Aşağıya indiklerinde Amelie'yi korkmuş ve masanın altına saklanırken buldular.
"Amalie neler oluyor?"
"Şş! Bağırmayın ve hemen yanıma gelin." Valerie ve Ralf Amelie'nin yanına çöktüler. Evin içerisinde bir hayvanın nefes alıp verişinden başka bir ses yoktu. Aniden bir kurtadam ve bir kedi kadın vahşet içinde kapışarak mutfağa girdiler. Kedi olan Stansie'ydi tabii ki. Fakat kurt kimdi?
Valerie tam ''Birşeyler yapmalıyız.'' diyerek ayağa kalkmıştı ki Amelie onu kolundan tutup tekrar aşağı çekti.
''Delirdin mi Valerie ölmek mi istiyorsun? Şunlara baksana!'' Stansie ve kim olduğu henüz belli olmayan kurtadam deli gibi birbirlerini hırpalıyor ve Holden ailesinin mutfağını mahfediyorlardı. Stansie'nin kurtadamı pençeleriyle duvara fırlatmasıyla kurt bir çocuğa dönüştü. Acılar içindeki çocuğun kaşı patlamış, yüzü kan içinde ve her yeri morarmıştı. Bu arada Stansie de normal haline döndü. Ralf çocuğun yanına doğru giderek ''Sen de kimsin ve evimde ne işin var?'' diye sordu.
Acıyla kıvranan çocuk mutfak tezgahından destek alarak ayağa kalktı. Esmer bir teni, siyah saçları, iri kahverengi gözleri ve biraz uzamış kirli sakalları vardı. ''Adım Luke. Luke Martin. Az önce bir kurdun saldırısına uğradım ve birşeye dönüştüm. Özür dilerim, afedersiniz kendimi tutamadım ve bana ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.'' dedi genç adam. Gerçekten de korkmuş görünüyordu.
''Kendini tutamadın ve gördüğün ilk evin penceresinden içeri mi atladın?'' dedi Amelie kırılmış mutfak penceresini göstererek.
''Aaa şey.. Aslında ben açtım.'' dedi ve odada ona şaşkınlıkla bakan gözlerle karşılaştı.
''Tamam, git başka yerde avlan köpekcik derhal evimden gidiyorsun!'' diye bağırdı Ralf kapıyı göstererek.
Valerie'nin ''Ona yardım etmeliyiz.'' demesiyle tüm gözler ona çevrildi.
''Sen ciddi misin Valerie? Hepimizi öldürebilirdi!'' dedi Stansie mavi gözlerini iyice açarak.
''Stansie haklı.'' dedi Amelie ve Ralf de onlara katılıyor gibiydi.
''Yapmayın ama! Stansie yaklaşık bir hafta önce ilk dönüştüğünde sen de ne yapacağını bilmiyordun ve kendini kontrol edemiyordun unuttun mu? Onu en iyi sen anlayabilirsin.'' Zavallı Luke ne yapacağını bilmez bir halde bir ona, bir diğerine bakıyordu.
''Ah tamam.'' dedi Ralf ''Valerie haklı.'' dedi istemeyerek. Stansie bu durumdan hiç ama hiç hoşlanmamış görünüyordu. Luke'u koltuğa oturttular. Amelie ve Valerie genç adamın yaralarını temizlerken Stansie ve Ralf de onu sorguya çekiyorlardı.
''Isırıldığında neredeydin?'' dedi Ralf soğukkanlı bir tavırla.
''Ormanda.''
''Ormanda ne yapıyordun?'' dedi Stansie.
''Dün akşam arkadaşlarımla ormanda kamp yaptık ve saatimi orada düşürdüğümü farkettim. Bu yüzden de ormana onu aramaya gittim.''
''Bir saat için mi?'' dedi Ralf ''Saçma.''
''Mantıksız.'' diye ekledi Stansie.
''Absürd'' diye devam ettirdi Ralf.
''Gerzekçe'' dedi Stansie.
''Kesin şunu!'' diye bağırdı Valerie. ''Çocuk gibi davranıyorsunuz. Onu rahat bırakın!'' diye ekledi ve Luke'a döndü. ''Luke, seni kimin ısırdığını biliyor musun?''
''Hayır, onu tanımıyorum ama kızıl saçlı bir kadındı. Üzerinde siyah, uzun bir elbise vardı. Yüzünü tam göremedim.'' dedi genç adam telaşla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
FantasyGeçmişini yeni yeni tanımaya başlayan bir genç kız kendisini bambaşka bir dünyanın içerisinde bulur. Kendinizi ne kadar iyi tanıdığınızı düşünüyorsunuz? O kadar emin olmayın, herkesin aydınlık ve karanlık tarafları vardır fakat önemli olan hangisin...