Bugün hastaneden arayacaklardı inşallah kabul edilmişimdir. Her şeyi düzene sokmuştum Vedat'tan hiç ses çıkmamıştı. Taki geçen hafta onu burada görene kadar o beni görmemişti ama benim bu şehirden de derhal gitmem gerek. Derken birden telefonum çaldı hastaneden arıyor olabilirler hemen açtım,
Sekreter: Nefes Zorlu ile mi görüşüyorum?
Nefes: Buyrun benim.
Sekreter: İyi günler ben Trabzon/Sürmene Devlet Hastanesi'nden arıyorum. Başvurunuz değerlendirdi. Pazartesi günü gelip göreve başlayabilirsiniz.
Nefes: Çok teşekkürler. Pazartesi günü orada olacağım.
Sekreter: İyi günler.Sonunda hayallerime kavuşuyorum oğlumla yeni hayatımızın ikinci ve en güzel adımını atacağız.
Yiğit: Annee acıktıımmm!
Nefes: Tamam annecim hemen hazırlıyorum.
Kahvaltıyı hazırladım Yiğit yemeğini yerken ona burdan gideceğimizi nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. En iyisi direk söylemekti.Nefes: Yiğit annecim bizim buradan gitmemiz gerek.
Yiğit: Ama anne neden? Benim burada arkadaşlarım var hem ben burayı çok seviyorum. Gitmesek olmaz mı?
Nefes: Ama annecim orada hastanede çalışacağım. Buradaki gibi garsonluk yapmak zorunda kalmayacağım eve senden önce geleceğim hep beraber olacağız.
Yiğit: Heyyoo o zaman!
Nefes: Hadi kahvaltını bitir ben de eşyalarımızı toplayayım.Odaya geçtim ve hemen sürmenedeki kiralık evlere bakmaya başladım küçük bir ev bulmuştum tam yiğit ve bana göreydi. En azından iyi bir para kazanmaya başlayana kadar idare edebilirdik. İletişim bilgilerinden evin sahibiyle konuştum ve evi tuttum. Trabzon için iki uçak bileti aldıktan sonra gitmemiz için hiç bir engel kalmamıştı. Eşyalarımızı toplamaya başladım. Yarın bu her şeyin başlangıcı olan şehirden de bir daha dönmemek üzere ayrılacaktım. Aslında sevmiştim burayı insanlarını çok kolay adapte olmuştum buradaki hayata. Ben bunları hallederken çoktan hava kararmaya başlamıştı. Mutfağa gidip akşam yemeği hazırlamaya başladım bu sırada Yiğit de uslu uslu oyuncaklarıyla oynuyordu.
Nefes: Yiğit hadi annecim yemek hazır.
Yiğit: Geldim anne. Anne ne zaman gideceğiz?
Nefes: Yarın sabah uçağa bineceğiz.Yemeklerimizi yedikten sonra ortalığı topladım ve ev sahibinin yanına taşınacağımızı söylemeye gittim.
Nefes: İyi akşamlar Esma Teyze nasılsın?
Esma: İyiyim kızım sen nörüyon?
Nefes: İyiyim bende sana bir şey söyleyecektim.
Esma: Söyle kızım.
Nefes: Biz yarın evden çıkacağız. Sürmene'ye gidiyoruz. Bunca yıldır çok emeğin var üzerimizde burada rahat ettiysek senin sayende hakkını ödeyemem. Hakkını helal et Esma Teyze.
Esma: Helal olsun kızım. Ama neden gidiyon ki çok alışmıştım ben sana.
Nefes: Öyle olması gerekiyor. Esma Teyzenin elini öptüm ve eve gittik Yiğitle dinlenmemiz gerekiyordu yarın zor bir gün olacaktı.Sabah olmuştu Yiğit'i uyandırdım ve hazırlanmaya başladık.
Yiğitle birlikte evden çıktık ve havaalanına gittik. Hayatımın en zor aynı zamanda en huzurlu 8 yılını geçirdiğim şehre son kez baktım. Evet zor günlerdi ama huzurlu günlerdi. Vedat yoktu, babam yoktu en önemlisi esaret yoktu. Anons yapılınca uçağa bindik ve yerleştik. Trabzon'a iniş yaptığımızda Yiğit hala uyuyordu oğlumu uyandırdım ve uçaktan indik. Taksiye doğru giderken bir araba aniden fren yaptı az kalsın bize çarpacaktı!
Nefes: Dikkat etsene be eziyodun az kalsın!
Tahir: Asıl sen atladın önüme öğretmediler mi karşıdan karşıya geçerken önce sola sonra sağa sonra tekrar sola.
Nefes: A-aa hem suçlu hem güçlü asıl sen ehliyeti kasaptan mı aldın?
Tahir: Çattık ya! kızım riv riv edip durma senle uğraşacak vaktim yok.
Nefes: Hödük ya.Neyse sinirimi bozmayacağım Yiğitle taksiye atlayıp Sürmene'ye doğru yola çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Parçam // NefTah #Wattys2019
FanfictionBu esaretten kurtulup oğlu ve kendi için yeni bir hayat kurma mücadelesi veren Nefes'in hikayesi. Hep hayal kurarım ama ilk defa yazıya dökeceğim hatalarım olursa affola inşallah beğenirsiniz!