León'dan;
Serafina'ya sımsıkı sarılıp, "Meleğim... mecburum," dedim. Dünden beri ağlıyordu. Ona bunu nasıl söylediğim konusundaysa hiçbir fikrim yok...
Birbirimizden ayrıldığımızda, "Beni öp," dedi. Bende ikiletmeden öptüm onu. Daha önceki öpüşmelerimizden çok çok farklıydı. Bu sefer, bende ondan ayrılmak istemiyordum. Arcelia için olan üzüntümü geçirmişti ve sevgili olmuştuk. Ayrılma işlerini hiç söylemedim ama tahmin ediyor olmalı. Buraya bir daha geleceğimi sanmıyorum.
"Seni özleyeceğim Meleğim," deyip, alnına sahiplenircesine büyük bir öpücük kondurdum. Sanırım bunu sadece ben düşünmüştüm. Sera, neyin doğru olduğunu çok iyi anlıyor olmalı. Bir daha birlikte olamayacağımız da dahil.
Uçaktaki yerimi aldığımda, Serafina'nın gönderdiği mesajı okudum.
"Belki bir gün, tekrar..." -Serafina
Gözlerimi kapatıp, bizimkilere mesaj attım. Bir saat sonra orada olacaktım, sanırım. Gösteri de, üç-dört saat sonra başlayacaktı.
Telefonumu kapatıp, koltuğa yaslandım. Bugünden itibaren hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Arcie olmadan ilk kez orada bulunacaktım. Buna alışmam gerekiyordu.
~
Uçaktan sarhoş gibi indim. Başım bayağı dönüyordu. Gözlerimin kararıyor olması da cabası.
Telefonumu açıp, son aramaya baktım. Camila. Beni arayacağını hiç düşünmezdim doğrusu...
Onu aradım.
C: "León? Buenos Aires'te misin?"
L: "Evet, şimdi indim uçaktan."
C: "Gösteri yarım saat sonra başlayacak. Çabuk olmalısın."
L: "Studio, evime yakın zaten. Valizleri bırakırım sonra da yetişirim. Merak etmeyin beni."
C: "Tamam. Çabuk ol ama!"
L: "Camila. Ne zaman uyuşuk olduğumu gördün?"
C: "Peki peki. Görüşürüz."
L: "Görüşürüz."
Telefonu kapatıp, taksiye bindim. Acele halletmem gerekiyordu işlerimi. Tabii eve yetişebilirsem.
Taksi eve yaklaştığı sırada, Broduey aradı. Camila'yla ikisi, beni çıldırmak için yapıyorlardı bence. Bu ikili yüzünden elim ayağıma dolanıyordu.
L: "Ne oldu?"
B: "Studio'ya geliyor musun?"
L: "Eve gitmedim ki, Studio'ya gideyim."
B: "Çabuk ol!"
Gözlerimi devirip, telefonu kapattım. Taksi de, sokağa girmişti zaten. Telefonumu sırt çantamın ön gözüne koyup, taksinin durmasını bekledim. Taksi durduğunda, parayı verdim ve indim. Bagajdan valizlerimi alıp, kapıya ilerledim ama zile basmadan kapı açılmıştı bile.
E: "León! Daha fazla kalmalıydın!"
L: "Anne, gösterimiz var. Arkadaşlarıma ihanet etmişim gibi olacaktı."
Sıkıntıyla iç geçirip, "Bilmek istersin belki... Arcelia'nın ailesi taşındı," dedi. Valizleri yere bırakıp, "Hım. Arcelia gömüldü mü? Nereye?" sorularını sordum. Benim için fazlasıyla zordu bu.
E: "Buraya. Yani mezarlık, Buenos Aires'te. Gidecek misin?"
L: "Şimdilik düşünmüyorum."
Valizleri kapının arkasına koyup, "Benim gitmem gerek. Gösteriye geç kalıyorum," dedim ve annemi öpüp, evden çıktım. Arcelia hakkında daha fazla konuşmayı kaldırabileceğimi sanmıyordum. İlk kez birisine aşık olduğumu düşünüp, ölümüne şahit olmuştum. Belki gözlerimin önünde ölmeseydi, daha iyi hissederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ღ GEÇMİŞİN İZLERİ-BAŞLANGIÇ ღ |1.KİTAP|
Roman d'amour"Hangi rengi seversin?" diye sordu beni izlerken. Soru biraz tuhaf gelmişti ama kendimle konuşuyormuş gibi, sebepleriyle beraber söylemeye başladım. Bir yandan da çiçekleri topluyordum. "Mavi. Mavi çok özel bir renk. Bir sürü anlamı var. Mesela; son...