16: Sırlar.

6.7K 201 10
                                    


Annemin yanından kahvaltıdan sonra ayrılmıştık. Biraz mızmızlansam da tekrar göreceğimden emin bir biçimde, ve biraz da Ilgar'a olan korkumla, itiraz etmemiştim. Yol boyunca uyumuştum.

Ilgar işte acil bir durum olduğunu söyleyerek hızlıca giyinip kapıdan dışarı adım attı. Acaba ne iş yapıyordu? Ona bunu hiç sormamıştım. Dürtülerim eşliğinde kendimi yatak odasında buldum. Yaptığım şey çok yanlıştı ama bütün vücudumun kontrolünü kaybetmiştim. Komodininin kapaklarını bir bir açıp ilgi çekici bir şey olup olmadığını yokladım. Yoktu. Giysi dolabının üstüne baktım, tahta bir kutu vardı ve daha da kötüsü üzerinde benim adım yazıyordu. Annem haklıydı, bu adam bana takık olmalıydı. Kutuyu yavaşça alıp kapağını açtım. Kutu sadece fotoğraflarımla doluydu. Genellikle okula gidip gelirken çekilmişlerdi. Bir başkasına beni çekmesi için para vermiş olmalıydı. Bana karşı olan bu takıntısı bir şekilde bende korku uyandırdı. Dikkatlice kutuyu aldığım yere geri koydum. Daha fazlası olmalıydı, olmak zorundaydı. Daha çok şey öğrenmeliydim. Nasıl birisini sevdiğimi anlamalıydım. Çalışma masasına yöneldim. Burada işiyle ilgili bir şeyler olmalıydı mutlaka. Bütün belgeleri incelediğimde gayet sıradandı. Kar-zarar oranları, toplantı ve sunum tarihleri, vs. İşiyle ilgili pek problem olduğunu zannetmiyordum. Peki onu tehlikeli yapan şey... Evet kesinllikle onu tehlikeli yapan bir çok şeye şahit olmuştum ama bunlar annemin bilebileceği şeyler değildi. Sinir hastası olduğunu annem bilemezdi veya şiddete yönelimini... Bir dakika, bilebilir miydi? Annemle Ilgar daha önceden tanışıyor olabilirler miydi?

Kapı açıldı, içeri Ilgar elinde market poşetleriyle geldi. Poşetleri sakince masanın üzerine bıraktı ve yanıma oturdu. Ona sormam gereken bir çok soru vardı. Sorular ağzımdan bir türlü çıkmıyordu. Ağzımı açamıyordum. Ellerim saçlarına gitti. Bu hareketimle birlikte Ilgar beni öpmeye başladı. Ona karşılık vermediğimi fark edince durdu. Yutkundum. "Sorun ne?" diye sorduğunda bakışlarımı tırnaklarıma çevirdim. Uzun süredir tuttuğum nefesimi bıraktım. "Be-ben... Odanı ka-karıştırdım." dediğimde yüzüme hayatımda yediğim en sert tokatı yedim. İstemsizce ağlamaya başladım. Ilgar ağladığımı fark ettiğinde tereddütle bana baktı. "Tamam, özür dilerim. Ağlama." dediğinde "Ama çok acıyor." dedim elimi yanağıma götürerek. Elimi iki elinin arasına aldı. "Bana gerçekleri anlat, lütfen. Niye bana bu kadar takıksın, annem senin tehlikeli biri olduğunu nereden biliyor? Bu soruların cevaplarına ihtiyacım var." dedim. Derin bir nefes aldı, "Olmaz, benden nefret etmeni istemiyorum." dediğinde ona yalvaran bakışlarla, "Lütfen." dedim. "Sana başından beri takığım ve neden olduğunu bilmiyorum. Sadece seni gördüm ve benim olmanı istedim. Seni sevmek istedim. Annenle ilgili soruya gelecek olursak, annen beni iyi tanır." dedi. Bunu duymamla birlikte kaşlarımı çattım, "Peki annem seni niye bu kadar iyi tanıyor?" Derin bir nefes aldı, "Çok soru soruyorsun Ay." dedi. "Bana doğru düzgün cevap ver!" diye bağırdığımda sesimdeki bıkkınlık sinirle harmanlanmıştı. "Annen... Annene çok işkence ettim Ay. Bana borçlarını ödemiyordu. O sırada da birbirimizi iyi tanıdık. Aslında seni takip ettirmemin nedeni de ilk başta borçtu. Anneni seni öldürmekle tehtit ediyordum ama sonra... benim sana zaafım oluştu. Kıyamadım sana. Annene bir süre belirlemiştim eğer o süre içinde parayı getirmezse okul çıkışında seni öldürmesi için tuttuğum adam seni vuracaktı ama ben sana kıyamadım." dediğinde ağlamaya başladım. Annemin böyle şeyler yaşadığını öğrenmek beni yıkmıştı. Hem de böyle şeyleri sevdiğim adam yüzünden yaşamış olması... Bir yerde bir söz duymuştum, gerçekler acıtır ama sırlar öldürür.
...

KÖLE(gay) //ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin