7.Bölüm

1.9K 75 22
                                    

León'dan;

Dün gece gözüme uyku girmemişti. Sürekli Violetta'yı düşündüm. Tomás'a gerçekten aşık mıdır? Tomás'ın üzülmesine üzüldüyse, aşık olması kaçınılmaz bir gerçektir. 

Sabah erkenden uyanıp -akşam düşünürken dalmışım- Violetta'nın evinin önüne geldim. Yaklaşık iki buçuk saattir de, burada bekliyorum. Havanın birazcık soğuk olması da, işimi zorlaştırıyordu. Yine de hiçbir şey söylemeden, beklemem gerek. Violetta ve Tomás'ın buluşmaması için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. İki aşık(!) olarak birbirlerine yaklaşmayacaklar, o kadar.

Duvarın köşesine çöküp, Violetta'yı beklemeye başladım. Arama gibi bir ihtimalim de vardı ama ararsam, hayatta çıkmaz evden. Ya da çıkar ama benden habersiz. Ruhum bile duymaz.

Elimdeki telefona odaklandığım sırada, kapının sesi duyuldu. Çok geçmeden de Violetta belirdi. Beni görmeyip yürürken, arkasından ilerledim ve omzuna dokundum. Bir çığlık atıp, bana döndü. Hem öfkeyle, hem de şaşkınlıkla bakıyordu.

"Ne arıyorsun burada?!" diye çıkıştı. Yanakları sinirden kıpkırmızı olmuştu. Sessiz olmak için de elinden geleni yapıyordu. 

"Senden doğru düzgün özür dileyebilmek için geldim. Misafirleri sevmiyor musun? Çok ayıp, çok!" dedim sahte bir şekilde çıkışıp. Şu an delirmeye milim santimi kalmıştı. Bu da beni inanılmaz derecede eğlendiriyordu.

"İşim var! Sonra özrünü dilesen olmaz mı?" dedi yerinde duramayarak. Sürekli kıpırdıyordu. Tomás'ı bu kadar mı merak ediyordu? Dün gece Andres'ten öğrendiğime göre, Resto Bar'da çalışıyormuş. Tabii bahsettiği Tomás, Violetta'nın Tomás'ıysa. Ah, ne diyorum ben?! O, Violetta'nın değil! Violetta, benim çocukluk arkadaşım ve benim!

L: "Olmaz! Şimdi özür dilemem gerekiyor."

V: "Dileyeceksen, dile!"

L: "Ama böyle kuru kuru olmaz ki. Bir kafeye gidelim, orada özür yemeği yeriz. Ne dersin?"

Gözlerini kapatıp, nefes alş-verişi yapaya başladı. Şu an, birden ona (1-10) doğru sayıyordur. Sakinleşmek için arada bende yapıyorum, oradan biliyorum.

Gözlerini açıp, "Tamam. Ama sadece yarım saat!" dedi. İtiraz etmemi istemiyor gibiydi. Gözlerini kocaman açıp, işaret parmağını tehdit edercesine salladı. Bunun, beni korkutacağını sanıyordu. Peh!

L: "Kabul!"

Evet, Resto Bar'a götürecektim onu. Tomás'ı görüp, yanına gidemeyecekti. Çünkü yanında ben olacaktım. Tomás da, asla yanımıza uğramazdı. Kötü bir plan olduğunu biliyorum ama çocukluk arkadaşımı, belki de çocukluk aşkımı kaçırmak istemiyorum. Daha yeni gelmiş buraya, sonra da Tomás'la tanışmış. Sevgili olurlarsa, yanıma yaklaşmaz...

Resto Bar'a doğru ilerlerken, arada bir Violetta'ya bakıyordum. Telefonunu çıkartıp, bir şeyler karıştırıyordu ama o kadar dikkatli bakmadığım için göremiyordum ne yazık ki.

"Nerede bu kafe?!" dedi sabırsızca. Kaşları da havaya kalkmıştı.

Elimle bir kafeyi gösterip, "Orası," dedim. O da, benim gösterdiğim yere baktı. Sonra da kollarını sallaya sallaya yürümeye başladı. Telefonunu da çantasının içine koymuştu. Amacını, ya da ne yaptığını bilmek istiyordum ama yok! Direkt sorarsam, çıkışır; beklersem, çıkışır; onu tanımadan karışırsam, daha da çıkışır. Her halükarda çıkışır yani.

Kafeye geldiğimizde, kapıyı açıp Violetta'ya yol verdim. O da hiç beklemeden içeriye girdi. Etrafı da inceliyordu. Pek hoşuna gitmiş gibi durmuyordu ayrıca.

ღ GEÇMİŞİN İZLERİ-BAŞLANGIÇ ღ |1.KİTAP|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin