SİZE BİLDİRDİĞİM YERDEKİ ŞARKIYI LÜTFEN DİNLEYİN! BİTERSE, TEKRAR BAŞLATIN! MULTIMEDIADA'DA OLACAKTIR!
León'dan;
Gözlerimi yavaşça araladım. Üstümde bir kırgınlık vardı. Hastalık ya da herhangi bir şey değildi bu. Yorgun da değildim. Kalbim sızlıyordu biraz ama bu, kalp hastası olanlarınki gibi değildi. Bir şeylerin değişmesinden kaynaklanıyordu. Kolumu, yanımda yatan Lara'ya doladım.
Uyku sersemliğim, ani şokla düzeldi. Ben, Lara ile mi yatıyordum?! Yok artık!
Yatakta doğrulup, üstüme baktım. Gömleğim yerine, atletim vardı. Biz ne yaplmıştık ya?! Ben, dünle ilgili sadece park anını hatırlıyordum. Hah, bir de kendimi yorgun hissettiğim için buraya gelmiştik. Annem ortalarda yoktu. Lara da, beni odama çıkarmıştı. Peki sonra ne olmuştu?! Lanet hafızam daha fazlasını hatırlamıyordu! En iyisinin Lara'ya sormak olduğuna kanaat getirince, onu sarstım. Kibarca açılmıştı gözleri.
Uyku sersemliğinden kaynaklanan boğuk sesi güldürmüştü beni. "Ne var ya?" demişti gözlerini ilk açtığı anda. Ne olabilirdi acaba?! Yan yana yatıyorduk! Nasıl böyle olduğumuzu da hatırlamıyordum! Alkol de almazdım, ben!
Le: "Birlikte yatmışız!"
Kafasını dikleştirdikten sonra, "Eee? Ne olmuş yani?" dedi! Birlikte olma ihtimalimiz vardı ve umursamıyordu, öyle mi?!
Le: "Ne mi olmuş?! Birlikte olmuş olabiliriz! Ben, dün geceyi hatırlayamıyorum!"
Kahkaha attıktan sonra, yatakta doğruldu. "Sence ben, seninle birlikte olur muyum? En azından bana karşı olan duygularından emin olmam gerekir," deyip, oturur pozisyona geldi ve devam etti. "Dün halsiz olduğunu söylemiştin. Ben de, seni evine getirdim. Annenin olmadığını görünce, yatağına yatırdım. Gitmeme izin vermiyordun. Seni dinleyip, burada kaldım. Uyuyunca, yapıştın bana. Bir türlü kurtulamadım kollarından, çaresizce kabullendim ben de. Bütün gece Violetta ile ilgili bir şeyler sayıkladın. Onu hala unutamamışsın, León."
Violetta ile ilgili ne sayıkladığımı tahmin edebiliyordum. Rüyada olduğumu sanıyordum da zaten. Böyle zamanlarda, uykumda konuşurdum. Bunun diğer bir anlamı da; sayıklamaktı.
Sadece atletle durmamın sebebini sormaktan vazgeçtim. Bir kıza, bu konularla ilgili bir şeyler sormak utanç verici geliyordu.
La: "Ben gideyim artık. Anneme de yalan söylemiştim."
Lara yataktan çıkıp, çantası ile telefonunu aldı. Odamdan çıktığında, rahat bir nefes alabilmiştim. Birlikte olacağım kişi, yanındayken kalbimi yerinden çıkarırcasına attıran birisi olmalıydı. Bunun Violetta olup olmayacağından emin olamazdım. Benden nefret ederken, benimle birlikte olamazdı. Yine de çok isterdim birbirimizin ilki olmayı...
Yaşımı hatırladıktan sonra, bu düşünceyi aklımdan çıkardım. Henüz çok erkendi böyle hayaller kurmak için. Arkadaşlarıma söylesem, benimle dalga geçerlerdi. Ah, tabii arkadaşım olsaydı! Bir hatamla beni yalnız bıraktıklarında, sadece arkadaşlarım olduklarını anlamıştım. Dostum olsaydılar, ne halt yersem yeyim, yanımda olurlardı. Aslında haklılardı da. Hayatımda birisi varken, ben başka birisiyle öpüşmüştüm. Şimdi de sevgiliydik. Onlar da, doğru olanı yapıyorlardı. Violetta yalnız kalmamalıydı böyle durumlarda.
Daha fazla oyalanmamak adına, yataktan çıktım. Kurguladığım değişik türdeki fantazilerden de kurtulmuş oldum. Yalnızlık hiç iyi şey değildi doğrusu. İnsanın aklına neler neler geliyordu öyle!
~
Studio'da kimsenin olmaması, normal miydi? Çocuklar nereye kaybolmuştu böyle? Violetta kaydını aldırdığı için gelmedi, anladım da diğerleri? Yine ne yapıyorlardı, kim bilir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ღ GEÇMİŞİN İZLERİ-BAŞLANGIÇ ღ |1.KİTAP|
Roman d'amour"Hangi rengi seversin?" diye sordu beni izlerken. Soru biraz tuhaf gelmişti ama kendimle konuşuyormuş gibi, sebepleriyle beraber söylemeye başladım. Bir yandan da çiçekleri topluyordum. "Mavi. Mavi çok özel bir renk. Bir sürü anlamı var. Mesela; son...