2.bölüm

6.4K 293 9
                                    

  Kaderimin bana ne göstereceğini bilmiyorum.Nasıl insanların karşima çıkacağını bilmiyorum.Nelerle sınanacagimi bilmiyorum.Tek bildiğim sana güveniyor olmam.Bana dayanma gücü ver Rabbim...

Bugün okula gitmeyeceğim.Kendime ailemle tatil yapacaktım ki gelen telefon aslıdandı.Kesin beni bugünde rahat bırakmayacaktı.Elime telefonumu alip açtım.

"Alo.Efendim aslı?"
Benim en bi sevdiğim arkadaşımdı aslı.Onunla vakit geçirirkem başka bir zeyneptim.Bana bambaşka yeni şeyler tanıtan oydu.Lise son sınıfta tanışıp çok iyi arkadaş olabilmiştik.Cana yakın tavri yüzünden birçok kez insanlar onun canını yakmış ama o kendini salvermemiş her zaman dik durabilmişti.Aynı üniversitede farklı bölümler okuyorduk.O doktor olacaktı.

"Gelmiyormusun?"
"Hayır gelmiyorum buğün.Biraz yorgun hissediyorum kendimi biraz dinlenecegim."
"Tamam hadi hazırlan gidiyoruz"
"Duymadin mı kızim dinlenecegim dedim"
"Tamam işte ben de seni dinlendirecegim hadi uzerini giyin ben sizin mahallenizdeyim.5 dakika ya varirim evinize."

Diyerek kapatti yüzüme telefonu.Ona hiçbir şey diyemiyordum.Ben de kalkıp hazırlanmaya başladım.Üzerime giydigim etek pantolon ve uzun tunik şeklindeki bulizimi giyip esarbimi taktim.Sonra da feracemi giyip gelmesini bekledim.5 dakika demista ama neredeyse 20 dakika ya yaklaşiyordu.Sonunda kapinin zili çalinca odamdan çikarak anneme seslendim.

"Anne,aslı geldi.Ben onunla çıkıyorum haberin olsun"
"Tamam beni haberlendirmeyi unutma"
"Tamam Allaha emanetsin"
Dedikten sonra kapida karşıladığım aslıyı da alarak apartmandan indik.Kapının önünde yengemi ve yegenlerimi görmemle konuşmaya başladik.O da az önce annesinden geldigini enesin park park diye tutturdugunu ve agladigini soyledi.Enes bacaklarima yapışmış

"Haya beyi paya dötür.Yüffen yüffen."
Diye ağlıyordu.Dayanamayarak aslıya fısıldadım.

"Eneste bizimle gelse olur mu canım."
"Tabi olur "
Dedikten sonra yengeme onunla parka gidebilecegimi soyledim.Siz planinizi bozmayın biz eve gidelim dese de ben planımızın olmadığını söyledim ve enesi de alıp yürümeye başladık.

Enes 3.5 yaşındaydı.Yeni yeni konuşmaya başladığı için konuşurken çok tuaf sözcükler söylüyordu.O konuşurken biz gülmekten yıkılıyorduk.Bir eli benim diger eli de aslının elindeyken sektire sektire yürüyordu bizimle.Aslı bana dönüp nereye gidelim diye sorunca hemen sahile gidelim dedim. O da kabul edip bir taksi durdu.Takside giderken okul hakkında konuşuyorduk.Onun dersleri çok tuafti.2.yılında olmasına rağmen vejetaryan olmuştu mesela.Ben ona et yenmez mi diye çıkışırken o derslerini anlatıyordu.Gözlerimin önünde canlanırken gerçekten de ürkütücüydü.Gelecegimiz yerde durunca ben parayı ödedim ve indik arabadan.Denizi,boğazı,kız kulesini görünce kalbimde anlam veremediğim bir sevinç oluşmuştu birden.Onu öylece seyrediyorken enes hemen parka koşmuştu.Bizde hem enesi hemde denizi görebileceğimiz bir banka oturduk.
  Aslıyla konuşurken birden sorduğu soruyla düşüncelere daldım."Nişanlınla mutlu olabileceğini düşünüyormusun?"
Tanımıyordum ki onu.Mutluluk hayalleri nasil kurayım.Keşke onunla da diğer talibimle konuştuğum gibi konuşma şansım olabilse.Ama zaten onu benimle konuşmak istediği için reddetmiştim.Şimdi tanımadığım ama mutlu olmak için umut ettiğim biriyle nişanlıydım.Elimdeki hiç alışamadığım alyansla oynarken:

"Onu tanımıyorum bile.Nasil emin olabilirim mutlu olmaya."
Dememle aslı şaşkın şaşkın yüzüme baktı.
"Tanimıyormusun?Ama tanıyorum demiştin bana"
"Evet tanıyorum ama o kadar çok değil.Küçükken abimle oyun oynardık.O da bize katılırdı.Bana minik diye seslenirdi.Onun hakkında tanıdığım bu kadar.Abim içimi rahatlatmak için durmadan onu övüyor ama nafile.Içim hiç rahat değil. Alışabilecegimi sanmıyorum."
Dedim.Aslı ellerimi tutarak:
"Dua et kardeşim.Allah neyin daha iyi olduğunu herkesten daha iyi bilir.Hem bir yazıda ne okumuştum biliyormusun?Eğer bir iş yapıyorsan ve istiyorsan ondan endişelen.Ama o işi yapmak istemiyorsan bilki nefsin istemiyordur.Ve nefsinin istemediğini hakk istiyordur.Sen kendi nefsini susturabiliyorsan ne mutlu sana"
  Dedi.O öyle diyince içimi rahattladı Gerçekten de kalbimin istemediği şeyleri yaptıktan sonra daha mutlu oluyordum.Belki de bu olayda böyle sonuclanacakti.

Beni dürtmesiyle kendime geldim.
"Düğünü hemen yapmayacaklar öyle değil mi?"
"Evet okulumun bitmesini bekleyecekler.O zamana kadar nişanlı kalacakmışız"
"Ohh yine iyi kızım.Hemen vermem seni"
Dedikten sonra birbirimize sarıldık.Gerçekten de düğünün geç olacak olmasi içimi rahatlatiyordu.Önümde koskoca 2 yıl vardı ve bu 2 yılda daha iyi düşünebilme fırsatım olacaktı.Daha iyi tanıyabilecektim evleneceğim adamı.

"Damat beyin ismi ne peki?"
Demesiyle gözlerine baktim ve dedim ki
"Yusuf,yusuf doruk"
Bana bakıp gülümsedi
"Bak senn!!Eniştemizin ismini söylerken nasıl da yanakları al al olurmuş öyle"
Demesiyle gülümseyip omzuna vurdum.
"Yaa gıcık olmasanaa!!"

Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna gelmis bulunuyoruz.Biraz kısa oldugu için kusura bakmayın.Diger bölümde telafi edmeye çalışacağım inşaallah.Dediğim gibi yorumlarınız benim için değerli.Yorumlarinizi bekliyor olacagım.Simidilik hoşçakalın...

Allaha emanetsiniz!!

CEHENNET aşkın iki dünya haliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin