Elif Gibi Dik

3- Şiir.

Bölüm videosu; Avusturalyalı bir abinin İslam'ı bulma hikayesi.Dinleyiniz inşaAllah. :')

Yusuf'un bize gelirkenki hissettiğim ritimsiz kalp atışına "Neden!" diye çıkışan düşüncelerimle peçeteye uzandım.

Gözlerimi sadece teşekkür ederken yüzüne çevirmiştim.

Ve şimdi eve birkaç metrem kalmıştı.

Daha önce yaşadığım bir gönül imtihanından dolayı insanın gönül vereceği insanı hissedebilme kabiliyeti olduğunu düşünüyorum.Bu düşüncelerle ellerim Semaya çevrildi ve "Ya Rabbi son senemde zor imtihanlar verme bana,lütfen." diyerek küçük bir dua ardından eve girdim.

Annemle çocukluğumdan beri çatışmalı bir ilişkimiz olmuştur.Ancak ben yaşım ilerledikçe,daha çok okudukça 'ana baba hakkı' nın fazlaca önem taşıdığını fark ettim.

Annemin geç kaldın çıkışmasına maruzatımı bildirdikten sonra yumuşadı.Ah anneler...Annemin bağırışlarını pek kaldıramayan duygularım var."Annedir sever de söver de." Hesabıyla takılan annem bilmiyor ki hep çok sevdiğimden.Onu çok sevdiğimden kırılıyorum laflarına.

*******

LYS telaşına tutulmuş öğrenci örneği ben.Bana ders çalışırken yardımcı olduğunu düşündüğüm Kur'an tefsiri kulaklarımda hala devam ederken durdurup ayağa kalktım.

Birkaç bardak çayla rahatlamayı düşünüyordum.İnsanı sevdiği şey rahatlatır öyle değil mi?Kendime çayyaş desem yeridir aslında.Annemden rica ettiğim çayı elinde gördüğümde telefonum titredi.

Eyüp'ün ismini görünce şaşırmadım değil,pek aramazdı beni süt kardeşçiğim.

-Alo?

-Elif?

-Efendim?

-Nasılsın?

-Hamd olsun iyiyim.Sen nasılsın Eyüp?

-Bende iyiyim çok şükür.Yarın İzmir'e geliyorum ben.

-İyi hoş geliyorsun sefa geliyorsun.Bunun benle ne alakası var?

-Ya ben arkadaşlarla falan buluşucam liseden.Babam seni yanıma almamı söyledi.

Bir kıkırdama ardından konuştum;

-Biliyorum zaten sen normalde istemezsin.

-Ya Allah aşkına sen beni arkadaşlarının yanında ister miydin?

-Ben kızlarla takılıyorum sense kızlı erkekli grup takılıyorsun.Acayip olan dayım beni neden erkeklerin arasına gönderiyor ki beni?

-Benim için,diye mırıldandı Eyüp.Anlamıştım,dayım Eyüp'ün eski arkadaşlarının iyi bir tayfa olmadığını biliyordu ve beni yanında bir belletmen edasıyla gönderiyordu.

-Ee ne zaman gidecekmişsiniz?

-Yarın bisikletle gitme çıkışa geleyim alayım,hocaları da görmüş olurum.

-Tamam peki öyle yapalım.Yarın görüşürüz o zaman,Allah'a emanet.

-Sen de güzelim,hadi görüşürüz.

Eyüp'ün telefon konuşması ardından çayımı yudumlamaya başladım.Annemle kısa bir muhabbetin ardından odama,küçük dünyama çekilmiştim.

********

Sabah namazının ardından uyumamış ders çalışmıştım,verimli oluyordu.Biraz erken yola çıkmıştım hem ferah bir hava rahatlatıyordu,hem de otobüse binesim olmayınca yürüyecektim.Şalın kenarlarından zorla geçirdiğim kulaklık uçlarını kulaklarıma yerleştirdim ve bir Maher Zain eseri daha dinlemeye başladım.

Aşk şarkıları uzun süredir dinlemiyordum aslında.Çok beğendiğim varsa ancak.

Yaklaşık 20-25 dakikalık yürüyüş ardından okulun kapısında Hira'nın servisini bekler bir hal almıştım.

Her sabah bir adet alınan Hira'yla buluşma,müdürün konuşması ve sınıfa geçiş ardından edebiyat hocası içeri girdi.

Ne kadar sayısal okuyan fen lisesi öğrencilerinden olsam da edebiyat bambaşkaydı benim için.Sevdiğim ve kendisi tarafından sevildiğim edebiyat hocam Eslem Hoca benim için bir örnekti.O da İslamiyeti yaşamaya çalışıyordu ve daha 26 yaşında olduğu için gayet güzel bir ilişki kurmuştuk.

"Günaydın arkadaşlar!" diye selam vermeyen tek hoca olması büyük farklarındandı ve;

-Selamün Aleyküm arkadaşlar,diye selamını verdi hocacığım.

-Aleyküm selam,diye farzı yerine getiren çoğunluğun içinde bir günah daha yüklenen ve susan arkadaşlarım da vardı.Sınıf ya da direk okul farklı insanlarla doluydu.Ateisti Müslümanı Hristiyan bile vardı,zencisi rusu vardı da vardı.

Gariptir ki kimi ateistler bile bana veya benim gibi İslamiyeti yaşamaya çalışan gençlere saygılı davranırken,Müslüman olmalarına rağmen bize karşı hakareti eksik görmeyen insanlar da vardı.

Eslem Hoca'nın sorusuyla dikkatimi ona verdim.

-Neden şiir diye sorsam cevap verecek insan arıyorum, gençler?

Burcu'nun ayağa kalkışı ardından dikkat onda toplandı;

-Aslında bence romanlar ya da deneme kitapları şiirlerden üstündür.Şiir de verilen tek bir duygudur.Ya da şiiri herkes anlamayabilir ama ya roman veya denemeler onlar öyle değil.

Belki de Burcu devam edecekken hoca durdurdu ve;

-Benim sorumun cevabı olmasa da düşüncelerini belirttiğin için teşekkür ederim,dedi.

Bir karşı çıkışla ayağa kalktım o an.

-Hocam ben Burcu'nun söylediklerinden tek bir şeye katılıyorum.Şiiri herkes anlamaz.Şimdilerde moda oldu şiir okumak ama bu da bir şeydir.Çünkü şiir insanlara mutlaka bir şey katar.Şiir asla tek bir duygu da barındırmaz.Dediğim gibi anlayana onlarca şey barındırır ki.Bir şiiri okumak onu anlamak anlamına gelmez.Özellikle derin kişilikli şairler,çoğunlukla aşk üzerinden olur bu,şiir yazdıklarında kişilik özelliklerini de katarlar eserlerine.Örneğin bence en güzel örnektir en ünlü şairlerin erkek olması.Oysaki genelleme yapılsa erkekler odun.İşte bu fark.Şiirin farkı.Şiir önemlidir,hissetmektir,anlatamadığımızı anlamaktır.Bir de öyle özeldirler ki şairlerin şiirleri olan insanlar var.Belki biz de bir gün birinin şiiri oluruz?

Deyip uzun konuşmamı sonlandırdım.Sanırım sevdiğim şeylere laf gelmesine dayanamıyordum.

Eslem Hoca bana gülümseyerek bakarken belirli kişilerden küçük birer alkış aldım.Kafamı çevirip onlara gülümseyerek bakarken,Yusuf'un da ellerinin boş durmadığını fark ettim.Ve sanırım dudaklarının kenarı kıvrılmıştı.Nedendir bilmezken gülümsemem büyüdü ve önüme döndüm.