MULTIMEDIA:Su ve Savaş Adımlarımı hızlandırdım ama nafileydi belimden birinin tutmasıyla irkildim ve burnuma tutulan bezle son gördüğüm şey yabancı bir yüzdü sonrası karanlık...
Nerdeydim ben? Kim ne istiyordu? Allah'ım sen yardım et bana! Tamam sakin olmalı ve nasıl kurtulacağımı düşünmeliydim. Karanlıktı ve hiçbir şey göremiyordum. Önce önümü görmeliydim. Nasıl olacaktı? Hiçbir fikrim yok! Görsem ne olacaktı sanki ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Allah'ım ne olur kötü bir şey olmasın yardım et bana. Birden ışıklar açıldı. Aniden etraf aydınlanınca yüzümü buruşturdum. İki tane izbandot gibi herif içeri girmişti.
-"Oo uyanmışsın. Aç mısın?"
-Kimsiniz? Ne istiyorsunuz? Neden kaçırdınız beni?
-"Çok meraklısın ama merak etme biraz sonra her şeyi öğreneceksin."
-Neyi öğreneceğim? Bak ben kimseye bir şey yapmadım kimseye bir zararım yok. Olmadı da.
-"Biraz düşün doktor.O kadar zor değil."
-Nerden biliyorsun mesleğimi? Nasıl tanıyorsun beni?
Beni tanıdıklarına göre durum ciddiydi. Ne olabilirdi sahiden? Savaş ile bir alakası olabilir miydi? Aklıma başka bir şey gelmiyordu.
-Savaş yüzünden mi buradayım?
-"Tahminimden hızlıymışsın doktor. Zeki olduğunu biliyordum."
-Kes saçmalamayı! Biz ayrıldık! Beni onunla tehdit edemezsiniz. O yüzden beni burda boşuna tutuyorsunuz.
-"Sanmıyorum yenge. Sen ayrılmış olabilirsin ama Savaş ağabeyin seni sevmediğini düşünmüyorum. Yoksa burada olmazdın zaten."
Yenge mi? Allah'ım sen sabır ver bana!
-Savaş ne yaptı da kaçırdınız beni?
Duyacaklarımdan korkuyordum. Sonuçta sevdiğim adam bir mafyaydı. Her şeyi yapmış olabilirdi.
Tam o sırada içeriye bir adam daha girdi. Yaşlı ama fiyakalı bir tipti.
-Çetin(Savaş'ın babası):"Gelin hanım uyanmış demek ki."
-Ne gelini ya? Kimsiniz siz? Bakın Savaş ve ben ayrıldık. Şu an beni kaçırarak hata yapıyorsunuz.
-Çetin:"Oğlumun seni sevmediğini düşünüyorsun yani?"
Oğlum mu dedi o? Savaş'ın babasıydı bu adam. Savaş'ın söylediği gibi onun zayıf noktasıysam eğer kaçırılma sebebimi anlamak zor değildi. Bu adam yüzünden ayrıldık biz! Yani ben onca acıyı bu it herif yüzünden çektim! Tamam müstakbel kayın babam hakkında böyle konuşmam yanlış ama onun yaptığı daha büyük yanlış. Of iyice saçmaladım. Nasıl kurtulacağım burdan ben?
-Bakın Çetin Bey sizin söylediğiniz üzere Savaş benden ayrılmıştı fakat daha sonradan her şeyi öğrendim. Savaş'ın bir mafya olduğunu bilmiyordum. Bunu öğrendikten sonra da ben ayrıldım zaten. Kısacası şu an boşuna kaçırıldım!
-Çetin:" Boşuna değil doktor! Oğlum seni kendinden dahi çok seviyor. Böyle şeyler onu zayıf kılar ve yıllardır çabaladığım her şey yerle bir olur. Buna müsaade edemem. Hem sen onu bırak da seni kimin yardımıyla kaçırdım onu söyle."
-Umrumda değil. Hadi beni kaçırdın anladık da öncesinde kardeşimden ne istedin?
-Çetin:"Tam üzerine! Arya olmasaydı seni kaçıramazdım."
Ne demekti bu? Arya yardım etti mi demek oluyordu bunlar?
-N-ne demek bu? Arya ile ne ilgisi var ki?
-Çetin:"İnsanın kardeşi olunca ihtimal veremiyor tabi ama kardeşin sırf benim gibi olabilmek için seni sattı! Mafya olabilmek için! Başta bana da saçma geldi. Hatta akli dengesinin yerinde olmadığını düşündüm ama her şey ortada."
Arya bunu yapmazdı. Arya bana bunu yapmazdı. Hele ki böyle saçma bir şey için. Mafya olmak küçüklükten bu yana hayaliydi ama bunu yapmazdı. Tanıyorum onu.
-Arya bunu yapmaz!
Bu işin içinde bir iş var. Müstakbel kayınbabam bir kahkaha patlattı.
-Çetin:"İnanmamaya devam et. Ona sana zarar vermeyeceğimi sadece korkutacağımı söyledim ama ona istediğini vererek borcumu ödemiş olacağım zaten. Kısacası son saatlerini güzel geçirmeye bak benim güzel gelinim."
Ne? Öldürecek miydi beni? Yapamazdı! Annemler buna dayanamazdı! Allah'ım yardım et! Savaş gel artık lütfen!
ARYA'DAN..
Savaşlarla beraber mekandaydık ve planımızı son kez gözden geçiriyorduk. Her şey planladığım gibiydi.
Savaş:"Ben daha fazla duramayacağım! Gidip alacağım Su'yu!"
-Saçmalama Savaş! Adamların orada zaten! Ablamın hayatını tehlikeye atamayız."
Savaş:"Şu an geçen her saniye aleyhimize işliyor. Babamı tanımıyorsun. Ona güvenmiyorum."
Savaş böyle konuştukça daha çok endişeleniyordum. Vakit kaybetmeden yola koyulduk. Savaş yolda adamlarına da haber verdi. Şansımız varsa Çetin Kıran kendi tuzağına düşecekti.
SU'DAN...
Çetin:"Evet vakit geldi. Son duanı et veya son kez istediğin bir şey varsa elimizden geleni yaparız."
-Oğlunun hayatından çıktım işte hala neyin öfkesi bu?
Çetin:"Sen çıkmış olabilirsin ama Savaş senden vazgeçmeyecek."
-Sen de çözüm olarak beni öldürmeyi seçtin. Savaş'ı biraz tanıyorsam değil senin veliahtın olmak senin yüzüne dahi bir daha bakmaz."
Tam o anda hatırladığım şeyle aydınlanma yaşadım
FLASHBACK..
-Ne demek istiyorsun Arya? Ne planlıyorsun yine?
Arya:"Hayır hayır minik kuşum ben sadece hayatta daima dikkatli olmalıyız diyorum. Diyelim ki oldu da birileri tarafından kaçırıldın korkma sakın ama korkmuş gibi yap. Şunları da yanına al ne olur ne olmaz. Sen merak etme ben daima yanındayım minik kuşum. Bazen bir çıkış yolu bulunamaz ve insanlar yapmak istemediği şeyleri yapmak zorunda kalabilirler. Önemli olan bu süreçte birbirimize destek olmaktır."
-Ne saçmalıyorsun acaba? Yine vişne suyuyla kafa mı buldun?
Her şey Arya'nın başının altından çıkmıştı ama neden yapmıştı ki bunu? Çantam yanımdaydı.
-Bana biraz daha zaman verin dua etmek istiyorum ve çantamı uzatır mısınız?
Bana şüpheli gözlerle bakıyordu.
-Çantamdan bir şey almam lazım kızlık meseleler işte bilirsiniz. Şey bir de lavaboya gidebilir miyim?
