Bölüm 36

2.2K 121 39
                                    

İyi okumalarrrr.

Bölüm şarkısı: Emre Aydın&Yaprak Çamlıca~Ölüm Kalım Meselesi

Uygur'dan:

Bok gibi bir günden sonra sonunda zilin çalması ile çantamı alıp fırladım. Hırsla telefonumu çıkarıp Bora'yı aradım. Telefonu açtığında beklemeden konuştum.

"Al Oya'yı da benimle üç sokak ilerideki kafede buluş."

Yine bir şey demesine izin vermeden kapattım. Tamam Uygur. Sakin ol aslanım. Sakin. Neydi şu sıçtığımın taktiği. Ona kadar say mıydı on yudum su iç miydi. Çantamdan hiç içmediğim suyumu aldım ve içmeye başladım. On yuduma gelene kadar su bittiğinde bir küfür mırıldanıp çöpe basket attım. Hayır bu hiç işe yaramadı. Ötekini deneyelim. Haydi hep birlikte. Biiiir, ikiiiii, üüüüç... dokuz, on! Yok abi olmuyor ya olmuyor! Sıçtığımın kafası sakinleşmiyor. Gidip o Kerem denen itin kafasını sıraya vurup parçalamadan sakinleşemeyeceğim! Bir de Amerika'dan gelmişmiş. Ay güzel götüm! Doları yükselten de bu şerefsizdir. Bak doların beş lira olduğunu hatırladım daha da sinirlendim. Boktan konulara daha fazla gitmemek için kafamı sallayıp kendime geldim. Tam bu sırada yandaki kafeden bana bakıp iç geçiren kızları görünce deri ceketimin yakasını düzeltip omuz silktim. Neyse ya en azından hâlâ yakışıklıyım. Kafeye girdim ve garsonların hoşgeldinizlerine kafamı sallayarak cevap verdim. Hoşgeldinizler ne kadar güzel bir kelime değil mi? Ben buldum da ondan.

Gergin bir şekilde ofladım ve çantamla deri ceketimden kurtuldum. Sert bir kahve söyleyip masaya kuruldum ve gergin bir şekilde beklemeye başladım. Yaklaşık beş saniye sonra derin bir of çekip ayağımı sallamaya başladım. Saçmalamayın lan ne siniri. Nerede kaldınız lan laleler! Off şu sıçtığım arabasının neden tekeri var. Şu at hırsızı tipli adam neden telefonla konuşuyor ya. Tam adamı dövmeye gitmek için kalkacakken Bora ve Oya'nın gelmesiyle sandalyeyle güzel kıçımı tekrar buluşturdum. Sahte bir sırıtma takınıp onlara döndüm.

"Çok erken geldiniz. Zahmet olmuştur. Buyrun oturmaz mısınız?"

Oya ile Bora gözlerini devirdi ve oturdular. Oya ceketini çıkarırken Bora konuya daldı.

"Hadi anlat abicim.Konu ne?"

Öne doğru eğilip dirseklerimi dizlerime koydum.

"Ben Kumsal'a anlatacağım her şeyi."

İkisi de aynı anda ,ben gayim, demişim gibi baktılar.

"Ne?!"

"Ne?!"

"Dayanamıyorum! Anlıyor musunuz! Sevdiğim kız elimden kayıp giderken oturup izleyemem! Varsın o Cem iti de öğrensin Kumsal'a aşık olduğumu. Kızla okulun başından beri oynuyoruz. Yeter artık. Öğrensin her şeyi."

Oya sesini yükseltti.

"Ya Uygur sen iyi misin! Manyak herifin teki o! Rahat bırakmaz sizi! Önce Cem'den kurtul sonra Kumsal'la aranı yaparsın. Boşuna mı uğraştık o kadar. Senin yüzünden baloya bile Boraşkımla gidemedik. Ne sahte öpüşmediğimiz kaldı ne sinamaya gitmediğimiz."

O dudağını büzerken ben de yüzümü buruşturdum. Boraşkım ne ya. Oya ile ayrıldığım için kendimi tebrik ettim.

Bora, Tuna, Oya ve ben çocukluk arkadaşıydık. Oya'ya olan uzun süreli ilgimin sonunda gidip ona açıldım. İki yıllık maceramızdan sonra Oya'nın hareketlerinde değişiklikler meydana geldi. Artık çok soğuktu bana karşı ve bir gün gelip ayrılmak istedi. Nedenini sorduğumda Bora ile birbirlerini sevdiklerini söyledi. Bora ve Oya ile aram uzun süre açık kaldı. Ta ki her şeyin değiştiği o geceye kadar. Bora ile Oya gelip özür dilediklerinde artık onlara suçluluk çektirmenin faydasız olduğunu düşünüp barıştım. Ama Oya'dan hâlâ hoşlanıyordum. Çökük moralimle her zaman moralim bozukken yaptığım gibi garaja indim ve gitarıma sarıldım. Bu eve yeni taşınacaktık o yüzden eşya yoktu. Fakat ben garajımı eski evimdeki gibi dekor etmek için ailemden önce eşyalarımın bazılarını yerleştirmeye başlamıştım. Gripin~Aşk Nereden Nereye yi çalarken bana birisinin eşlik ettiğini farkettim. Sesi... Sesi kelimenin tam anlamıyla... Huzur gibiydi. Hızlanan kalp atışlarımla duvara sırtımı dayayıp oturdum. İşte o gece... O gece sadece sesini duyduğum birine aşık oldum. Ne kadar aptalca değil mi? Sadece sesini duyduğun bir insana aşık olabilir miydin? Olabiliyorsunuz işte. Şarkı bittiğinde heyecanla duvarın arkasına baktığımda kimse yoktu. Aylarca o kızı aradım. Şaka ya yandaki bakkalın güvenlik kamerasından buldum Kumsal'ı. Siz de iyi gaza geliyorsunuz. Aynı okula gitmemiz tesadüf mü sanıyorsunuz. Hatta ilk gün birlikte dersten atılmamızı. Her şey onunla tanışmak içindi. Oya ile sinemaya gittiğimiz zaman ona "Seninle mi olsaydım." dediğimi hatırlıyorsunuzdur. Cem şerefsizi yüzündendi işte. Öğrenmiş it herif bir yerlerden birine aşık olduğumu. Oya'ya kuzeni olduğu için bir şey yapmazdı ama Kumsal'a... O yüzden Oya'ya aşık gibi yaptım. İşte böyle. Artık hikayeyi biliyorsunuz.

"Ya Oya kız gidiyor diyorum sen ne diyorsun. Kerem diye bir zibidiyi bulmuş. Kıçı başı ayrı oynuyor o çocuğun bak! Dayanamıyorum artık katil olacağım! Açılıyorum benimle misiniz değil misiniz?"

Oya gözlerini devirdi. Hay senin o devrilen gözünü...

"Of aman iyi be git açıl."

Gözlerimi devirdim. Lan beni de kendine benzetti iyice tı tı. Sorarcasına Bora'ya baktım.

"Ben dünden razıyım aslanım. Oya ile Aşkı Memnu hayatı yaşadığımız yetti artık."

Sırıttım.

"E oldu o zaman açılıyorum ben."

Güldüler ve birlikte tekrarladılar.

"Yapıştır gitsin."

Sırıtarak koltuğuma sindim. Bekle beni Kumsalcık ben geliyorum.

Gençler kitapta çok mantık hatası olabilir bu bölümden sonra hepsini tek tek düzelteceğim merak etmeyin. Görüşmek üzereee. Dolar size yükseldiğim kadar yükselmedi. ;d ❤

UyKu(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin