-Tek Çare Savaşmak-

386 27 9
                                    

Valerie gözlerini açtığında biri erkek, diğeri kız iki kişinin hararetli bir şekilde tartıştığını duydu.

''Kes artık sesini!'' diye bağırıyordu kız.

''Hayır, sen kes!'' diye karşılık verdi çocuk da. Bunlar Stansie ve Luke'du. Valerie'nin gözlerini açtığını görür görmez tartışmayı kesip, hızla yanına geldiler. Valerie'nin gözlerindeki buğulu perde yavaş yavaş kalkıyordu. Babası, Amelie, Ralf ve Bay Torre de oradaydılar. Bir de Doktor Peter vardı. Görünüşe baklırsa hastane yerine Peter'ın evine gelmişlerdi.

Mathew endişeyle ''Valerie? İyi misin kızım?'' diye sordu. Herkes Valerie'nin gözlerinin içine bakıyordu.

Kamyon çarpmış gibi hissettiği halsiz vücüdünu görmezden gelerek ve ağrıyan başı yüzünden yüzünü buruşturarak ''İyiyim baba.'' diye yalan söyledi Valerie.

''Senin için çok endişelendik.'' dedi Stansie.

''Tanrıya şükür ki iyisin.'' diye ekledi Amelie ve dostça gülümseyerek omzunu sıvazladı.

Bay Torre huzursuz bir şekilde ''Mathew, biraz konuşalım mı?'' dedi ve merdivenlere doğru yöneldi. Mathew Valerie'nin başından öptü ve ''Hemen geleceğim canım.'' dedi ve isteksizce Bay Torre ve Peter'ın peşinden üst kata çıktı.

Yetişkinlerin yukarı çıkmasıyla biraz daha rahatlayan gençler tekrar Valerie'nin başına toplandılar. Valerie de bu sırada yattığı yerden doğrulmuştu. ''Aman tanrım Valerie! Çok korktum.'' dedi Stansie en iyi arkadaşına sarılarak.

''Korkmayın çocuklar gerçekten iyiyim ben.'' dedi Amelie yorgun bir ses tonuyla.

''Hayır değilsin.''dedi Ralf hiç Valerie'nin yüzüne bile bakmadan. 

Amelie ona aldırmadan ''Herşey iyi olacak.'' dedi Valerie'ye gülümseyerek.

''Hiçbir şey iyi falan olmayacak! Hiçbir bokun iyi falan olduğu yok!!'' diye bağırdı Ralf bu kez.

''Ralf senin derdin ne?!'' diye karşılık verdi Amelie ikizine.

''Kendinizi kandırmayı bırakın artık tamam mı! O geri döndü. Ve şimdi herşey çok daha kötü olacak.'' Odada bir sessizlik oldu. Amelie Ralf'e dikkatli bir şekilde baktığında gözlerinin dolduğunu ve genç adamın kendisini zor tuttuğunu gördü.

Valerie ''Stansie, Amelie, Luke Ralf'le biraz yalnız konuşmama izin verir misiniz?'' dedi kibarca. Stansie önce Valerie'ye, sonra Ralf'e endişeli bir bakış attı fakat sonra Luke ile birlikte yukarı çıktı. Amelie de kardeşine 'uslu dur' temalı sert bir bakış atıp onların peşinden yukarı çıktı.

Şimdi odada yalnızca Valerie ve Ralf vardı. Ortam iyice gerginleşmişti ve Valerie ne diyeceğini bilmiyordu. Aynı gerginliği Ralf de de seziyordu. Valerie bu güne kadar hep güler yüzlü ve pozitif bir Ralf görmüştü. Fakat şu anda gördüğü Ralf bambaşka birisiydi. Saçları birbirine karışmış ve sakalları haiften uzamıştı. Gözleri ateş saçmasına rağmen dokunsan ağlayacak gibiydi. Üstelik tırnaklarını yiyordu. Valeri kol saatine baktı ve 03.02 olduğunu görünce şok oldu.

''Ralf! Sen ve Amelie, evde olmalısınız. Ayrıca diğerleri de. Gidin haydi.''

''Annem ve babam hala New Orleans'talar.'' dedi geçiştirerek.

Valerie sustu. Ralf onun yanına gelerek ''Dinle Valerie, gitmelisin.'' dedi.

''Ne?''

''Baban haklı. Gitmelisin buradan. Çoktan gitmiş olmalıydın.'' dedi Ralf.

''Ralf bunun hiç bir işe yaracamayacağını ve artık çok geç olduğunu henüz bir kaç saat önce hepimiz gördük.'' dedi Valerie.

Bir süre sustuktan sonra Ralf yakınlaşarak ''Senin için endişeleniyorum.'' dedi ve gözlerini kaçırdı. ''Annenin son zamanlarda nasıl olduğunu annem ve babam bize anlatmıştı Valerie.'' dedi biraz utanarak. ''Şimdi o lanet Thanatos senin peşinde ve..'' o isim geçer geçmez odanın zayıf ışığı hafifçe seğirdi. ''Ve bizim elimizden hiçbirşey gelmiyor.''

''Yapabileceğim tek şey savaşmak.'' dedi Valerie cılız ışığın altında umutsuzca otururken. ''Bir iblise ve bir tarikata karşı ne kadar şansım olduğu umrumda değil. Savaşacağım.''

''Her zaman yanında olacağım, söz veriyorum.'' dedi Ralf.

''Ralf, sizi buna sürükleyemem.'' dedi Valerie sesi titreyerek. ''Sevdiğim bir çok insanı kaybettim. Daha fazla sevdiğim insanı kaybedemem.'' Artık göz yaşlarına hakim olamıyordu.

Ralf iyice yakına geldi ve Valerie'nin ellerini tuttu. Şimdi gözleri daha kararlı bakıyordu genç adamın. ''Seni asla yalnız bırakmayacağım, söz veriyorum. Hep yanında olacağım. Bunu birlikte atlatacağız.'' dedi.

Valerie kendisini güvende hissettiren bu genç adama sıkı sıkı sarıldı. Sarılır sarılmaz da gözyaşları daha çok akmaya başladı. Çünkü hep böyledir, hassas olduğunuz bir anda, ancak güvendiğiniz birisine sarılana kadar tutabilirsiniz göz yaşlarınızı.

Merhaba arkadaşlar, kısa oldu biliyorum fakat daha sık bölüm yazabilmek için kısa kısa yazıyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Oylar ve yorumlar hala çok az, lütfen oylarınızı eksik etmeyin, bir daha ki bölüme kadar hoşçakalıın :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin