Gülay teyze eve girmiş, Tuna kahve fincanlarını tepsiye topluyordu. Beni görünce, Uygar'ın masada bıraktığı parayı göstererek, "Abla burada çok para var!" dedi. Okula gitmeden onu markete göndermeliydim.
"Evet, Uygar abin Tuna markete gitsin ne lazımsa alsın dedi. He bir de annesine duyurmadan alsın dedi. Duyarsa kabul etmezmiş, böyle bir şey olursa, söyle o ergene gözüme gözükmesin dedi"
"Ne lazım ki ne almalıyım?"
"Tuna, sen bilmiyorsan ben nasıl bilebilirim evin ihtiyaçlarını. Çaktırmadan annene sorabilirsin mesela"
"Anlarsa bana çok kızar abla, hem bu para çok fazla" Elinde ki paranın yeterli miktarını cebine koyarken,
"Uygar abi haftalık verdi çok bahşiş topladım falan de ne bileyim hallet işte" dedim.
"Cips kolada alayım mı? Akşam belki film seyrederiz?"
"Tabi ki ne istersen"
"Senin içinde badem ve o sevdiğin çikolata topları?"
"Birde soruyor musun?"
"Tamam abla, annemi hallettim bil" Tepsiyi de alarak hızla içeri girdi.
Tuna'nın annesiyle konuşmasına biraz zaman verdikten sonra, ayaklarım geri gitse de bende içeri girdim. Yaman neden gelmişti. Onu gördüğümü fark ettirmemiştim ama o da benim görmemi istemiyor, kendini gizliyor gibiydi. Öyle olmasa, Uygar gittiğinde uzun süre öylece durmuştum, çıkıp yanıma gelebilirdi.
"Kızım... Gülümse kızım..." Dışarı baktığım pencere önünden hemen çekilerek, "Efendim, Gülay teyze" dedim.
"Nereye bakıyorsun öyle. Kaç defa seslendim duymadın. Yoksa hala dışarıda mı gitmedi mi?
"Kim gitmedi mi?"
Şaşırmış bakışıyla, "Kim olacak Uygar tabi ki" dedi. Gülay teyzenin yüzümü inceleyişine hemen toparlamaya çalışarak,
"Gitti de bir şey unutup geri döndüğü çok oluyor" diyebildim. Kafasını iki yana sallayıp, tekrar yüzüme baktı. İnanmamıştı.
"Burada kalmana mı kızdı?"
"Biraz ama önemli değil Gülay teyze, hallettim ben"
"Nasıl önemli değil kuzum canın sıkılmış belli yüzün kâğıt gibi"
Tuna'nın "Kızlar ben gittim!" bağırmasıyla hızla yanımızdan geçmesi Gülay teyzenin bendeki ilgisini almıştı. Tuna'nın arkasından kapıya doğru giderek,
"Dikkat et oğlum, hepsini harcama paranın" dedi.
"Tamam annem merak etme sen"
Üzerimdeki pijamaları Uygar'ın getirdiği bana ait kıyafetlerimle değiştirmiştim. Gülay teyze elinde getirdiği yeşil yemeniyi başıma bağlarken Uygar ile ilgili söyleniyor geri gelirse kendisinin halledeceğini üzülme gibi şeyler konuşuyordu. Bense sadece başımı sallayarak anladığımı belli ediyordum. Ardından mahcup tavrıyla elektrik süpürgesinin çokta iyi olmadığını idare ettiklerine söylendi. Konuşsam belki de sesim çıkmazdı yine başımı sallayarak gösterdiği süpürgeyi çalıştırdım.
Yaman hala orada mı neden geldi merakım kemiriyordu içimi. Belli ki akşam bizi takip etmişti. Burayı nereden bilecekti? ya da Uygar'ı mı takip etmişti? Ama neden? Duydukları onu kaçırmamış mıydı? Uygar'la anlaşıp arkasına bakmadan kaçışı, ikimizi koca bir yalan yapmamış mıydı? Derin olamayacağımı söylememiş miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN
Mystery / ThrillerKatran karası kuyu diplerinden kaçarken, büyük bir okyanusun azgın soğuk sularına düşünmeden dalmıştım. Zamanda yolculuğu hatırlatan, boyut değiştiren hayatımdaki tek fark; çalıp oynamayı öğrenmiştim ama yüzme bilmiyordum... Yüreklere dokunan bir ya...