Hastanede ilk günüm sorunsuz geçmişti hastaneyi tanıma odama yerleşme falan. Nazarla iyi anlaşmıştık çok güzel bir arkadaşlık kuracağımızı düşünüyorum. Birde Berrak diye bir doktor var çocuk doktoruymuş Nazar tanıştırdı o da çok iyi bir insan.
Yiğitin çıkış saati yaklaşmış benimde mesaim bittiğine göre gidip Yiğit'i okuldan alayım.Okulun kapısına geldiğimde çıkış zili yeni çalıyordu öğrenciler birer birer çıkarken arkadan Yiğit'i gördüm yanında da bir kız vardı. Sanırım oğlum da çabuk alıştı buraya.
Yiğit: Anneeee!
Nefes: Oğlumm! Nasıl geçti günün?
Yiğit: Anne bak bu Balım.
Nefes: Merhaba Balım ben de Nefes. Seni kimse almayacak mı yanlız mı gidiyorsun eve?
Balım: Aslında amcam gelecekti ama...
Nefes: Eğer numarasını biliyorsan arayabiliriz.
Balım: Evet biliyorum çok teşekkür ederim.
Çok tatlı bir kızdı saçını okşadım ve ona telefonu uzattım amcasını araması için.
Balım: Amcaa
Tahir: Balım? Bişey mi oldu amcam bu numara kimin?
Balım: Arkadaşımın annesinin sen beni almaya gelmeyince
Tahir: Ben onu tamamen unuttum amcacım ya geliyorum 5 dakikaya telefonu arkadaşının annesine verir misin?
Balım birden telefonu bana uzattı kulağıma götürdüm
Nefes: Buyrun?
Tahir: Ben 5 dakikaya oradayım rica etsem Balım'ın yanında durur musunuz? Yalnız kalmasın çocuk.
Nefes: Tabi burdayım ben.Gerçekten de 5 dakika içinde bir araba yaklaştı. Arabadan bir adam indi ve bize doğru gelmeye başladı. Bi dakka bi dakka bu geçen havaalanındaki hödük değil mi? Az kalsın bize çarpacak olan! Şansa bak.
(Bu arada tahir de aynı düşünceler içerisindeydi.)
Balım koşarak amcasının kucağına atladı. Adam bize yaklaşarak,
Tahir: Merhaba ben Tahir. Kısaca Deli Tahir diyebilirsiniz. Güldü.
Nefes: Nefes de, gerçekten deli misin?
Kahkaha attı
Tahir: Ne o uzmanlık alnın mı?
Nefes: Evet.
Dalga geçtiğimi sandı galiba soru sorar gibi bakınca,
Nefes: Psikoloğum ben.
Dedim gülümsedi.
Tahir: Iyiymiş. Neyse gidelim mi Balım? İsterseniz sizi de bırakabilirim.
Nefes: Yok gerek yok gideriz biz.
Yiğit: Anne lütfen çok yorgunum ben.
Tahir: Çocuğu yorma. Hadi gelin.
El mahkum kabul ettim. Arabaya bindik evi tarif ettikten sonra bi sessizlik oluştu. Çocukların kıkırtıları hariç. Evin önüne geldiğimizde Balım,
Balım: Aa Yiğit burası bizim eve çok yakın o zaman hep görüşürüz.
Yiğit: Yaşasın!
Hepimiz güldük onların bu haline. Çabuk benimsemişlerdi birbirlerini. Kısaca bir teşekkür edip indik arabadan.Birkaç gün böyle sorunsuz geçmişti. Yiğit'i okuldan alıp eve geldikten yarım saat sonra kapı çaldı. Allah Allah kim ki? Gidip kapıyı açtım. Balım ve yanında bir kadın vardı galiba annesiydi.
Asiye: Merhaba ben Asiye Kaleli.
Nefes: Merhaba Nefes ben de.
Asiye: Balım tutturdu anne Yiğit'in yanına gidelim diye kıramadım. Rahatsız etmedik umarım.
Nefes: Olur mu hiç ne rahatsızlığı buyrun lütfen.
Hep beraber içeri geçtik Yiğit Balım'ı görünce çok mutlu oldu. Onlar oyun oynarken biz de Asiye ablayla baya iyi anlaşmıştık. Çok tatlı bir kadındı. Hava kararmaya başlayınca artık gitmemiz gerek diyip ayaklandılar.
Asiye: Nefes yarın akşam yemeğe gelin olur mu? Ben çok sevdim seni.
Nefes: Olur geliriz Asiye Abla. Ben de sini çok sevdim.
Sarıldık ve gittiler biz de yattık. Burayı çok sevmiştim insanları çok temiz çok iyiler çabuk alışmıştık.Sabah kalktık kahvaltıdan sonra Yiğit'i okula bıraktım ben de hastaneye geçtim. Gerçekten de burada tedavi olmaya gelen hiç insan yoktu. Sıkıntıdan patlamak üzereydim. İlk işimi hiç böyle hayal etmemiştim. Yine odamda sıkıntıdan patlamak üzereyken kapı çaldı ve içeriye biri girdi bir kız. 15-16 yaşlarındaydı ve ağlamıştı. Hemen ayağa kalktım ve sandalyeye oturttum ben de yanına diz çöktüm ne olduğunu sordum bir süre konuşmadı kafasında toparlamaya çalışıyordu sanırım. Onu rahatlamak için ne içersin diye sordum hiçbir şey dedi. Adını sordum cevap vermedi. Bende yanındaki sandalyeye oturdum ve hiç bişey söylemeden beklemeye başladım saate baktığımda Yiğit'in çıkış saatinin geldiğini gördüm. Şuan burdan ayrılamazdım Asiye ablaya mesaj attım 'İşim uzadı Yiğit'i sen alabilir misin?' nasıl olsa onlara gidecektik. yanımdaki kıza tekrar döndüm. 'Ece' dedi kısaca bende 'Nefes' deyip elimi uzattım elimi tuttu ve belli belirsiz gülümsedi çok kısa bi an. Birden bana sarılıp ağlamaya başladı bende saçlarını okşadım. Sonra ayrıldı benden.
Ece: Benim gitmem gerek istediğim zaman gelebilir miyim?
Nefes: Ne zaman istersen ben hep burdayım.
Gitti anlam verememiştim. Anlarız yakında dedim ve toparlandım. Geç olmuştu. Asiye ablayı aradım,
Nefes: Asiye abla evin adresini ver de direk oraya geleyim.
Asiye: Kuzum bu saate buraya kadar tek gelme dur Tahir'e söyleyeyim de seni alsın.
Nefes: Gerek yok Asiye abla gelirim ben.
Asiye: Bekle orda işte.
Telefonu yüzüme kapattı bende mecburen beklemeye başladım. Biraz bekledikten sonra Tahir geldi. Arabaya bindim selamlaştıktan sonra sessizce ilerlemeye başladık. O sırada Tahir'in telefonu çaldı.
Tahir: Buyur abi
"................."
Tahir: Ya abi ne gerek var şirkette imzaları atarız olur biter sevmiyrım ben o adamı. "....................."
Tahir: Tamam abi tamam işim var benim yangazlara söyle gidip alsınlar adamı otelden.
Bir süre sonra eve gelmiştik. İçeri girer girmez Yiğit yanıma koştu sarıldık.
Yiğit: Anne hani artık benden geç çıkmicaktın işten hep yanımda olacaktın!
Nefes: Özür dilerim oğlum söz bidaha olmayacak.
İçeri geçtik Asiye ablayla da selamlaştıktan sonra içerde bi kadın vardı onla da tanıştık. Tahir'in annesiymiş.
Saniye: Kocan yok mi kizim o nerdedur?
Nefes: Yok benim kocam!
Kısa bir sessizlikten sonra kapı çaldı. Hayır bu olamaz lütfen bu bi kabus olsun hayır o burda değil olamaz gözlerim dolmaya başladı. Ve o nefret ettiğim sesini yıllar sonra yine duydum.
"Nefes!"Vote vermeyi ve yorum yapmayı eksik etmeyin lütfen. Sizlerin iyi veya kötü ne düşündüğünüzü merak ediyorum.💕💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Parçam // NefTah #Wattys2019
FanficBu esaretten kurtulup oğlu ve kendi için yeni bir hayat kurma mücadelesi veren Nefes'in hikayesi. Hep hayal kurarım ama ilk defa yazıya dökeceğim hatalarım olursa affola inşallah beğenirsiniz!