Yaman sinir olmuş bir şekilde parmaklarını saçlarına daldırarak,
"Ellerinden geleni yapsınlar bakalım.'' dedi soğuk ses tonuyla.
"Yaman'' diye seslendim. Konuşmalarını dinliyor görünmek istememiştim. Biraz sağına dönse görecekti beni. Aslında konuşmanın gidişatını çok merak ettim. Ellerinden geleni yapsınlar demişti, kimlerden bahsediyordu. Onunda hayatında da çok büyük sıkıntıları olmalı. İki adam el sıkışıp sarıldılar. Zafer bana el sallayıp diğer tarafa doğru yürüdü.
"Sıkıldın mı?''
"Hayır'' dedim.
"Açıktın mı?'' İşte buna yalan söyleyemezdim,
"Evet'' dedim.
"Evet demeseydin, iyi bir yalancı olduğunu düşünecektim.'' Sıkılmadım yalanımı yakalamıştı. Bir şey demeden gülümsedim. O da gülümseyerek arabayı çalıştırdı. Az önceki sinirli adam gitmiş gülümseyen Yaman gelmişti. Memnuniyetle boynuna sarılıp yanağından kocaman öptüm. Oda beni kolunun altına alarak alnımdan öptü. Kulağıma doğru kısık sesli konuşarak,
"Benimsin'' dedi. "Seninim'' dedim mutlulukla. Bu mutluluğumun her zaman devam etmesini dileyerek Yaman'a biraz daha sokuldum.
Otel çok lükstü. Daha öncemi hatırlamadığım için böyle bir otele gelmiş miyimdir? diye aklımdan geçti. İçerisi sıcacıktı. Krem renkli perdeleri, tavandan yere kadar camları vardı. Gene krem renkli örtüyle kaplanmış kocaman bir yatak oldukça büyük odanın tam orta bölümüne konulmuştu. Tam karşısında televizyon vardı. L şeklindeki odanın ikinci bölümünde yine krem renkli koltuklar ve üzerinde pastel tonlarda renk renk desenli yastıklar konulmuştu. Gözüme çarpan bir diğer ayrıntı sehpanın üzerine konulmuş bölmeleri olan tabağın üstü şeffaf jelatinle kaplanmış kuru yemişlerle doluydu. Öyle acıkmıştım ki alıp yemeği düşündüm. Arkası dönük Yaman telefonda yemek istediğini anlayınca rahatlayarak kuru yemişlerden vazgeçtim. Çok sıkışmıştım banyonun önüne kadar gidince kapı tokmağına bakakaldım. Bu kapılar nasıl açılıp kapanıyor düşüncelerim cevabı bulamadı. Üstüne birde içeride kalırsam korkum, iki göğsümün arasına yerleşti. Olduğum yerde donup kalmıştım. Adım atamıyordum. Yaman anlayacaktı gözümden akan yaşları elimin tersiyle hemen sildim. Omuzlarımdan tutan elleri hissettiğimde sıçradım. "Canım gel'' beraber banyoya girdik. Yaman üzerindeki gömleğin düğmelerini açıyordu. Küvetin suyunu sonuna kadar açtı. "Duş alacağım'' dedi sakin ses tonuyla. Soyunan Yaman'a bakıyordum hala. Pantolonu da çıkarıp askıya astı. Siyah baksır mı o? İnanamıyorum hala bakıyorum. Yaman duş kabinini açıp içeri girdi.
"Yarım saat çıkmam, sonra duş alacağım dersen beklemem. Güzelim, benimle bu küvete girmek zorundasın.'' Çekerek yarım kapattığı duş kabinin kapısına baka kaldım. Yarım saat burada onu bekleyemem. Yaman akan suya köpürten jellerden döküyordu. Köpüren küvete bakarken doğru değil ve salla gitsin düşüncelerim birbiriyle savaş ediyor adeta. Ben de duş almak isteyecektim oda beni beklemeyeceğini söylüyordu. Tuvalet işimi halledip Yaman hazır buradayken onunla duş almaya karar verdim. Bu sefer salla gitsin taraf kazanmıştı.
"Derin acele et, yemek gelir şimdi.'' Yaman'ın sesini duyduğumda pantolonumu çıkarmıştım. İç çamaşırlarımla nasıl girecektim utanıyordum.
"Suyu biraz daha köpürt ve içine girene kadar gözlerini kapat'' Güzelim unuttun mu? seni iki kere banyo ettirdim, iç çamaşırlarını bile çıkardım''
"Nasıl yani! İç çamaşırlarımı mı çıkardın!!?''
"Evet, birincisinde duş aldırdığımda ıslanmıştı, odamdaki kaloriferde kurutup tekrar giydirdim. İkincisinde de tekrar duş aldırdım. Tekrar ıslanmıştı.'' Diyerek omuz silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN
Mystery / ThrillerKatran karası kuyu diplerinden kaçarken, büyük bir okyanusun azgın soğuk sularına düşünmeden dalmıştım. Zamanda yolculuğu hatırlatan, boyut değiştiren hayatımdaki tek fark; çalıp oynamayı öğrenmiştim ama yüzme bilmiyordum... Yüreklere dokunan bir ya...