Çetin kayınbabam adamlara başıyla onay verdikten sonra şunları söyledi.
"Çabuk işini hallet iki saat seni bekleyemeyiz. Siz de yanından ayrılmayın sakın."
Gardiyanlara emir vermese olmazdı zaten. E tabi bir bekçi şart. Aman kız kaçmasın.
Lavabo olduğunu öğrendiğim yere gelmiştik. Depodan uzak bir yerdi. Bakalım Arya çantama neler koymuş? Biber gazı,ip, silah... Oha silah ne ya? Gerçi şu anki şartlar da normal değildi.
"İşin bitmedi mi daha?"
-Geliyorum! Biber gazını alıp yüzlerine sıktım. Telefonumu da atmışlar zaten şerefsizler. Yenisini almak zorunda kalacaktım. Bu bana zaman kazandırdı. Koşabildiğim kadar koşuyordum. Bu yol nereye gider bilmem ama koşuyorum işteee.. Tam o sırada bir araba geçiyordu ona otostop çektim.
Arya:"Biz de seni bekliyorduk minik kuşum."
-Senin ağzına sıçacağım Arya!
Eve gittiğimizde Arya ve Savaş bana tüm olan biteni anlatmıştı.
-Yani siz o adamın beni kaçıracağını biliyordunuz ve ona yardım ettiniz öyle mi?
Savaş:"Arya'ya güvenmekten başka çarem kalmadı. Daha geçen gece beni seninle tehdit etti. Seni kaybetmekten o kadar korktum ki-"
-Beni kaybetmekten korktuğun için hayatımı, kardeşimin hayatını tehlikeye attın yani.
Arya:"Abla haksızlık ediyorsun. Eğer buna bir dur demeseydik peşinizi bırakmayacaktı. O adam psikopat."
-Başka bir yol bulunabilirdi Arya.
Arya:"Bir mafya babasından söz ediyoruz daha iyi bir fikrin var yani?"
-Bana niye haber vermediniz?
Arya:"Kabul etmezdin çünkü."
Evet etmezdim. Savaş'ı kırmıştım üzerine çok gittim. Salondan çıktım. Balkondaydı. Sigara içiyordu.
-Savaş?
Bana döndüğünde heyecanlanmıştım. Çok yakışıklıydı be! Bu adamın üzerimdeki etkisi niye böyleydi?
-Özür dilerim. Abarttım biraz sana o kadar yüklenmemeliydim ama korktum işte. Ben pek alışkın değilim tüm bu olanlara. Dengemi kaybettim. Sanki beraber olursak kıyamet kopacakmış gibi hissediyorum. Ne zaman mutlu olsak bir şeyler oluyor.
Savaş:"Söz veriyorum bundan sonra kimse bizi ayıramayacak. Buna izin vermem. Bundan böyle ayrılık yok."
Gülümsedim.
-Seni özledim.
Derin bir iç çekti ve sarıldık. Elini yüzüme koyduğunda gözlerimi kapatıp sadece onu hissetmek istedim.
Savaş:"Hasret kaldım sana Su. Aylardır bu anın hayaliyle nefes alabildim."
Güneş yüzümüzü aydınlatıyordu. Hafif ılık bir esinti vardı. Hiçbir şeyin bu anı bozmamasını diledim sadece. O an söylediği şeyle donakaldım.
Savaş:"Su?"
Efendim anlamında gözlerine baktım. Bir an bile ayırmadım elalarından elalarımı.
Savaş:"EVLEN BENİMLE..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE'M
ChickLit"Öncelikle Savaş, ben seni on altı yaşımdan beri tanıyorum. Karşılaşmamız hiçbir şekilde tesadüf değildi. Mucizeydi. Benim mucizemdi." Umut... İnsanın kaybedeceği en son şeydir. Hayat tıpkı söylenildiği gibi mucizelere gebedir ve daha da önemlisi...