ZAFER'İN AĞZINDAN...
Sehpanın üzerinde duran telefon çalmaya devam ederken oturduğum yerden kalktım. Aysel'i koltukta öylece bırakmamın sebebi; Zerrin'in söylediklerini duymasını istemiyordum. Belki kırıcı konuşabilirdi.
"Efendim." Dedikten sonra karşıdan Zerrin'in nefes alış verişlerini duyuyordum. 'Madem konuşmayacaksın neden aradın kadın?' Diyesim geldiyse de onun konuşmasını bekledim.
"Hayırlı olsun Zafer. Eski kocasını evlendiği günün ertesi sabahında arayacak kadar aptal bir kadın değilim. Söylemek istediklerim var müsait misin?"
"Müsaitim buyur. Ayrıca teşekkür ediyorum."
"Zafer benim tayinim İzmir'e çıktı. Ben en kısa zamanda İzmir'e gidiyorum. Kendime kalacak yer ayarlayacağım. Ablamlar eniştemin ablasının rahatsızlandığından dolayı bir süreliğine Almanya'ya gidecekler. Duruma göre oraya yerleşmeleri gerekebilirmiş. Can'ı şuan yanımda götüremem. Sen de yeni evlendin. Bu konuda seninde fikrini almak istedim. İstersen Ankara'ya annemlerin yanına bırakabilirim."
"Hayır Zerrin. Çocuğumuz sende kalmayacaksa bende kalmalı. Velayeti her ne kadar sende olsada o benim de çocuğum. Sen tayin işlerini hallet. Ben yarın sabah gelip Can'ı alırım. Sen gereken hazırlıkları yapar mısın?"
"Tamam o zaman anlaştık. Şimdilik sende dursun. Ben düzenimi oluşturunca onu yanıma alırım."
"Oralarda kime güveneceksin. En iyisi bundan sonra bende kalsın."
Zerrin kahkaha attı.
"Bakalım sevgili karın senin çocuğunu ilk günden ister mi? Bence bu konuyu onunla konuşman gerekmez mi?"
"Beni seven benden olanı da sever. Bu konuda hiç şüphen olmasın!"
"Benim için sorun yok. Sadece bir şeyi çok merak ediyorum. Madem bu kadar birbirinizi seviyordunuz bizlere ne gerek vardı? Yani ben ve Ahmet'e. İstersen bunun cevabını ben vereyim. Aysel'in asla çocuğunun olmayacağını biliyordunuz. Taşıyıcılık yerine gerçek bir anne olsun istediniz. Buraya kadar olan kısmı anladım sayılır. Ama ya Ahmet? Sevdiğin kadına başkasının dokunmasına nasıl izin verebildin?"
"Zerrin lütfen saçma sapan konuşma. Yarın gelip çocuğu alırız."
Zerrin duraksadı.
"Alırız derken?"
"Aysel ve ben tabi ki. Çocuğunun onun bakmasını kabullendin de almaya gelmesini mi problem yapacaksın?"
"Benim için sorun değil. Ben zaten evde olmayacağım. İlk uçakla İzmir'e uçuyorum. Oğluma iyi bakın."
"Sen hiç merak etme. Zerrin ben oğluma iyi bakarım."
Oğluma kelimesini bastıra bastıra söyledim.Telefonu kapattıktan sonra alnımdan akan terler gömleğime kadar indi. Zerrin ile aramızda ilk defa böyle bir konuşma geçmişti. Boşanma aşamasında da sonrasında da bu şekilde davranmamıştı. Aysel elinde kahve ile mutfaktan geldi. Onun ne zaman koltuktan kalkıp mutfağa geçtiğini görmedim. Zaten konuşmalar canımı sıkmaya başlayınca yerimde duramamış kendimi pencerenin önüne atmıştım.
"Canım sana kahve yaptım." Aysel'in bana uzattığı kahveyi alıp elini tutup avucunun içini öptüm. Öyle güzel güldü ki. Sen hep gül kadınım. Sen gülünce baharlar geliyor. Çiçekler açıyor gönlümde.
Kahveden bir yudum alıp tekrar koltuğa oturdum. Aysel'de yanıma oturunca onu yanıma çektim.
"Seninle konuşmam gereken bir konu var?" Dedim. Gözlerimin içine bakıyordu.
"Sen böyle bakmaya devam edersen konuşacaklarımı da unuturum. Daha sonraları işe gitmeleri de."
Aysel başını eğdi. Tamam bakmıyorum dercesine. Elimle başını kaldırdım.
"Sen hep bak ömrüm. Ömrüm o gözlerde bitsin. Yarın Can'ı almaya gitmek zorundayım. Zerrin'in tayini İzmir'e çıkmış. Yabancı şehire oğlumu gönderemem. Üstelik ablası da Almaya'ya gidiyormuş. Zaten Can'a o bakıyordu. İlk günden oğlumu yanıma almama kızar mısın?"
"Neden kızayım. Senin oğlun benim oğlumdur. Onu almaya bende geleceğim. Zaten konuştuklarının bir kısmını duydum. Özür dilerim. Ama bundan sonra hiç bir konuda ayrı düşmek yok. Senden uzakta çok acı çektim. Artık varlığında acı çekmeye niyetim yok, sen ne dersen o olsun kocacığım."
"Senin kocacığım diyen dilini ısırmak istiyorum."
"Olmaz. Isıramazsın."
"Tamam ısırmam. O zaman yarın kahvaltıdan sonra çıkalım. Oğlumuzu alıp gelelim."
"Zafer oğlumuzu dedin sen, doğru mu duydum?"
"Evet. Oğlumuzu dedim. Artık bizimle kalacağı için ikimizin oğlu o."
"Peki ya beni istemezse?"
"İster benim aslan oğlum. Beni çok sever. Ben ne dersem onu yapar."
Birbirimize sımsıkı sarıldık. İşte şimdi aile olacağız. Oğlum ve sevmeye doyamadığım kadın olduktan sonra yanımda, daha ne isteyeyim.