GÜLÜMSE (6)

1.1K 174 337
                                    


Uygar, kafasına aldığı ani darbenin şiddetiyle geriye doğru sendeleyerek, arka üstü düştü. Yaman attığı kafanın hemen ardından, Uygar'ın üzerine hızla yürürken birkaç kişi Yaman'ı çekiştiriyordu. Ellerindeki silahlarıyla her an tetiğe basacak kadar kızgın adamları, "Abi indirelim mi?" diyerek Uygar'dan emir bekliyor, her türlü küfrü saydırıyorlardı. İtişmelerin, koşarak gelenlerin bitmeyen ayak sesleri yanı başımda yaşanıyor, bense sadece Uygar'ın dudaklarından dökülecek cevabı bekliyordum. Uygar düştüğü yerden adamlarına doğru durun dercesine eline kaldırıp sıçrar bir hareketle, hızlıca doğruldu. Parmağında bir tur çevirdiği silahını en yakınında ki adamına uzatıp, Yaman'ı ya da attığı kafayı yok sayar gibi geçerek, tam karşımda durdu.

"Ne yapmayım?" Korku salan bakışlarını yüzüme sabitleyip, az önce ki "Uygar yapma!" diye bağırışımın hesabına kitlenmişti. O an anlamıştım adamlarını durdurmasının nedenini ya da Yaman'ı neden görmezden geldiğini. Kafasında ki vahşeti vereceğim cevabın sonrasına ertelemişti. Hatta silahsız yanıma gelmesi; olurda yanlış bir şey söylersem kendini tutamaz korkusuydu.

Olabilecek felaketlerin en azı umudumla anlık karar verip, sevgi oyunuma tutundum. Üzerimde gezdirdiği gözü dönmüş sorgulayıcı bakışlarından çok, kaşından akan kanın yanağına doğru inişine bakarak "Kaşın kanıyor" dedim. Titreyen ellerimdeki ağırlığın yere düşme sesi korktuğumu belli edip beni sıçratmıştı. Ayağının hemen yanına düşen mikrofona attığı tekmeyle "Soruma cevap ver!" diye bağırdı. Yapabildiğim kadar sakin görüntü vererek, "Önemsiz bir hayran için katil mi olacaksın?" dedim yutkunarak.

Yan tarafta hızlanan itişmelere Uygar dönünce bende döndüm. Yaman kendisini tutan adamlarla yumruk yumruğa mücadelesinden sıyrılıp anında Uygar'a yaklaştı.

"Kadınları korkutarak mı yanında tutuyorsun?" Hızla inen yumruğun şiddeti, Uygar'ın dudağından sıçrayan kan, adamlarına doğru tekrar kaldırdığı eli, artık kaçınılmaz felaketin habercisiydi.

Kan donduran görüntüye Yaman korkusuzca, "Derin yanıma gel" diye bağırdı. Beynimde yankılanan çağrısını, ona doğru atacağım sadece bir adımlık mesafenin kolaylığını, içimde verdiğim savaşla bastırmaya çalıştım. Şuan atılacak yanlış bir adım, bir bakış bile olsa fitili çekilmiş bombayla eşdeğerdi. Bir an Yaman'ın yerde yatan kanlı hali belirdi gözlerimin önünde. İliklerime kadar hissettiğim korkuyla deli gibi çırpındı yüreğim.

Uygar, sol yanağına gelen yumruğun etkisiyle, çevrilen kafasını hiç döndürmeden, elinin tersiyle kanayan dudağının kenarına dokundu. Elinde ki kanla konuşur gibi kafasını aşağı yukarı sallıyor "Derin... Yanıma... Gel..." diyordu. Görüntüsü ve ses tonu amacına ulaşmış her bir zerremi titretmişti.

"Kimse ateş etmesin" diye bağırarak aniden doğruldu. Yüzüme doğru eğilerek "Önemsiz bir hayran öyle mi?" dedi kısık sesiyle. Yüzümde gezdirdiği gözlerinin buz kesen soğukluğunu daha önce hiç görmemiştim.

Yaman'ın "Psikopat manyak! Kimsin lan sen?" diye bağırmasına Uygar tekrar Yaman'a döndü. Karın boşluğuna aldığı tekmenin geriye iten gücüne bu defa yenilmiş, tam düşecekken son anda yaptığı ani hamleyle beni de çekmişti. Göz açıp kapama hızında gerçekleşen olaylar, baştan beri kaçtığım korkularım, bütün acımasızlığıyla şuan yaşanıyordu. Gördüğüm dehşet veren kareler her yerdeydi.

Yumrukların yoğun sesleri, ağız dolusu küfürler, cesurca çekilen silahlar, çığlık çığlığa kaçışan insanlar, yukardan gelen çınlamalar, yerde şaklayan kırılma sesleri, şiddetin acımasızlığı her yerdeydi.

Yaman acımasızca arka arkaya savurduğu yumruklarını önüne gelene indiriyor, Uygar bakışlarını Yaman'a sabitlemiş kendisini tutmaya çalışan adamlara tekme tokat savuruyordu. Yere kapaklananlar tekrar kalkıyor, kalkamayanlar olduğu yerde acıyla kıvranıyordu. Birisi sürekli, "İndirin şunları" diye bağırıyordu.

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin