BÖLÜM 16

46 4 2
                                    


Multimedia:SAVAŞ
  İşte şimdi ortalık karışacaktı. Savaş ve Yiğit gelmişti. Tam zamanında hem de! Umarım Savaş sorun çıkarmazdı. Hem niye gelmişlerdi ki?
SAVAŞ'TAN...
  Her şeyi planlamıştım. Arya'ya güvenmekten başka çarem de yoktu zaten. Yiğit adamları ayarlamıştı.
Yiğit:"Arya da mafya olmak için yaratılmış. Bazen kim Çetin Amca'nın çocuğu karıştırıyorum."
-Kes Yiğit! Hadi gidip son gelişmeleri Arya'ya anlatalım da planda bir sıkıntı çıkmasın.
Yiğit:"Telefonla da haber verebilirsin Savaş. Ha tabi o şekilde Su'yu göremezsin."
Attığım bakışla sesini hemen kesti ama yalan söylemiyordu. Bu süreçte ondan uzaklaşmak istemiyorum. Ondan hiçbir şey saklamamalıydım kabul ediyorum ama hepsi onu kaybetmek istemediğimdendi. Ve bu olmayacaktı buna asla izin vermem.
   Su'nun evine vardığımızda kapının açılmasıyla sinir kat sayımın artması bir oldu. Ne işi vardı bu pezevengin burada? Ya kafayı yemişti ya da dayak yemeyi seviyordu ama sınırını aşıyordu artık. Anlaşılan canı pek bir değersizdi. Benim olanı istemenin başka bir açıklaması olamaz çünkü.
Su:"Hoşgeldiniz de neden geldiniz? Yani kötü bir şey olmamıştır umarım."
Ne demek neden geldiniz? O herif içerdeyken bana neden geldiniz mi diyordu?
-Sevgilimi görmeye gelemez miyim bir tanem?
Su:"Savaş bu konuyu daha sonra konuşalım olur mu?"
-Hangi konuyu hatunum? Her şeyi konuştuk zaten.
Su:"Sen konuştun ben değil."
Arya:"Hoşgeldin enişte. Hayırdır? Noldu?"
-Sevgilimin evine geldim gelemez miyim? Bir dahakine izin belgesiyle gelirim.
Arya:"Ha yok ben yanındaki gereksizden bahsediyorum. O niye geldi?"
Salona şöyle bir göz gezdirdiğimde önce başımın döndüğünü ya da aklımı yitirdiğimi sandım ama hayır yanlış görmüyordum. Yiğit'ten iki tane vardı!

YİĞİT'TEN...
Bu ne lan? Aynaya da bakmıyordum. Kayıp ikizim falan mı vardı? Baba bana söylemediğin bir şey mi var? Anne?
Arya:"Tanıştırayım o zaman erkek arkadaşım Bahadır. Bahadır ablam Su, onun sevgilisi Savaş ve yancısı Yiğit!"
-Yancı ha? Eski sevgilisiyim ben! Neden ben değil de o? Benim neyim eksik?
Su ve Savaş'a baktığımda gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.
Bahadır:"Eski sevgilin demek..."
Arya:"Ohoo kaç sene önceki mevzu. Ben unutmuşum bile. Valla Yiğit söylemese hatırlamayacaktım o derece!"
Bahadır:"Bir önemi yok bebeğim. Geçmiş geçmişte kaldığı sürece tabi."
-Kalmadı. Benim için kalmadı. Ne yapacaksın?
Bahadır:"Ne diyon lan sen?"
SU'DAN...
-Ee tamam sakin olun. Yiğit geç otur sen. Bahadır sen de sakin ol. Birbirinize dalmayacaksınız herhalde. Geçmişte oldu ve bitti. Lütfen Yiğit üsteleme.
Yiğit:"Ben onu sevdiğine inanmıyorum. Başka herif mi yoktu he? Niye gidip de benim klonumu seçmiş?"
Arya:"Evet dışı çok benziyor ama sevmiyorsun diyemezsin. Bu nasıl bir ego ya? Evet seni bir zamanlar sevdim ama neyse ki gerçek seni tanımam uzun sürmedi. Senin dışına aşıktım ama onu olduğu gibi seviyorum. O olduğu için seviyorum! Kendini bu kadar önemseme!"
Yiğit:"Demek öyle.." dedi ve Bahadır'a vurdu!
-Yiğit! Durun!
SAVAŞ'TAN...
Madem Yiğit ilk yumruğu attı. Ben de Yankı'ya bir tane geçirdim.
-Benim olana ha? Senin canını alırım dedim dinlemedin.
Sırıtıyordu it!
Yankı:"Senin değil Savaş. Bunu zaman gösterecek." dedi ve yumruğunu yedim itin. Çok sinirliydim gözüm hiçbir şey görmüyordu. Yiğit Bahadır'ı ben de Yankı'yı dövüyordum. Arada Su'yun bağırışlarını duyuyordum ama bu sefer durmayacaktım. Yankı denen it anlamıyordu. Benim olanı isteyemez!
ARYA'DAN...
Herkes birbirini yerken ben cipsim ve kolamla beraber olanları seyrediyordum. Resmen iki yaquşuqlu benim için kavga ediyordu. Hem de ikiz gibilerdi. Hangisi benim sevgilim olan acaba?
Su:"Arya yardım etsene. Ne dikiliyorsun orada? Ayrılmıyorlar."
-Ne yardım edeceğim be yesinler birbirlerini.
Su:"Saçmalama Arya sen Bahadır'a söyle burdan gitsin ben de Savaş'la konuşacağım."
-Of tamam ya. İki keyif yaptırmadın.
SU'DAN..
-YETER! DEFOLUN GİDİN EVİMDEN! BAŞKA YERDE YİYİN BİRBİRİNİZİ!
Sonunda durmuşlardı!
-Yankı git lütfen. Seninle artık sadece arkadas olabiliriz anla bunu. Sana gelince Savaş seninle sonra konuşacağız. Yiğit sen de anla Arya'nın sevgilisi var ve saygı duymak zorundasın. Bahadır sen de kusura bakma. Bir daha Yiğit'i görmeyeceksiniz."
Bahadır:"Arya sen bu herifle hala görüşüyor muydun bir de?"
Arya:"Bahadır dinle lütfen."
Bahadır:"Bir süre görüşmeyelim. Bizimle ilgili düşünmek istiyorum."
Arya:"Neden ya? Bilerek yapıyor işte görmüyor musun? Huzurumuz kaçsın istiyor. Sen de inanıyorsun."
Bahadır:"Ayrılalım demiyorum güzelim. Bana biraz zaman ver sadece."
Arya:"Tamam ama ne kadar 1 saat yeter mi?"
Bahadır:"Bir hafta mesela."
Arya:"Uzunmuş ama tamam."
ARYA'DAN...
Nereden çıkmıştı bu aptal Yiğit? Yine hayatımın orta yerine sıçtı. Bu sefer mutluluğumu bozmasına müsaade etmeyeceğim. Peki neden Bahadır? Yiğit söylediklerinde  haklı mıydı? Hayır Arya! Yiğit haklı falan değildi!
Bahadır gittikten sonra Yiğit beni sıkıştırdı ve şunları söyledi.
Yiğit:"Geçmişte bir hata yaptım Arya ama ben aynı Yiğit değilim. Seni seviyorum. Sen de seviyorsun. Ondan tüm bu öfken. Bahadır'ı sevdiğine inanmıyorum sen ne söylersen söyle! Bu ego falan değil. Seni çok iyi tanıyorum. Önceden çocuktum ama artık duygularımdan eminim. Ben sana gerçekten aşığım Arya."
-Tek aşık sen değilsin ama Yiğit. Sana zerre güvenmiyorum. Çık artık hayatımdan! Yıllar önce nasıl gittiysen yine git!
SU'DAN...
Yankı gitmişti. Savaş'la konuşmalıydım. Bu şekilde devam edemezdik. Ben sevdiğim adamın mafya olmasını istemiyorum. İnsanlara zarar verdiğini bile bile onunla beraber olamam. Ona sarılamam onu öpemem.
-Savaş ben bu şekilde devam etmek istemiyorum.
Savaş:"Ne demek bu?"
-Biz beraber olamayız Savaş. Birbirimize uygun değiliz.
Savaş:"Ne diyorsun sen? Saçmalama Su! Ne demek beraber olamayız! Olacağız! Ben seninle nefes alıyorum. Tüm yaptıklarım da bu yüzden. Nefes almaya devam edebilmek için."
