10- Kopan Sinirler.

29.2K 1.5K 114
                                    

Bölüm videosu, hanım kardeşlerime özel.Bakın inşaAllah.

Farklı bir bölüm oldu.Bu arada karakterler de nefis kurbanı olabiliyorlar.Kınamayın.Bütün suç nefislerinin. :)

Unutmadan geçmiş bayramınız mübarek olsun. ^_^ 

Allah'a emanet olun. ;)

Şalımı zar zor bağladığımda ellerim titriyordu.Ayağa kalkıp feracemi üstüme takarken hala ağlıyordum.

Neydi bu insanların derdi?Egolarının altında kalpleri ezilmiş büyük ihtimalle.Düşünce sistemlerini hiç anlayamıyorum.

Sesli ağlayamadığımdan olsa gerek yutkunurken canım acıyordu.Bisikletim de okulda kalmıştı,ki zaten bu halde sürebilir miydim bilmiyorum.

Kalbimin kulaklarımda attığını hissediyordum,doya doya ağlamak istesem de şu an bile dikkatler üzerimdeydi.Gerçi nasıl gözüktüğümle ilgili hiçbir bilgim de yok ki.

İnsanlar,Müslümanlığı es geçtim,insan olmayı başarabilseler her şey daha kolay olur;ama başaramıyorlar.

Kim kırılmış,kim üzülmüş umursamadan konuşuyorlar,kelimeler bir insanı öldürebilir,ö l d ü r e b i l i r.

Yürüyerek vakit öldürmek istediğimden ayağa kalktım.Duraktan biraz uzaklaşmıştım ki Yusuf'un sesi duraksamama neden oldu.Yoluma devam etmek istiyordum,beni yerden yere vurdukları sırada ağzından sadece bir cümle çıkması canımı yakanlar arasında başı çekiyordu.Beni bırak,insan kendi davasını savunur.

Allah'ım güç ver,lütfen.

"Elif,dur lütfen."

Koştuğunu çıkan ayak seslerinden anlayabiliyordum,ama şu an bende koşmak istiyordum;enerjinin e'si bile bende yokken koşmak istiyordum.

"Elif,sana diyorum."

Sesi daha yakından gelen turuncu kafaya rağmen koşmaya başladım.Ağlıyor,koşuyordum.Canım yanıyordu,ellerim titriyordu.

Hayatımda yemediğim hakareti yerken yalnızdım,kendimi savunamadım bile.Aslında savunmak isteseydim,dudaklarımdan pişman olacağım sözler akıp gidebilirdi;ama ben onları geri yutmuştum.Ve şimdi midem bulanıyordu.

Koşmaya devam ederken Yusuf hala bana sesleniyordu.Otobüs görüş alanıma girdiğinde otobüse doğru koşmaya başladım.Otobüsü elimle durduğum sırada Yusuf'un hararetle nefes alış verişini duyabilmiştim ki çok yakınıma gelmişti.Eliyle otobüse devam et işaretini yaptığında kopmuş sinirlerimin son kalanlarının da koptuğunu hissettim.

"Ne yapıyorsun ya!"

"Ne mi yapıyorum?Asıl sen ne yapıyorsun Elif?Sana seslenmekten öldüm."

Benim hırçın ses tonuma rağmen koşmanın verdiği bir heyecan tonlamasıyla konuşmuştu.

"Yusuf lütfen,yalnız kalmalıyım."

Sesim titrerken başımı yere eğdim,yapacak hiçbir şeyim yoktu.Bana acıması falan da umurumda değildi.Zaten kuyunun dibindeydim,bana yobaz diyen insanlar kendilerini aşmış bana...Ah,daha yobazın tam anlamını bilmiyorlar büyük ihtimalle.İçimdeki Elif aşağılar gibi bir kahkaha attı,kendime.

Büyük ihtimalle şu anda anın verdiği sinirle isyankar konuşuyordum ama yaptığım şeyin iyi olduğunun farkındaydım,sorun onlardaydı.

"Neden?" diye sorduğunda böyle bir cevap beklemediğimden olsa gerek afalladım.

"B-ben sanki kendimi Bilal-i Habeşi gibi hissediyorum.Onun göğsüne koyulan taş benim kalbime koyulmuş gibi.Kalbime eziyet ediliyormuş gibi,ama kalbimi alıp koruyacak kimse yok."

Elif Gibi DikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin