Tahir'den
Sabah uyanır uyanmaz abim başıma dikilmişti.
Mustafa: Tahir hadi kalk artık ortağımız Vedat Sayar gelecek bugün havaalanından alacasın daha oni.
Tahir: Yav abi yangazları göndersene niye ben gidiyom?
Mustafa: Amma riv riv ettin ha garı gibi kalk hayde!
Emir büyük yerden hayır yani taksiye atlasın gelsin illa beni uğraştıracaklar. Kalkıp hazırlandım ve havaalanına doğru yola çıktım. Havaalanına geldiğimde bir kadın ve bir çocuk önüme atladı resmen, canına susamış olmalı Allahtan çarpmamıştım onlara.
Nefes: Dikkat etsene be eziyodun az kalsın!
Tahir: Asıl sen atladın önüme öğretmediler mi karşıdan karşıya geçerken önce sola sonra sağa sonra tekrar sola.
Nefes: A-aa hem suçlu hem güçlü asıl sen ehliyeti kasaptan mı aldın?
Tahir: Çattık ya! kızım riv riv edip durma senle uğraşacak vaktim yok.
diyip tekrar arabama atladım ve şu Vedat Sayar mıdır nedir onu aramaya başladım. Kayseri uçağının orda gördüm adamı ama bir dakika ya bu adam Istanbul'dan gelmeyecekmiydi? Neyse ne bana ne!
Tahir: Hoşgeldiniz Vedat Bey ben Tahir Kaleli Mustafa Kaleli'nin kardeşiyim. Buyrun gidelim.
Vedat: Hoşbulduk Tahir Bey tabi gidelim.
(Vedat iç ses: Nerden çıktı şimdi bu Nefes'i kaybedeceğim bunun yüzünden. Allah kahretsin!)
Birlikte arabaya bindik ve Vedat Bey'i şirkete bırakıp gemiye atladım bu masa başı konuları fazlaca boğaltıyodu beni!
Nefes'ten Devam
Burası çok güzel bir yerdi fazla doğal fazla temiz. Şimdiden insanın içine bir huzur doluyor doğrusu. Tuttuğum eve geldiğimizde evin içi çok boştu bugüne kadar biriktirdiğim paraları harcamanın zamanı gelmişti sanırım Yiğitle birlikte çarşıya çıktık insanlar bize bakıyordu yeni olduğumuz içindir herhalde çok üstelemedim. Bir mağzaya girip mobilya mutfak eşyası falan alıp taksitlerin bir kısmını ödedim. Eşyalar 2 saat içinde evde olurmuş biz de o zamana kadar Yiğit'in okul işlerini hallederiz. Yiğit'i de okula kaydettirdiğime göre artık teknik bir iş kalmamıştı eve geldikten yarım saat sonra eşyalarımız da geldi onları da yerleştirdiğimizde Yiğit çok yorulmuştu. E tabi bende yarın pazartesi zor bi gün olacak. Yiğit'i yatırdım bende yanına kıvrıldım.
Sabah uyanır uyanmaz hemen kahvaltı hazırladım ve Yiğit'i uyandırmaya gittim.
Nefes: Yiğit annecim hadi kalk bugün yeni okulunda ilk günün.
Yiğit: Kalktım anne.
Nefes: Hadi gel kahvaltı yapalım sonra da seni okula bırakayım.
Yiğit: Tamam.Nefes: Çantamızı da takalım işte hazırsın minik kurt.
Yiğit: Anne ya ben minik kurt değilim bak okula da gidiyorum kocaman oldum!
Nefes: Allah allah sen ne kadar büyürsen büyü benim hep minik kurdum olarak kalacaksın.
Yiğit: Of anne ya.😊
Nefes: Hadi hadi okula geç kalıyoruz.
Yiğit'i okula bırakıp ordan da hastaneye geçtim Allahtan hastane okula yakındı. Hastaneye girip direk başhekimin odasına çıktım teknik bilgileri görüştükten sonra Nazar diye birini çağırdı ve bana hastaneyi tanıtmasını ve odamı göstermesini söyledi.
Nazar: Merhaba ben Nazar sen de Nefes olmalısın. Dünden beri hastanenin gündemindesin.
Nefes: Neden ki?
Nazar: Buralarda çok psikolojik desteğe ihtiyacı olan olmaz olsada çevre baskısı yüzünden gelmezler. Bu yüzden işin zor biraz, buraya gelen psikologlar çok dayanmaz başka yere başvururlar acaba bu yeni gelen kaç gün dayanacak diye konişiylar.
Nefes: Çok dayanacak dersiniz.
Biz bunları konuşurken bir yandan da hastaneyi geziyirduk. En son benim odamın önüne geldik.
Nazar: Ve burası da senin odan bir şeye ihtiyacın olursa bana ulaşırsın hiç çekinme.
Nefes: Teşekkürler.☺
Her şey çok güzel olacak.Vote vermeyi ve yorum yapmayı eksik etmeyin lütfen. Bu benim ilk kitabım ve sizlerin ne düşündüğünü çok merak ediyorum. 💕💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Parçam // NefTah #Wattys2019
FanfictionBu esaretten kurtulup oğlu ve kendi için yeni bir hayat kurma mücadelesi veren Nefes'in hikayesi. Hep hayal kurarım ama ilk defa yazıya dökeceğim hatalarım olursa affola inşallah beğenirsiniz!