-Ne olacak Savaş? Benim için sensiz olmak kolay mı sanıyordun? Hiç düşündün mü? Sen insanlara zarar vereceksin ben de onları tedavi edeceğim öyle mi? Tüm yaptıklarına rağmen sana sarılacağım seni öpeceğim sana sevgilim mi diyeceğim? Bunu yapamam.
Savaş:"Ayrı kalsak ne olacak? Birbirimize zarar vermekten başka ne işe yarayacak bu? Ben bunu kendi isteğimle yapmıyorum Su! Ben kendi hayatımı seçmedim. Mecbur bırakıldım. Şimdi yaşamak için bir sebebim varken sabah uyanmak için sebebim varken bunu kaybedemem. Şu önümüzdeki engelleri aşalım. İstediğin gibi bir adam olurum. Sen nasıl istersen öyle olur. Yeter ki beni sensiz bırakma."
-Senden başka biri olmanı istemiyorum Savaş. Bunu isteyemem. Senden kendini değiştirmeni bekleyemem. İkimiz de mutsuz olacağız Savaş. Bunun sonunu tahmin etmek zor değil.
Savaş:"Senden ayrılmam Su! Asla bunu yapmam! Duydun mu? ASLA!"
Bunu söyleyip gitmişti. Allah'ım yardım et bana. Her şey çorba olmuştu. Ne doğru ne yanlış bilmiyorum. Yol göster bana!
   Akşam olduğunda vizelere çalışamaya başladım. Artık çalışayım yani! Geliyordu çünkü ve ben kalmak istemiyordum.
      Sabah olmuştu. Uyandığımda masanın üzerinde uyuya kaldığımı fark ettim. Sahi saat kaç olmuştu acaba? 08.00'dı. Dersim dokuz buçuktaydı. Hemen hazırlanmaya başladım. Arya ve Sevda'nın dersleri öğleden sonraydı. Bu yüzden uyuyorladı. Oh be! Ah hayat hayat! Sabahın dokuz buçuğuna ders koyan hayat daha bana neler yapmaz!
Hazırlanıp çıktığımda takip edildiğimden şüphelendim. Sonra sadece kuruntudur diye düşündüm. Eve geldiğimde Arya yine saçmalıyordu ya da bir şeyler karıştırıyordu.
-Ne demek istiyorsun Arya? Ne planlıyorsun yine?
Arya:"Hayır hayır minik kuşum ben sadece hayatta daima dikkatli olmalıyız diyorum. Diyelim ki oldu da birileri tarafından kaçırıldın korkma sakın ama korkmuş gibi yap. Şunları da yanına al ne olur ne olmaz. Sen merak etme ben daima yanındayım minik kuşum. Bazen bir çıkış yolu bulunamaz ve insanlar yapmak istemediği şeyleri yapmak zorunda kalabilirler. Önemli olan bu süreçte birbirimize destek olmaktır."
-Ne saçmalıyorsun acaba? Yine vişne suyuyla kafa mı buldun? Ya da daha kötüsü kolan mı bitti?
Arya:"Ben gayet iyiyim minik kuşum üstelik yeni iki buçuk litrelik aldık ya. Hadi bir fotoğrafımı çek yeni kolamla."
-Of Arya! Yeterince sana katlandığımı düşünüyorum. Yarın sınav var biz hala çene çalıyoruz. Vakit yok marş marş!!
Arya:"Haklısın minik kuşum ama sen yine de söylediklerimi unutma."
...
  Kaç saat çalıştım bilmiyorum. Uyuklamaya başlamıştım. Saate baktığımda 04:28'di. Yarın uyanamayacaktım. En iyisi yatayım artık.
Sabah alarmla uyandım. Bir an önce bitsin şu sınav haftası ya! Sonra aralıksız uyumayan şerefsiz!
  Sınavdan çıktığımda gayet iyi geçmişti. Eve doğru yol alırken yanımda siyah bir araba durdu. Sakin ol Su ve yürümeye devam et. İzmir'de bu tip olaylar pek yaşanmaz. Adımlarımı hızlandırdım ama nafileydi belimden birinin tutmasıyla irkildim ve burnuma tutulan bezle son gördüğüm şey yabancı bir yüzdü sonrası karanlık...

MUCİZE'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin