Burcu'dan:
Bir masaya geçip etrafı keserken bana doğru gelen maviş meteo... öhö öhö. Yani Tuna'yla bundan vazgeçtim. Onu görünce aklıma yine kurabiye olayı gelmişti. Ahhh! Bak yine sinirlendim ya! Kumsal nerdesiiin! Sakinleşir beni bebek! 12 yönünden hızla bana gelen meteor artık tehlikeli bir şekilde yaklaşmıştı. Acilen kendimi toplamam lazımdı. Heyecandan horon tepen sağ elimle halay çeken sol koluma bir tane geçirdim. Oh. Tamam. Sakinim.
"Selam."
"Nasa!"
Buralarda bir yerlerde sakin olduğunu söyleyen salak bir kız vardı ya. Allah onun belasını versin! Az önce horon tepen sağ elimle bu kez alnıma bir tane geçirdim.
"Anlamadım?" Dedi ve gülümsedi. Ah! Harika! Zaten heyecandan popomuz tutuştu burda bir de sen gülümse. Haaah. Afferin sanaaa. Çok güzel oldu.
"İnan ben de anlamadım." Dedim ve dişlerimi gösterip sevimli bir kız gibi sırıttım.
Kahkaha atıp gişe rekorları kıracak kısa bir filmi bana sergiledi. Mirket gibi kafamı çevirerek etrafımdaki kızlara baktım. Görmüşler miydi lan! Görmediklerini anlayınca bir oh çektim.
"Noldu?"
Yutkundum. Bakışlarımı konuşan meteora çevirdim.
"Hiç. Hiçbir şey."
Fazla mı heyecanlı söylemiştim. Ahh. Kumsal haklıydı. Biri bana yalan söylemeyi öğretebilir mi!
Tek kaşını kaldırıp bana garipser bir şekilde "tamam" dedi. Ay vallaha mükemmel çocuk. Tek kaşını da kaldırabiliyor.
"Seni iki dakikalığına buradan kaçırsam sorun olur mu tatlı kız."
Oha! Maviş! Beni! Kaçırmak! Tatlı kız! Ne kadar şaşırdığımı o da aralanmış ağzımdan anlamış olmalı ki gülümseyip çeneme vurdu. Aralanmış ağzımı kapattım.
"Ha-hayır. Olmaz... Yani olur da. Sorun olmaz."
Sırıttı ve beni kolumdan çekiştirmeye başladı.
Beni tuvalete gittiğimi söyleyip gelip çığlık atarak tepindiğim yere getirince gülümsedim.
O da gülümsedi.
"Yine ne oldu?"
"Hiç. Güzel yer."
Kıkırdadı.
"Evet burda çığlık atıp öküz diye duvarları tekmeleyebilirsin."
Gözlerim dehşetle açıldı.
"Yoksa... Sen..."
Kahkaha attı. Utançla ellerimle yüzümü kapattım. Sakinleşmek için aklıma Oya'yı döven Kumsal'ın görüntüsünü getirdim. Sakinleşme çalışmam başarıyla tamamlandığında ellerimi yüzümden çektim. Gözlerimi kısıp işaret parmağımı salladım.
"Ama... Ama bu özel hayatın gizliliğine aykırı."
Kıkırdadı ve ellerini çebine soktu. O kıkırdayınca ben de kıkırdadım. Ciddi olmayı pek beceremezdim. Gözlerimiz birbirine kenetlendi ve kıkırdamalarımız gülümsemeye dönüştü. Uzun bir süre bakıştıktan sonra sıkılıp sessizliği bozdum.
"Uzaylı değilim. "
Tek kaşını yine kaldırdı ve güldü.
"Bu nereden çıktı."
Bu sefer tek kaşını kaldırıp sırıtma sırası bendeydi.
"Selam diyince Nasa dedim. İki saattir durup dururken gülüyorum. Ve sen garipsemedin mi? Ciddi misin?"
Dudağını büktü.
"Evet. Şuan durup dururken gülmen normal değil."
Aramızdaki zaten az olan mesafeyi kapattı ve yüzüme gelen bir tutam saçımı kulağımın arkasına attı.
"Ve bunu seviyorum."
Gülümsedim.
"Lütfen. Bir kurabiye mevzusuna daha kalbim dayanmaz." Dedim ve elimi filmlerde yaptıkları gibi kalbime koydum.
Kıkırdadı ve alnını alnıma koydu. Ben de kalbimdeki elimi onun kalbine koydum.Birkaç dakika öylece kaldık. Hızlı kalbinin ritmini elimin altında hissediyordum. Bu... Çok güzeldi.
"Evet. Şuan kalbinin atışı normal değil."
Gözlerinin içine baktım ve bakışlarımız buluştu.
"Ve ben de bunu seviyorum."
Güldü.
"Kurabiye kalmış."
Gülümsemem yüzümden silinirken alnını alnımdan çekip kahkaha attı. Kahkahası yüzünde yavaş yavaş kaybolurken ellerimizi kenetledi ve kalbinin hizasına koydu.
"Ama elbisende değil..."
Belimden tutup beni öptüğünde dudaklarının üstünden güldüm ve boşta olan elimi boynuna doladım.
Evet. Bu maviş kalbime yerleşmişti. Hem de daha önce kimsenin yerleşemediği kadar.
...................................................................................
Multi Tuna&Burcu
Daha fazla başkalarının ağzından bölüm istiyorsanız kimin ağzından istediğinizi lütfen yorumlara yazın.Bir sonraki bölümde görüşmek üzereeee.
👋❤👋❤👋❤👋❤👋❤👋❤👋❤👋❤👋❤