alcatraz şaşkınlıkla ikilinin arkasından bakakaldı.

İmu şaşkınlıkla yanında ki Beyaz’a bakıyordu, gerçektende onda tanıdık birşeyler hissediyordu ama kim olduğunu söyleyemezdi.
-


O sırada...

Gora ve Alvin birbirlerine bakarken Alvin havayı yırtan aurasını serbest bıraktı, Alvin Gora’yı hafife almıyordu bu yüzden gücünü tutmayacaktı. Alvin aurasını serbest bıraktığı gibi yer titremeye başladı aurası öyle yoğundu ki auranın baskısı zemini çatlatmaya başladı. Vücudunun etrafında kırmızı şeffaf aura şekil alarak Gora’yı hedef aldı. Gora kendisine gelen aura baskısını görünce oldukça şaşkındı.

Kendisine gelen aura öyle yoğundu ki havayı yırtan bu aura  eğer oğlu burada olsaydı o aura yüzünden bilincini kaybedebilirdi, hatta şuan uzakta olsa bile o aurayı hissedebilirdi. Tabi o aurayı hisseden Ace ve Jozu bile birbirlerine olan ilgisini unutup o canavarımsı aurayı hissettikleri yere baktı. Ace endişeliydi o kırmızı aura ne kadar uzakta olsalarda rahatlıkla görünebiliyordu, babasının güçlü olduğunu bilse de bu biraz fazlaydı sanki.

Gora kendisine gelen kırmızı auraya kendi aurasıyla karşılık verdi, Gora’nın vücudundan saf turuncu renginde aura bedeninden çıktığı gibi bulunduğu zeminde göçük oluştu, Gora’nın aurası daha az yoğundu ama Gora bilerek gücünü kısıtlıyordu bunu yapmasının iki nedeni vardı, birincisi eğer tüm gücünü kullanırsa savaştan zevk alamazdı diğer nedeni ise en önemli olanı oğlu buradaydı.

Gora’nın vücudundan yayılan aura Alvin’in kadar yoğun olmasa da turuncu aurası daha katı duruyordu, ikilinin auraları birbirine çarpıştığı gibi iki farklı dalganın birbirine çarpışması gibi etrafa dağılmaya başladı, zemin Yoğun auralara dayanamayıp titremeye başladı.

Ace şaşkınlıkla turuncu ve kırmızı auraların carpışmalarını izliyordu sanki orada 2 canavar var gibiydi, aynı şekilde Jozu’da öyleydi.

Alvin Karşısında ki adamın tam gücünü kullanmadığını biliyordu ama onu şaşırtan tam gücünü kullanmadığı halde kendi aurasına denk olmasıydı. Gora hiddetli sesiyle konuştu sesi ne kadar sert olsada sanki heyecanlı bir adamın sesi gibiydi.

Gora:AHAHAHAHA OLDUKÇA GÜÇLÜSÜN!!

Alvin şaşkınlığını bırakıp aurasının baskısını dahada arttırdı ama Gora hala tam gücünü kullanmıyordu, Alvin kendi kendine konuştu acaba sert kayayamı çarptım. Alvin artık bunun işe yaramayacağını hisseti  aurasını geri çekti, aynı şekilde Gora’da aurasını geri çekti. Ardından Alvin Gora’ya koşmaya başladı, başkaları için bu görünmeyecek kadar yüksek hızdı ama Gora için sıradan bir hızdı, aslında bu Gora’nın farklı boyutta olduğunu gösteriyordu.