MUCİZE'M

BÖLÜM 15

Multimedia:Arya
-Sana bir teklifim var.
"Neymiş?"
-Ablamı kaçırmanıza yardım edeceğim karşılığında ben de sizinle beraber mafya olacağım.

Çetin Bey Amca hunharca gülüyordu şu an karşımda. Haklıydı tabi ama planımı uygulayabilmek için onu ikna etmem gerekiyordu.
Çetin:"Tamam yeterince eğlendik. Şimdi bakalım ablan seni ne kadar çok seviyor?"
-Ben ciddiyim. Ablamı kaçırmanıza yardım ederim ama sadece korkmasını sağlayın. Ona zarar vermeyeceksin. Ben de karşılığında sizden biri olacağım işte. Sen Savaş'tan ayrılmasını sağlamış olacaksın ben de hayalimi gerçekleştirmiş olacağım.
Çetin:"Sana neden güveneyim? Sonuçta ablandan bahsediyoruz."
-Sen bilirsin valla ama ben biraz Savaş'ı tanıyorsam bu saatten sonra asla Su'yu bırakmaz ki bırakmış halini de gördük ama bu plan sayesinde meseleyi kökten hallederiz. Dediğim gibi senin tercihin.
   Söylediklerimi düşünüyordu. Oldukça ikna edici konuşmuştum. Kabul etmemesi düşük bir ihtimaldi.
SU'DAN...
-Savaş ne olduğunu anlatacak mısın artık? Neden bir şey söylemiyorsun?Neden kardeşim ortada yok? Neden benden ayrıldın? Hiçbir şey bilmiyorum ama hepsinin sebebi aynı bundan eminim.
Savaş:"Su önce sakin ol bir tanem. Sana her şeyi anlatacağım ama dediğim gibi sakin olacaksın."
-Tamam söyle artık.
Savaş:"Senden isteyerek ayrılmadım. Nasıl söyleyebilirim bilmiyorum ama bunu benden babam istedi."
-Baban mı? Neden ki? Yani beni beğenmemiş mi? Daha görmedi ki bile.
Savaş gülümsedi ve devam etti.
Savaş:"Seni beğenmemek ha? Kafası güzel olsa yine beğenir bir tanem ama beğenmesin kimse. Benden başka beğenene gerek yok!"
Yuh! Nasıl gelmişti konu buraya?
-Savaş konuyu nereye getirdin yine ya? Pes! Anlat artık şunu.
Savaş:"Tamam ama sinirleniyorum ben de. Neyse babamın bunu isteme sebebine gelince babam pek de iyi bir adam değil ben de değilim doğal olarak."
Söylediklerinden hiçbir şey anlamamıştım.
-Savaş ne demek tüm bunlar? Ne demek kötü bir adamım?
Savaş:"Seni kaybetmekten korkuyorum."
-Ben seni seviyorum Savaş. Beni kaybetmeyeceksin.
Savaş:"Babam bir mafya ve senin beni güçsüz kıldığını düşünüyor. Bir nevi öyle de. Sen benim zaafımsın. Zayıf noktamsın. Bunu fark etmemesi imkansızdı. Ben de ona göre onun veliahtıyım işte."

Mafya mı? Sevdiğim adam mafya mıydı yani?
-Tamam ama ayrılmamızı neden bu kadar istedi bunu anlayamadım?
Savaş:"Sen beni güçsüz kılan tek şeysin çünkü. Çok düşmanımız var ve bana karşı seni kullanmak isteyecekler. Babam bunu istemiyor."
-Arya'ya ne oldu? Savaş kardeşim kayıp!
Savaş:"Biliyorum bir tanem. Kurtaracağız onu. Bana güveniyor musun?"
Güveniyor muydum? Bu zamana kadar onu yanlış tanımışım. Hatta tanımadan sevmişim. Güveniyor muydum peki? Bilmiyorum. Güvenmeli miydim? Hayır tabiki.
-Hayır Savaş. Sadece kardeşimi bulmak istiyorum. Bana onu getir!

ARYA'DAN...
Çetin:"Kabul ediyorum. Serbestsin ama sözünü tutmazsan bu sefer tek zarar gören ablan olmaz. Bunun bedelini tüm ailen öder."
He amk malı kim bedel ödeyecek göreceğiz. İlk işim Savaş'ı bulmaktı.

SAVAŞ'TAN...
Bana güvenmiyordu. Haklıydı da. Bunu ona en başından söylemeliydim ama korktum. Ben Savaş Kıran ilk defa birini kaybetmekten bu kadar korktum!
Adamlarıma emir vermiştim. Babamın Arya'yı götürebilecekleri her yeri arıyorlardı. Tam o anda gelen telefonla neye uğradığımı şaşırdım.
-Arya?
Arya:"Savaş acil konuşmamız lazım. Baban beni kaçırdı ama şimdi serbestim. Sana attığım konuma gel hemen."
-Tamam geliyorum hemen.
Ne olmuştu da serbest kalmıştı?
ARYA'DAN...

..
-Bak Savaş plan basit zaman kazanmış olacağız o sizin ayrıldığınızı ablamı korkuttuğunu düşünecek. Sen de babana yardım edip zayıf anını kollayacaksın. O an eline geçtiğinde de tetiği çekeceksin ama bunun için beraber hareket etmeliyiz. Bu plandan Su'yun haberi olmamalı.
Savaş:"Olmaz Arya. Su'yun göz göre göre kaçırılmasına müsaade etmem."
-Sen bilirsin Savaş ama dediğimi yapmazsan sevecek bir Su da bulamazsın.
Savaş:"Tamam ben içerden birkaç adam toplayayım. Su'ya bu süreçte zarar gelmemeli."
-Sence ablamın hayatını riske atar mıyım?
Savaş:"Haklısın. Şimdi eve gitmen lazım. Su çok merak etti seni."
-Haklısın. Ben onu halledeceğim merak etme. Kola içerken sızmışım dersem inanır.
Bana malmışım gibi bakıyordu ama doğruydu. Herkesin bir zaafı vardı sonuçta.
Eve doğru giderken arayan kişiyle gülümsedim.
-Sevgilim?
X:"Bebeğim seni özledim. Yarın seni kaçıracağım. İtiraz yok."
-İtiraz etmiyorum. Yarın görüşürüz.

SU'DAN...
Arya gelmişti ve olan biteni anlatmıştı. O kadar korkmuştum ki Savaş'ın babası kötü bir şey yapmıştır diye. Şükürler olsun sadece sızmış.
-Bir dahakine haber ver Arya. Çok korktum.
Arya:"Haklsın minik kuşum özür dilerim. Onu boşver de ben sana bir şey söyleyeceğim."
-Söyle.
Arya:"Hayatımın aşkını buldum minik kuşum! Yarın seni tanıştıracağım."
-Ne?! Nasıl? Kim? Ne ara?
Of Arya ya!
Arya:"Yarın tanışırsın minik kuşum. Şimdi uyuyalım. Yarın yeni bir gün."
-Gözüm tutmazsa müsaade etmem ona göre.
Arya:"Ben de kesin dinlerim seni ya."
-Pislik. Hele bir dinleme de göreyim!

Sabah uyandığımda Arya çoktan uyanmış hazırlanıyordu. Bugün malum beyimiz geliyordu. Onaydı bu kadar hazırlık! Neyse eniştem beni bu halde görmesin de kalkıp insana benzeyeyim.
Kapı çaldığında gelenlerle şok olmuştum.
Arya:"Hoşgeldiiin. Yankı senin ne işin var?"
Yankı mı?
Yankı:"Çok naziksin Arya. Duydum ki Bahadır ile berabersiniz. Kutlamaya geldim."
Bahadır mı? Bahadır Yiğit'in resmen kopyasıydı. Şimdi anlaşıldı her şey. Sırf Yiğit'e benziyor diye usulca sokulup merhaba demiş ah ah!
Bahadır:"Hoşbulduk bebeğim. Ayrıca Yankı ile de yolda karşılaştık. Sanırım ablan için gelmiş."
-Hoşgeldiniz. Geçsenize.
Yankı yanıma gelip fısıldadı.
Yankı:"Madem sen gelmiyorsun koşalım bakalım güzelim."
-Yankı saçmalama. Benim senin söylediğin gibi bir niyetim yok.
Yankı:"Biliyorum ama ben bekleyeceğim. Ne zaman evet dersen..."
-Of Yankı of!
Yankı ve Bahadır salonda otururken Arya'yı köşeye çektim.
-Ne demek Bahadır? Arya delirdin mi sen?
Arya:"Neden minik kuşum? Şu yakışıklılığa da bir bak."
-Bu çocuk Yiğit'in aynısı Arya! Sen bu çocuğu sevdiğine emin misin?

O sırada kapı çaldı. Of kimdi şimdi bu ya? Bu ayki kirayı da yatırmıştık.
Kapıyı açtığımda gördüğüm kişilerle şok oldum. İşte şimdi ortalık karışacaktı!