ZAFER'İN AĞZINDAN...
Tüm gücümü toplayıp Aysel'e:
"Tebrik ediyorum."
Ama o cevap vermedi. Gözlerime bakıp susuyordu. Biraz daha böyle bakmaya devam ederse herkes durumu farkedebilirdi. İşte o zaman kimse umurumda olmazdı. Elinden tutar, alır giderdim.
Osman amca Aysel'e bakıp:
"Kızım iyi misin?"
Nihayet gözlerini benden alarak babasına baktı.
"İyiyim baba."
Sonra Ahmet'e dönüp:
"Midem bulanıyor. Sanırım üşüttüm."
Demesiyle oturduğu yerden kalktı.
Zerrin'e dönerek:
" Tekrar geçmiş olsun. Kusura bakmazsanız biz gitsek."
Neriman teyze:
"Tamam kızım. Siz gidin. Bizde az sonra ineriz."
Bana bakmadan kapıya ilerledi. Tabiki çok sevdiği kocası (!) da peşinden gitti.
Neriman teyze Zerrin'e:
"Daha yeni evlendiler. Hemen de hamile olamaz ya?"
Duyduğum bu cümle karşısında nefesim kesildi. Kalbim daha hızlı atmaya başladı.
"Zerrin ben odama geçiyorum. Siz bana bakmayın. Lütfen sohbetinize devam edin."
Odama geçtiğimde kendimi yatağa bıraktım. Gözlerimi kapatıp düşündüm.
Ya hamileyse! Olmamalı! Olamaz!
Gözlerimi açtım ve tuttuğum nefesimi dışarı bıraktım. Çocuğu da olsa ben yine onu alırım. Sonunda benim olacak. Evlendi de bitti mi? Çocuğu olacakta bitecek mi?
Attığım kahkaha odada yankı buldu. Çok beklersin Aysel, senden vazgeçmeyeceğim. Sen benden geçtin ama ben senden geçmeyeceğim.
İlk fırsatta seni alıp götüreceğim. Bekle beni sevgilim.1 AY SONRA...
AYSEL'İN AĞZINDAN...
Bugün çok yoğun bir gün geçirdim. Akşam kendimi eve zor attım. Şükran abla bize mercimek çorbası, patates yemeği ve salata yapmıştı. Menüyü günlük ben seçiyorum. Annem ve kayınvalidem iyi ki varlardı. Yoksa nasıl yetişirdim.
Ahmet gelince sofraya oturduk. Gün içinde yaptıklarımızı birbirimize anlatmak adet oldu.
Sofrayı toplarken Ahmet:
"Yeni bir aşk filmi aldım. İzler miyiz canım?" Dedi.
"Olur. İşimi bitirip geliyorum. Sen cd yi tak." Dedim.
Bulaşıkları makineye yerleştirdim. İkimize büyük bardaklarda kahve yapıp, Ahmet'in yanına oturdum. Ahmet beni kendine çekince mecburen ona yaklaştım. Filmi başlattı. Yarısına gelmeden benim aşk hikayem de tam filmlik diye düşündüm. Acaba Zafer nasıldı? O geceden sonra ne sesini duydum. Ne de kendisini gördüm. Ara sıra çaktırmadan anneme sorup aldığım "İyi" cevabıyla yetiniyordum. Başka çarem yoktu. Arasam sorsam kesin yanlış anlardı.
Film bitmiş, Ahmet:
"Canım beğendin mi?" Diye sordu.
Düşüncelerimden sıyrılıp filmi izlemediğim için sadece:
"Güzeldi." Dedim. Ahmet tv yi kapattı. Yatak odasına gitti. Bende kahve bardaklarını makineye koydum. Arkasından bende gittim.
Geceliğimi giyip yatağa girdim. Birden aklıma gelen şeyle hala üzerini değiştirmekle meşgul olan Ahmet'e baktım.
"Ahmet ben sana söylemeyi unuttum. İhsan Bey, Günnur ve benim seminer için bir haftalığına Antalya' ya gitmemiz gerektiğini söyledi."
Gözlerini gözlerime diken Ahmet:
"Bu da nereden çıktı?"
"Yeni çalışanların bu seminere gitmeleri şartmış. Orada pratik yollardan işi daha iyi yapmamız için eğitim veriyorlarmış."
"Madem ki şart tabiki git. Canım, belki bende size katılırım." Dedi.
"Benim için sorun yok canım sen bilirsin." Dedim.
Yatağa yattığında:
" Ne zaman gideceksiniz?"
"Çarşamba günü sabah 06.00 uçağıyla." Dedim.
"Bugün Pazartesi olduğuna göre daha iki gece sana sarılarak uyuyacağım. Yanına gelemezsem 6 gece sensizim."
"Ama sen gelmezsen de ben sana geri geleceğim."
"Tabi ki geleceksin ben senin kocanım." Dedi gülerek.
Beni kendine çekip başımdan öptü.
"Uyuyalım." Dedi.
"Uyuyalım." Dedim.ÇARŞAMBA GÜNÜ...
Günnur ile benim; ellerimizdeki küçük valizlerle havaalanından içeri girdik. Ahmet bizi getirmeseydi, kesin geç kalırdık. Ahmet arabayı çekip geldi. Bu arada bizde işlemlerimizi yaptırdık.
Ahmet gelince:
" Canım kendine iyi bak. Hayırlı yolculuklar. Seni özleyeceğim ve seni seviyorum." Dedi.
Alnımdan öptü.
"Olur canım. Bende özleyeceğim."
Ahmet Günnur'a dönerek:
"Baldız sanada hayırlı yolculuklar. Karıma iyi bak." Dedi.
"Bakarım Ahmet, sen hiç merak etme." Dedi. Sonra kolumdan çekiştirip bizi sıraya koydu.
Ahmet el sallayıp gitti.
Uçağa bindiğimizde Günnur:
"Kocan seni bana emanet etti. Buna ne denir? Kuzuyu kurda teslim etmek."
Güldü. Kolumla onu dürttüm.
"Bir tanıdık olur." Dedim.
"Ay çok korktum." Dedi.