40.Bölüm

2.1K 119 35
                                    

... Bir şey söylemedi.Bende nasıl devam edeceğimi bilemedim...
Birbirimizle içimizden konuştuk... Cahit zarifoğlu...

Anne olunca anlayacaksın demiştin annem.Anneyim ve anlıyorum.Çok başka birşey.Çok farklı bir duygu bu hissettiğim şeyler.Bir tarifi yok.Etmeye imkan yok.En güzel tabiriyle Cennet Annelerin Ayaklarının Altındadır diye buyurmuş ya yaradan.Cennet aynı zamanda kalbinin içindeymis annem.O hissettiğin şefkat,sevgi bambaşka bir şeymiş.Ve ben bunları hissettikçe o kadar çok umutlu o kadar çok mutlu oluyorum ki bir tabiri olamaz asla.

Umutlanıyorum Ki Yüceler yücesi Allah annelere sefkatinin 1000 de 1 ini verdiğine göre en kötü günahların dahi bir affı olacak.Allahu teala bizlere bir anne nazarından daha da üst seviyede bakıyorsa eğer hala bir umut var.Zira annelik bambaşka birşey.Annelik evladın eksiğini görmezden gelmek ve ona savunmasızken kol kanat germek..

Annemin küçükken anlattığı olay geldi aklıma. Bir bebek anne karnına düşmeden evvel Allahu tealayla konuşurmuş yavrum.Der miş ki "Bana dünyada kim kol kanat gerecek,bana kim bakacak?" Diye sorarmış yüceler yücesine.O da merak etme senin sana ait bir meleğin olacak dermiş.Bebek sorarmış.Peki ben onu nereden bileceğim? Allahu teala dermişki onu sütünden tanıyacaksın ve o seni herkesten iyi bilecek.Ve sen ona ANNE diye sesleneceksin.Anneler dünyadaki meleklerdir yavrum."

Annem! Benim meleğim.Bak işte bende bir bebeğin meleği olmaya hazırlanıyorum annem.Gör bak!

Pencereden dışarıya dalmıştım ki kızlardan biri yanıma gelip;

"Zeynep abla.Seni bir adam çağırıyor.Kapıda bekliyor seni."

Dedi.Kübraya tamam deyip yolladım onu.Kapıya doğru ilerleyince Abimdir diye düşünüp açtım kapıyı.Ama abimi değil baranı buldum karşımda.Hemen gözlerimi çekip yere odakladım.

"Zeynep?"

"Efendim."

"Sabah erkenden gitmişsin.Bir haber de vermedin.Merak ettim."

Doğru bir küçük kağıt yazıp yastığının altına sokmam gerekti.Unutmuşum kusura bakma.

"Işlerim vardı.Erken çıkmam gerekti.Neden merak ettin?"

Gözlerine bakmadan sorduğum soruya;

"Birlikte kahvaltı ederiz diye düşünmüştüm.Seni bulamayınca korktum.Sonra aklıma burada olacağın geldi.Bende kahvaltımızı dışarıda yaparız diye düşündüm."

"Ben ettim kahvaltımı.Sen edeceksen et.Çok işim var daha.Kusura bakma eşlik edemeyeceğim sana."

"Önemli değil.Sonra yaparız o zaman bizde.Akşam seni almaya ben geleyim.Kaç gibi çıkarsın?"

"Arabam yanımda.Ben gelirim eve.Bugün sohbet sırası neslihanda.Ona yardımcı olmam gerek.Biraz gecikeceğim."

"Hmm anladım demek akşamda yoksun."

"Evet yokum."

Yokum evet.Ne oldu? Üzülmüş gibisin? Yoksa sevindin mi? Sevindinde üzülür gibi mi yapıyorsun yada? Off Allahım neler düşünüyorum ya.Aklımı yiyeceğim neredeyse! O işte Baran! 4 yıl uyanmasını beklediğin sevdiğin.Sevdiğini sonradan anladığın sevgilin.Çocuğunun babası,gönlünün tek sahibi yarin! Neden sormuyorsun? Neden bırakıp gittin beni? Diye bağırmıyorsun? O kadın kimdi? Senin telefonunu neden açtı yada açabildi? Sen o kadına nasıl adıyla seslenebildin? Off beynimde deli sorular!

CEHENNET aşkın iki dünya haliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin