22.bolum

2.7K 168 1
                                    

Kimsem yok mu demiştin en son?

Gözlerini çektiğinde derin bir nefes aldım.Tuttuğu kolumu ovalayarak acısını bir nebze azaltmaya çalıştım.Gözlerimdeki yaşlar durmak bilmiyordu.Canımın acısından değildi bunu anlamiştım.Yüreğim acıyordu.Kalbim acıyordu.Neden acıdığını da bilmiyordum.

Kaldırıp başımı karşımdaki tepkisiz bana bakan adama diktim gözlerimi.Az önce duyduklarımın şaşkınlığı hâla üzerimdeydi.

Birden kaşları çatıldı.Gözleri hâlâ gözlerimdeydi.Birden az önce tuttuğu bileğimi kavradı ve sinirle sıkmaya başladı.Canımın acısıyla tuttuğu bileğimin üzerindeki eline dokundum ve acıyla inledim.

"Bana bak aptal kız!Az önceki rüyanın etkisiyle birşeyler sayıklamış olabilirim.Sakın saflık yaparak inanma!Kendini kandırmış olursun.Bir daha da bana yaklaşma!Emin ol bundan pişman olursun!"

Dediğinde yeniden başlayan gözyaşlarımı elimin tersiyle silerek cevap verdim.

"Ne söyledin ki rüyanda?Hem senin ne söylediğin veya ne düşündüğün umrumda mı sanıyorsun!Kendini bu kadar beğenme barın bey!Sen benim umrumda değilsin!Ayrıca ben kendimi kandırmıyorum zira kandıracak bir durumda yok ortada.Saçmaladığının farkına var ve çek elini."

Öyle sinirle söylemiştim ki bu sözleri ben bile kendime inanamadım bir süre.Gözlerine bakarken birden bir üzüntü çöktü üzerine.Başını yastıkların olduğu kısıma çevirdi ve bir süre baktı.Sonra dudağının kenarıyla küçümser gibi gülümsedi.Ve çekti elini bileğimden.Hızla ayağa kalkarken kapıya doğru ilerledi.Anlamsızca onu izliyordum.Elini kapı koluna koyup bir süre durdu.Tuaf davranıyordu.

"Zeynep ! Benden nefret ediyorsun öyle değil mi?"

Neden soruyordu ki bana bu soruyu.Cevap vermedim.Vermek de istemiyordum.Neden kinimi kusma şansım varken susuyordum bunu da anlayabilmiş değildim.

"Evet nefret ediyorsun.Ne diyebilirim ki kaderden başka."

Bunu neden söyledi anlayamadım.Ondan nefret etmem neyi değiştirirdi ki?Hem nefret etmemi sağlayanda yine kendisiydi.Baran;iki kişi değil üç kişiydi.Belkide 4.Yeni yeni tanıyordum baranları.Acımasız baran.Şefkatli baran.Aşık gibi bakan baran...

Acımasız baran olsun istiyorum karşımdaki insanı.Acımasız olsun ki hıncı bittiği zaman özgürlüğümü geri versin.Bağlanmasın.Sevmesin.Sevemesin.O gece beni kurtarışı geldi aklıma.

O iğrenç adamın sözlerinden sonra 3 kişinin bana doğru gelişini izledim.Kendimi toparlayamıyordum.Abimin sözleri silinmiyordu kulaklarımdan.Durmadan ağlamak ve durmak bilmeden yürümek istiyordum.

Başımı kaldırdığımda adamların
tek tek yere yığılışını izledim.Karanlıkta seçemediğim ama sinirli bir yüz.Baran!

"O benim karım lan!Sen ona nasıl dokunmak istersin!Şerefsiz!Sen ona nasıl prenses diye seslenirsin.Dilini koparırım lan senin!Dogduğuna pişman ederim laan!!!"

Yine sürükleniyordum.Yine kolum acımasızca sıkıl hayır bu kez sıkmıyordu.Kolumu da tutmuyordu.Elimden tutmuştu.Buz gibiydi!Ya da ben buz gibiydim bilmiyorum ama soğukluk vardı.O soğukluk hep vardı.Ve hep olacaktı.

Beni arabaya bindirdikten sonra yeni farkettiğim keremle dışarıda konuşmaya başladı.Sonra da kendisi de binip arabayı çalıştırdi.Başımı cama dayamış öylece bakıyordum etrafa.Ne ağlayabiliyordum ne de o gücü kendimde bulabiliyordum.Sanki tonlarca bir yük omuzlarıma yüklenmiş ve uzun bir yola sürüklenmiştim.Hayir!Sankisi yok!Olan bu!

Üzerimdeydi gözleri.Bunu hissediyordum.Birden arabayı durdurdu.Ben hiç kımıldamadan bekledim.Arabadan indi.Dolaşarak kapımın önüne geldi ve camı tıklattı.Ifadesizce başımı kaldırdım.Kapıyı açıp aşağı indim.Durdu!Birşey söyleyecekti.Söylemedi.Yuttuğunu farkettiğim kelimelerin yerine "Yürü"dedi soğuk sesiyle.O önden ben arkasından yürüdüm.Bir evin bahçesine girdik.Ben içeri girince bahçe kapısını arkamdan kapattı ve hızla evin kapısını açtı.Kapıyı sonuna kadar açıp girmemi bekledi.Ruhsuzdum.Ruhum yoktu.Bitmişti içimde.Abimin dediği gibi "keşke ölseydin" diye diye öldürmüş gibiydim.

İçeri girince kapının önünde bekledim.O kapıyı kapatıp yürümüştü salona.Kapının önünde durmuş durmadan abimin dediklerini düşünüyordum.Birinin kolumu tutmasıyla irkildim.

"Sana diyorum duymazdan mı geliyorsun beni?"

Kafamı kaldırmadan yine aynı durumda dediklerini dinlemeye başladım.

"Orada daha ne kadar beklemeyi düşünüyorsun?"

Demesiyle yürümeye başladım.Merdivenlerden yukarı çıkacakken başımın dönmesiyle yığılmışım.En son hatırladıgim baranın "Zeynep!" Diye bağırması oldu.Gerisi karanlık.

Uyandığımda çoktan sabah namazı vakti olmuştu.Demek bu kadar çok uyumuşum diye geçirdim içimden ve kılmadığım yatsı namazım geldi aklıma.Eskiden bu kadar sorumsuz değildim ki ben.Vaktimin geçmemesi için ayrı bir özen gösterir Allah ile sohbetimin uzaması için zamanlar yaratırdım kendi çapımda.Şimdi!Geçen vakitlerimi geç Allah (c.c) ile ne kadar az bir vakit geçirdiğimi farkediyorum.

Yattığım yerden tam doğruluyordum ki karnımda sonradan hissettiğim bir kolla ürperdim.Başımı çevirip baktığımda baranın bana sarıldığını gördüm.Bu adamdı benim hayatımı darmadağın eden.Beni hissizlestiren kalbimi taşa çeviren.Ama nedendir bilmiyorum.Kötü konuşamıyordum.Bağırıp çağırmak hatta üzerine atlayıp tüm gücümle vurmak gelirken duruyordum öylece.Bende kendimi anlayamıyordum ki.

Kalkıp abdestimi aldım ve üzerime giydiğim feracemle namazımı kılmaya başladım.Oyle huzur vericiydi ki namaz.Insanin tüm derdini sıkıntısını silip süpürüyordu sanki.Namazım bittiğinde ellerimi açıp sémaya dua etmeye başladım.Tam o sırada baranın sesi gelmeye başladı."Zeynep,Zeynepp"

...

Geri kalanı da biliyorsunuz zaten.😊
Kusura bakmayın arkadaşlar sınavlarım var giremiyorum.Yazdığım ise tek tük şeyler oluyor.Insaallah sınavlarım biterse yazmam sıklaşacak.Allaha emanet olun sağlıcakla kalın...

CEHENNET aşkın iki dünya haliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin